4 Eylül 2025 Perşembe

Tükoğlu: Erkek egemen sistem karşı özsavunma ve örgütlülük şart

Kadın gündemlerine dair açıklama yapan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, erkek egemen sistemin şiddetine, kadın kazanımlarının gasp edilmesine, taciz ve kadın cinayetlerine karşı "özsavunma ve örgütlülük" çağrısı yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, genel merkez binasında kadın gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. 

DEP Milletvekili Mehmet Sincar'ı katledilişinin 32. yılı olduğunu ve Sincar'ı anan Türkoğlu, Mecliste kurulan komisyonda Barış Annelerinin, Cumartesi Annelerinin ve kayıp yakınlarının dinlenmesinin önemli olduğunu vurguladı. "Kadınların nasıl bir barış istediğini görmezden gelerek bir çalışma yürütülmesine izin vermeyeceğiz. Bu süreç, erkeklerin kendi aralarında barışması değildir. Bu yalnızca Türkiye'deki Kürtlerle değil, tüm Kürtlerle barışın çağrısıdır; kadınlarla barışın çağrısıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşamla barışmanın çağrısıdır. Kürt halkının haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıların durdurulması ve saygı gösterilmesi çağrısıdır. Anadillerle barışmanın çağrısıdır" diyen Türkoğlu, barış için yerel demokrasiyi güçlendirmenin önemli olduğunu belirtti. 

'ORTADOĞU'DA ASIL TEHDİT KADIN DÜŞMANLIĞIDIR'
Afganistan, İran, Suriye'de Süveyda ve Lazkiye'de Alevi ve Dürzi kadınlara yönelik katliama değinen Türkoğlu, "Rojava Devrimine ve inşa edilen özgür, eşit yaşama yönelik saldırıları asla kabul etmeyeceğiz. Afganistanlı, Filistinli, İranlı, Suveydalı, Lazkiyeli tüm kadınlarla dayanışmayı büyüterek, Rojava Devrimini savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Rojava kadın devriminin Türkiye için tehdit olmadığını, asıl tehdidin HTŞ ve bağlı çetelerinin olduğunu kaydeden Türkoğlu, "Barışın önündeki en büyük tehdit, iki gün önce bir düğünü basıp iki genç kadını kaçıran çetelerdir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin yaptığı her açıklama, Suriye'de barışın tesisine ve farklılıklarla bir arada ortak yaşamın güçlendirilmesine yöneliktir. Yapılması gereken, Kuzey ve Doğu Suriye'de inşa edilen yeni yaşama saygı duymaktır. Suriye halklarının iradesine saygı duymaktır" diye konuştu.

'BİR AYDA 23 KADIN KATLEDİLDİ'
Ağustos ayında 23 kadının katledildiğini, 44 kadının ise "şüpheli ölüm" olarak kayıtlara geçtiğini ifade eden Türkoğlu, Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde katledilen 15 yaşındaki Hilal Özdemir'i, Mersin'de katledilen 16 yaşındaki Hiranur Nilgün Aygar'ı andı. 2024 yılında 36 milyon ruhsatsız silahın olduğunun altını çizen Türkoğlu, "En az 36 milyon kadın ve kız çocuğunun yaşamının tehlike altında olması demektir. 2024 yılında katledilen kadınların yüzde 44'ü ateşli silahla katledilmiş" dedi.

İktidarın çeteleşmeyi özendirdiğine değinen Türkoğlu, AKP'nin kadın katillerini, tacizcileri ödüllendirdiğini kaydetti. "Kadın katliamı dosyalarının rafa kaldırılmasına izin vermeyeceğiz" diyen Türkoğlu, Rojin Kabaiş'in üzerinde iki erkeğe ait buluntu tespit edildiğini, erkek adaletin karşısında mücadeleyi yükseltmeye devam edeceklerini belirtti.

'DİYANET KADINLARI EVE HAPSETMEK İSTİYOR'
Diyanetin hutbelerine, kadınların kazanılmış haklarını gasp etme saldırısına karşı tepki gösteren Türkoğlu, "Diyanet, kadınlara karşı suç işliyor ve inancı istismar ederek kadınları hedef gösteriyor. Kadınların kazanılmış hakları Cuma hutbelerinin konusu değildir. Kadınların nasıl giyinecekleri, nasıl konuşacakları, eşit miras hakkı Cuma hutbelerinin konusu değildir. Bu kurum aracılığıyla yapılmak istenen şey kadınları evlere kapatmaktır; kadınları susturmak, yaşamın dışına itmektir" dedi.

'MEB AİLE YILINA HİZMET EDİYOR'
AKP'nin "aile yılı" politikasının bir parçası olarak Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğini hedef aldığını belirten Türkoğlu, açılan 8 kız ortaokulunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve ayrımcılığı pekiştirdiğini ifade etti. "Kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırmanın bir adımıdır bu uygulama. Yine kadın eğitim emekçilerinin, kız öğrencilerin nasıl giyineceğine dair genelgelerle eril ve cinsiyetçi eğitim modelinde ısrar ediliyor. İl Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesinde yürütülen projelerle, kız çocuklarına yönelik suç işleniyor" diyen Türkoğlu, "Kız çocuklarının bugününü ve geleceğini bu erkek egemen aklın insafına bırakmayacağız. Cinsiyetçi eğitim, cinsiyetçi sağlık politikaları birbirinden beslenmektedir" diye konuştu.

Konya Meram Devlet Hastanesi'nde Hasan Hüseyin Uysal isimli doktorun kıyafetini açık bulduğu bir kadını muayene etmemesine değinen Türkoğlu, "Kadınların sağlık hizmetine erişmesindeki engeller her geçen gün artarken, bu hizmetten faydalanmak isteyen bir kadına bu şekilde keyfi bir tutumun sergilenmesi sağlık politikalarının nasıl yozlaştırıldığının göstergesidir. Bu keyfi tutumu sergileyen kişi elbette ki bu cesareti siyasi iktidarın erkek egemen politikalarından alıyor" diye kaydetti.

'İFŞA SUÇ DUYURUSUDUR'
Sanat alanında tacizci erkeklerin ifşa edilmesine değinen Türkoğlu, "İfşanın kendisi bir suç duyurusudur. Bu sese kulak vermeli, dayanışma büyütülmelidir. İfşadan ifşaya bekleyen bir kadın mücadelesi yerine, etkin politikaların hayat bulması için, değişim ve dönüşümün her iş alanında yaşanması için bir özsavunmaya, örgütlülüğe ve inşaya gitmeliyiz" dedi.

Kadınların, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı etrafında kenetlenerek savaştan değil onurlu barıştan yana karar verdiğini belirten Türkoğlu, "Kararımız, kadın yoksulluğuna ve işsizliğine karşı mücadeleyi büyütmektir. Tekçi ve cinsiyetçi eğitim politikaları karşı, eğitimde fırsat eşitliğini ve bilimsel eğitimi savunmaktır. Kürt sorununda demokratik çözümün sağlanmasında, özgür ve eşit yaşamın inşasında kararımız nettir. Bu inanç ve kararlılıkla Çanakkale'den Balıkesir'e, İzmir'den Gökçeada'ya kadın buluşmalarımızla çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.