7 Eylül 2024 Cumartesi

Suruç için Adalet Platformu: Adalet sağlanana dek mücadele bitmeyecek

Suruç katliamı davası boyunca faillerin korunduğuna ve Suruç katliamı yaralıları, aileleri ve avukatlarının cezalandırıldığına dikkat çeken Suruç için Adalet Platformu, "Katliamın tüm failleri yargı önüne çıkarılana kadar adalet mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz" ifadelerini kullandı.

Suruç için Adalet Platformu, Suruç katliamının 9. yıldönümü sebebiyle yazılı açıklama yaptı.

Suruç için adalet mücadelesinde 9 yılın geride kaldığı ifade edilen açıklamada, "Bu süre içerisine adalet adına ne başarıldıysa katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları, katliam yaralıları ve sosyalist gençlerin 'Kobanê'yi Beraber Savunduk Beraber İnşa Edeceğiz' kampanyasında karşılığını bulan halkların birleşik mücadelesine inanan demokratik kamuoyunun çabasıyla; yargının cezasızlık politikasına rağmen başarılmış oldu" denildi.

Katliamın siyasi sorumluları tüm bağlantılarıyla ortaya çıkarılmasına rağmen dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, Suruç İlçe Emniyet Müdürü Terörle Mücadele Büro Amiri Ahmet Oğuz Davarcı, Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Grup Amiri Ali Koçak hakkında sadece görevi kötüye kullanma suçlamasıyla mahkumiyet kararı ve göstermelik cezalar verildiğine dikkat çekilen açıklamada, katliam gerçekleri ve faillerin korunduğuna, DAİŞ'in 10 Ekim Gar katliamını gerçekleştirmesine izin verildiğine işaret edildi.

'ETKİN BİR SORUŞTURMA İÇİN TALEPLERİN TÜMÜ REDDEDİLDİ'
Platform avukatlarının etkin bir soruşturma için yaptığı başvuruların neredeyse tamamının reddedildiği belirtilen açıklamada, demokratik kitle örgütlerinin davaya katılma taleplerinin reddedildiği hatırlatıldı.

Açıklama, şöyle devam etti: "Duruşmaya bir kez bile getirilmeyen Yakup Şahin hakkında mahkumiyet kararı verilirken, dosyanın sanıklarından kırmızı bültenle aranır durumda olan İlhami Bali Konya Devlet Hastanesi'nde tedavi görmüş ancak bir türlü 'yakalanamamıştır'. Son olarak dosyanın firari sanıklarından Deniz Büyükçelebi'nin Şam'da rejim güçlerine bağlı bir hapishanede tutulduğu, İlhami Bali'nin ise Suriye'nin Türkiye denetiminde bulunan İdlip kentinde olduğunda dair istihbarat bilgileri dosyaya gelmiş ancak Suriye ve Türkiye arasında suçluların iadesine dair özel bir anlaşma olmasına rağmen, faillerin Türkiye'ye iadesi sağlanmamıştır."

'DAVUTOĞLU DİNLENMEDİ'
"Canlı bombaları katliam yapana kadar yakalayamıyoruz" diyen dönemin başbakanı Davutoğlu'nun; Suruç katliamının da gerçekleştiği döneme dair "2015 Haziran-Kasım'ı arasında terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan içine çıkamaz" açıklamasına rağmen, mahkemede dinlenilmesi talebinin bile kabul edilmediği vurgulanan açıklamada, adalet talebini dile getiren yaralılar, aileler ve avukatlar hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla dava açıldığı belirtildi.

'KATLİAM YARALILARI VE SURUÇ AİLELERİ TUTSAK EDİLDİ'
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Platformumuz üyesi avukatlardan Sezin Uçar, Özlem Gümüştaş, Sevda Çelik Özbingöl ve Gülhan Kaya çeşitli tarihlerde tutuklanmış, halen tutuksuz olarak yargılanmaya devam etmektedirler. Çok sayıda katliam yaralısı farklı tarihlerde gözaltı ve tutuklama saldırısına maruz kalmıştır. Katliam yaralılarından Efe Çatalbaş ve katliamda oğlunu kaybeden Besra Erol ise halen cezaevinde tutulmaktadır. Katliamın yıl dönümünde yapılan anma etkinlikleri hukuka aykırı bir şekilde kaymakamlık yasaklarıyla ve  polis engeli ile karşılaşmakta; katliamı protesto eden, 33 düş yolcusunu anmak isteyen yurttaşlar polis şiddetiyle karşılaşmakta, gözaltına alınıp tutuklanmaktadır."

'ADALET MÜCADELEMİZ ISRARLA DEVAM EDİYOR'
Tüm baskı, yıldırma ve unutturma saldırılarına karşı 33'lerin düşlerinin, geride kalanların adalet mücadelesinin ısrarla devam ettiği kaydedilen açıklamada, "Katliamın 9. yılı vesilesiyle tüm bu gelişmeleri kamuoyu ile paylaşıyor, katliamda yitirdiğimiz 33 düş yolcusunu ve çocukları için yürüttüğü adalet mücadelesinde yaşamlarını yitiren sevgili Şennur Ünlü'yü ve Mehmet Şerif Akhamur'u özlemle anıyor, katliamın tüm failleri yargı önüne çıkarılana kadar adalet mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz" ifadeleri kullanıldı.