Roza Rojava yazdı | Savaşarak ve direnerek devrimimizi koruyabiliriz
Bizler Rojavalı komünistler olarak, bu saldırıların başladığı dönemden itibaren görevlerimize her zamankinden daha sıkı sarılmış durumdayız. Kobanê başta olmak üzere Qamişlo, Hesekê gibi kentlerimizde aralıksız olarak özsavunma, örgütlenme vb. çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Faşist işgalci Türk devletinin, Rojava kadın devrimimizi hedef alan her türlü işgal ve imha saldırısıyla 12 yıldır karşı karşıya kaldık. Rojava Devrimimizi, kadın devrimimizi ve devrimin kazanımlarını savunmak için büyük ve ağır bedeller ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.
Belli tarihi dönemler vardır. Bu dönemlerde yaşanan direniş ve savaşlar için destanlar dizilir, şiirler, türküler, marşlar, ağıtlar yazılır, yakılır. Bugün yine böylesi destansı direnişin yaşandığı tarihi bir süreçten geçiyoruz. Egemenlerin, emperyalistlerin, işgalcilerin tüm saldırılarına rağmen, ezilenler, Kürt, Arap, Ermeni, Asuri, Süryani, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden devrimi savunmak için yek vücut olmuş, “QSD em'in, em ê şoreşa xwe biparêzin - QSD biziz, devrimimizi savunacağız'' sloganını yükseltiyor. Çünkü yıllar boyunca Baas rejiminin politikalarından kaynaklı birbirine düşmanlaştırılan uluslar, farklı inançlar, kardeşçe, eşit bir yaşamın mümkün olduğunu gördü. Kadınlar özgür iradeleriyle kendileriyle ilgili kararlarını verdikleri, kendilerini yönettikleri, siyasette, savaşta söz söyleme hakkı buldukları bir dünyanın mümkün olduğunu gördü.
Özgür, eşit, adil bir hayat yaşayanlar olarak bizler, tekrar kölelik dönemlerini getirmek isteyenlere karşı sonuna kadar devrimimizi savunduk ve yine savunacağız. Faşist işgalci Türk devletinin işgal-imha saldırıları 12 yıldır bizi yıldıramadı. Tüm saldırıların sonunda daha güçlü ayağa kalktık. Yine böyle olacağına inancımız tamdır.
Somut olarak Tişrîn, Qereqozak hattına yönelik işgal saldırıları bir aydır aralıksız sürüyor. Onlarca kahraman savaşçımızı bu saldırılarda yitirdik. Düşmanın kirli savaş saldırılarını boşa düşürmek isteyen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan bu alçakça saldırılarda katledildi. Annesiz ve babasız kalan çocuklar, ailelerini, topraklarını savunmak için gencecik bedenlerini siper eden, can feda bir ruhla savaşan gençler, yaşı 70'e varıp da eline silah alıp özsavunma nöbetlerine çıkan kadınlar, erkekler, dedeler, nineler, her gün anmalarda şehitlerine söz veren 6-12 yaşındaki çocuklar... İşte bizim devrimimize ruh veren gerçekler bunlardır.
Bunun gibi birbirinden ağır acılar yaşadığımız doğru. Ancak, bu dönemdeki kitle çalışmalarımız şunu çok iyi gösterdi ki; bu acılar ancak bu faşist, gerici, işgalci, erkek egemen sisteme ve DAİŞ zihniyetine sahip çetelere karşı öfkemizi biliyor. Örgütlülüğümüzü büyütmemize ve güçlendirmemize neden oluyor. Bizler Rojavalı komünistler olarak, bu saldırıların başladığı dönemden itibaren görevlerimize her zamankinden daha sıkı sarılmış durumdayız. Kobanê başta olmak üzere Qamişlo, Hesekê gibi kentlerimizde aralıksız olarak özsavunma, örgütlenme vb. çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
QSD ve YPJ'ye destek yürüyüşleri, "ordumuz gayet kudretlidir, biz halk olarak ordumuzun arkasındayız, yanındayız ve sonuna kadar destekçisiyiz" mesajını net bir biçimde dosta ve düşmana vermiş oldu. Kitlenin coşkusu, devrime bağlılığının bu kadar canlı ve dinamik dile geldiği en önemli anlardan biriydi.
Bu dönem içerisinde Qamişlo şehrindeki çalışmalarımızın merkezinde, devrimi savunma kapsamında özsavunma eğitimleri, ideolojik tartışma ve siyasi süreç analizi durdu. Bu kapsamda bir dizi ev toplantısı örgütledik. Bazı mahallelerde olağanüstü durumlarda görev üstlenecek Halk Savunma Birliği (HPC) timleri kurduk. Onların eğitimlerini gerçekleştirdik.
Toplam seferberlik çalışmaları kapsamında TKŞ, JKŞ ve CKŞ'liler olarak birçok farklı tarz ve yöntemle eylem, etkinlik vb. değişik tipteki çalışmalarımızı yürüttük. Seferberlik kapsamında JKŞ'li kadınların özgün örgütledikleri, her yaştan kadınla yapılan silah eğitimleri kadınların oldukça ilgisini çekti. Rojava'da bugün kadınlar özsavunmalarını geliştirmek, topraklarını ve kadın devriminin kazanımlarını korumak için her zamankinden daha fazla silahla kurdukları ilişkiyi derinleştirmeyi ciddi bir ihtiyaç olarak görüyor.
Yine, TKŞ-JKŞ'liler olarak Qamişlo'daki evleri tek tek ziyaret etmemizin bu dönemde halk bakımından ne kadar özel bir rol oynadığını gördük. Faşist Türk devleti ve destekçilerinin yaydıkları yalan haberleri, kirli savaş propagandalarını boşa düşürmek, süreci devrimci bir gözle incelemek ve analiz etmek için belirlenen pilot mahallelerde yaygın ev toplantıları yaptık. Ev toplantılarının bu süreci doğru okumak ve önümüze somut görevler koymak bakımından önemli katkıları olduğunu görmüş olduk.
HTŞ çeteleri, Suriye'de kadınlara gerici erkek egemen, şeriatçı politikaları dayatıyor. Yine, Alevi, Hristiyan, Dürzi vb. farklı inançlardan halka yönelik katliam, işkence saldırıları yaşanıyor. Bunları doğru okuyup, yorumlamak kadar görev çıkarmak kritik önemdeydi. Önümüzdeki dönem bakımından Ortadoğu ve özelde de Suriye halklarını bekleyen tehlikeye karşı uyarıcı olmak, tehlikelere karşı örgütlülüğün, birliğin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapmak komünistlerin önünde görev olarak duruyordu. Bu kapsamda değişik parti ve örgütlerle görüşmeler yapıldı.
Bir yandan hala Şehba ve Til Rifat'tan ikinci defa göç etmek zorunda kalan ailelerle yaralarımızı sarmaya çalışırken, diğer yandan elimizden gelen tüm imkanları değerlendirerek her türlü saldırıya karşı savunmamızı almak için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Cihatçı çetelerin korkulu rüyası olan tüneller tüm saldırılara karşı önemli savunma mevzimiz olarak yanı başımızda duruyor.
Yüklerimiz toprağa düşen her yoldaşımızın, savaşçılarımızın ardından giderek ağırlaşıyor. Devrimin zaferi için bedel kapılarından geçmemiz gerektiği gerçeğini uzun süre önce kavramış komünistler olarak her dönemde bu gerçekle başka bir boyutta tekrar yüzleşiyoruz. Karanlığın yoğun olduğu yerde aydınlık geleceğinde yakın olacağını biliyoruz ve inanıyoruz. Aydınlık, özgürlük bizimdir, zafer ezilen, mücadele eden, direnen ve savaşanların olacaktır. Başka yolu yok.