7 Eylül 2024 Cumartesi

'Katledilen yoldaşlarımızın mücadelesini büyüteceğiz'

Suruç katliamında ölümsüzleşenleri anmak için Adana'da İnönü Parkında bir araya gelen kitle, katliamın sorumlularını tanıdıklarını vurguladı. Gençlik örgütleri adına yapılan açıklamada, "Bütün insanlık suçları gibi Suruç'un da hesabı sorulacakken; geleceğimiz, elbette onu yaratan 33'lerin olacaktır. Gün katledilen yoldaşlarımızın mücadelesini büyütme günüdür. Gün Kobanê'ye yola çıkanların özgür bir dünya ufkunu gerçekleştirme günüdür. Gün devrim ve sosyalizm mücadelesine katılma günüdür" denildi.

Suruç katliamında ölümsüzleşenler Adana'da anıldı. İnönü Parkında bir araya gelen kitle, "Suruç'u unutmadık, unutturmayacağız" pankartı açtı. Suruç'ta katledilenler anısına yapılan saygı duruşunda "Güneşi içenlerin türküsü" şiiri okundu.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) bayraklarının yanı sıra Suruç'ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusunun fotoğraflarının taşındığı eylemde, gençlik örgütleri adına Rodin Deniz açıklama yaptı.

'KATLİAMIN ESAS SORUMLULARINI TANIYORUZ'
9 yıl önce bugün Kobane'nin yeniden inşa edilmesi çalışmalarına katılmak için SGDF'nin çağrısıyla yola çıkan yüzlerce kişiye yönelik devlet-DAİŞ işbirliğinde katliam saldırısı gerçekleştirildiğini hatırlatan Deniz, "33 kavga arkadaşımız katledildi. Bu katliamın esas sorumlularını tanıyoruz" dedi.

Aradan geçen 9 yılda saray rejiminin aynı baskı ve katliam politikalarını devam ettirdiğini söyleyen Deniz, savaş politikalarının 2015 yılında yaşanan Diyarbakır ve Ankara Gar katliamları, Suruç'un katillerinin cezasız bırakılması, depremde yüzbinlerin katledilmesi, maden işçilerinin Soma'da, İliç'te kar hırsıyla katledilmesinde, devlet yurtlarında üniversite öğrencilerinin katledilmesinde, kayyum saldırılarında ve 1 Mayıs Taksim iradesi sergileyenlerin tutuklanmasında gördüklerini söyledi.

'SALDIRILARA DİRENEREK CEVAP VERDİK'
Saray rejiminin işçilere, emekçilere, kadınlara, öğrencilere yönelik saldırılarını her geçen gün arttığını söyleyen Deniz, "Biz devletin bu saldırılarına Kobanê'de yeni bir yaşam kurarak, 10 Ekim katliamının 1. yılında aynı yerde aynı saatte intikam yemini ederek, öğrencileri katlettikleri yurtları işgal ederek, Van ve Hakkari'de binler olup sokakları doldurarak, 40. gün eyleminde molozların arasında rihen ve bahhurlarla 'gitmedik buradayız' diyerek, fabrikalarda sefalet ücretini kabul etmiyoruz deyip üretimi durdurarak cevap verdik" dedi.

'GÜN KATLEDİLEN YOLDAŞLARIMIZIN MÜCADELESİNİ BÜYÜTME GÜNÜDÜR'
Kobanê'den bugüne direnişin büyüdüğünü, öğrettiğini ve kazandırdığını vurgulayan Deniz, "Bütün insanlık suçları gibi Suruç'un da hesabı sorulacakken; geleceğimiz, elbette onu yaratan 33'lerin olacaktır. Elbette bunun için ödenmesi gereken bedel sonuna dek ödenerek bu gelecek kurulacaktır. Gün katledilen yoldaşlarımızın mücadelesini büyütme günüdür. Gün Kobanê'ye yola çıkanların özgür bir dünya ufkunu gerçekleştirme günüdür. Gün devrim ve sosyalizm mücadelesine katılma günüdür" çağrısında bulundu.

'33'LERİN MÜCADELESİNİ BÜYÜTELİM'
Bu topraklarda mücadele yürütenlerin, Gezi direnişini, Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarını, 6 Şubat depremlerini, Kobanê kumpas davasını, katledilen işçi, emekçi, kadın ve öğrencileri unutmayacaklarını, affetmeyeceklerini, hesap soracaklarını söyleyen Deniz, "Tüm halkımızı da 33'lerin mücadelesini büyütmeye, katillerden hesap sormaya, devrim ve sosyalizm saflarına katılmaya çağırıyoruz" diye konuştu.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) PM üyesi Ömer Temel de Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin basın metnini okudu. Suruç şehitlerinin düşlerindeki dünyayı kurmak için mücadelenin her döneminde ön sıraya geçtiği, düşleri için mücadele ettiğini söyleyen Temel, "Onları her yerde görebilirdiniz. Hakkari'de kurulan gençlik köprüsünde alın terleri vardı. Kürecik'e kurulmak istenen ABD üssüne karşı yapılan yürüyüşün öncüsü oldular. Tuzla'da yapılan tersane grevlerindeydiler. Gezi direnişinde onurlarına sahip çıkmak için yine en öndelerdi" dedi.
Temel şunları söyledi: "Çocuklar için yapılacak parkın eşyalarını taşıyan gençlerde vardı aralarında, hiç bir şey yapamasam da onlara ekmek yaparım diyen anneler de. Çocuklarının düşlerinin peşinden giden Bahar anne, İsmet baba, Cemil abi ve Erdal. Bilmediği topraklara cebinde parası olmadan yola çıkıp, orada yoldaşlarımız var diyen Vatan ve Alper… Evrim, Serhat ve Medali aynı kentte doğup büyüdüler, birbirlerinden habersiz aynı yolların tozlarını soludular. Nartan, Ferdane ve Okan… Çerkes ve Arap halklarının sesi ve soluğuyla halkların kardeşliği için yola çıkanlardan. Emrullah ve Murat, birbirlerini tamamlayan dost ve yoldaştılar. Aynı kentten yola düştüler. Osman ve Kasım Suruçluydular… Düşlerindeki sınırsız dünyayı yanı başlarındaki halk ile buluşturmak için yola çıktılar. Maaşını öğrencileriyle paylaşan Süleyman öğretmen ve ailesinden aldığı harçlıkla göçmen çocuklara kıyafet alan Uğur. Çok sevdikleri çocuklarla buluşmak için yola çıkanlardan. Nuray ve Nazlı; iki üniversiteli genç kadın, kendilerini var edebilecek bir yolculuğa çıktılar. Aydan, Alican, Mert ve Koray, Karadenizli kimlikleriyle Kürt halkının derdine ortak olmak ve Karadeniz'in alnındaki kara lekeyi silmek için yola çıktılar. Cebrail, Yunus Emre ve Çağdaş; her durumda yaşamlarını yeniden inşa etme gücüyle doluydular ve bu güçle yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola düştüler. Büşra, Duygu, Ezgi, Ece ve Polen; sade ancak sıradan değillerdi. Erkek egemen toplumun dayatmalarına karşı isyanı ve gülmeyi seçtiler. Aklımızda yola çıkarken yüzlerindeki gülümseme kaldı. Ve Veysel… Doğum gününün heyecanını yeniden inşa kampanyasının heyecanıyla birleştirerek yola çıktı."

9 yıldır düş yolcularının düşlerinin ve umutlarının takipçisi olduklarını söyleyen Temel, "Bu gün burada onların huzurunda bir kez daha söz veriyoruz. Düşlerini yarım bırakmayacağız" dedi.

Adaletsizliğe uğradıkları için mücadele yürütenlere adalet mücadelelerini birleştirme çağrısında bulunan Temel, "Adaletsizliğin olmadığı bir dünyayı yeniden kurmak için birlikte mücadele edelim" diye ekledi.

"Suruç için adalet herkes için adalet", "Devrim şehitleri ölümsüzdür, "Suruç'un hesabı sorulacak", "Katil devlet hesap verecek" sloganlarının atıldığı eylem, oturma eyleminin ardından sona erdi.