7 Eylül 2024 Cumartesi

Cemil Sîdwo: Ajanların içimizde yeri yok

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ), Hesekê'de faşist Türk burjuva devletinin sürdürdüğü ajanlaştırma faaliyetine karşı eğitim çalışması yaptı. Eğitimde Türk devletinin bölgedeki ajanlaştırma çalışmalarını kurumsallaştırmaya çalıştığı ifade edildi. Ajanlaştırmaya karşı uyanık olma ve bu durumlarda devrim kurumlarına başvurma çağrısı yapıldı. Yapılan konuşmada "Ajanların içimizde yeri yok, olmayacak" denildi.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) Hesekê'de Türk devletinin bölgedeki ajanlaştırma çalışmalarına karşı eğitim çalışması yaptı. TKŞ binasında gerçekleşen çalışmada TKŞ temsilcilerinden Cemîl Sîdwo konuşma yaptı. Sîdwo "Dünya devrimleri tarihine baktığımızda bu konuda önemli deneyim ve tecrübeler görüyoruz. Bugün de devletler arasında ittifaklar var ve bize karşı çalışıyorlar. Bu devrim deneyimlerinde direnişler de ihanetler de olmuştur. Ama bizim için esas olan üzerinden yürüdüğümüz değerlerdir" dedi.

'ARAP HALKI ÜZERİNDEN ŞOVENİST POLİTİKALAR UYGULANIYORDU'
Sîdwo, Arap halk isyanları sürecini hatırlatarak "Burada halklar devletlere, diktatörlüklere başkaldırdı, var olan sistemleri kabul etmediklerini belirttiler. İnsanlar, el ele verdiğinde her şeyi yıkabilir "dedi. Bu süreçte isyanın Suriye'ye de sıçradığını hatırlatan Sîdwo, Rojava devrimine giden süreci aktardı. Devrimin Kürtlerin öncülüğünde başladığını ve daha sonra halkların devrimine dönüştüğünü vurgulayan Sîdwo, "Kürt halkı dilinden, kültüründen bütün haklarından mahrumdu, doğrudur Arap halkımız dili ile konuşuyordu ama o da özgür bir fikre sahip değil, özgürlüğünden söz edemiyordu. Arap halkı üzerinde de şovenist, diktatörlük politikaları uygulanıyordu" dedi.

'TÜRK DEVLETİ ÖSO'YU KENDİ ÇIKARLARI İÇİN ÇETELEŞTİRDİ'
2012 de devrimin Rojava'ya ulaştığı dönemde halkın kendi evlerini, sokaklarını, kentlerini savunduğunu hatırlatan Sîdwo, o dönemde rejimin rolünü ve hükmünü yitirdiğini hatırlattı. "ÖSO ilk bu bölgeye girdiğinde içerisinde halktan temiz insanlar da vardı, fakat sonra onlar rejim ve başka güçler tarafından yok edildi, ÖSO dini bir yapılanmaya dönüştürüldü, komşu ülkeler de el uzattı. Örneğin Türk devleti ÖSO'dan birçok kişiyi kendi topraklarında eğiterek çeteleştirdi" diyen Sîdwo
komşu ülkelerin bunu kendi çıkarları için yaptığını vurguladı.

'DEVRİMİN İRADESİNİ KIRMAK İÇİN TÜM YÖNTEMLER DEVREYE SOKULDU'
Devrimin 3. yol projesi üzerinden yükseldiğini hatırlatan Sîdwo Türk devletinin o günden bugüne devrim üzerinde ki saldırılarına dikkat çekti. Bu saldırılardan birinin ajanlaştırma ve yozlaştırma faaliyeti olduğunu ifade eden Sîdwo Türk devletinin özellikle bu özel savaş yöntemlerini gençlik içerisinde yürüttüğünü belirtti. "Ajanlaştırma ve yozlaştırma yolu ile gençlik ve kitleler devrimden uzaklaştırılmak istendi" diyen Sîdwo, Türk devletinin devrimin iradesini kırmak için tüm yöntemleri devreye soktuğunu söyledi.

'AJANLAŞTIRMA ÇALIŞMASINI KURUMSALLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR'
"Türk devleti bize terörist muamelesi yapıyor. Ama silahlandırıp üzerimize gönderdiği çetelerden kimin terörist olduğu bellidir" diyen Sîdwo direnişle bütün saldırıların boşa düşürüldüğünü vurguladı. Düşmanın ajanlaştırma çalışmasını burada kurumsallaştırmaya çalıştığına dikkat çelen Sîdwo özellikle şehit ailelerinin bunun bir parçası yapılmak istendiğini söyledi.

3 QSD komutanının şehit düştüğü Til Temir saldırısında bunun açığa çıktığını vurgulayan Sîdwo konuşmasının devamında Baran Serhat, Ahmed Şoreş, Metin Dîcle ve Yılmaz Behrareş suikastlarının de ajanların iş birliğiyle gerçekleştiğini vurguladı. "Onlar gibi insanların içimizde yeri yok, olmamalı, düşmanın içerisinde de yeri yok, olmayacak. Düşman da onları kabul etmez, düşman da para karşılığında halkına ihanet edenlerin kendilerine bir hayrının dokunmayacağını bilir" dedi.

Konuşmasının devamında ajanlaştırmaya karşı uyanık olma çağrısı yapan Sîdwo "Kim ki böyle bir şey fark ederse devrim kurumlarına haber vermelidir" dedi. "Burada kendisini halkına feda ederek mücadele eden, savaşan insanların ajanlar yolu ile katledilmesine göz yummamalıyız" diyen Sîdwo konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Emperyalist kapitalist devletler buradadır bizi korurlar diyerek kendimizi kandırmamalıyız. Örgütlülüğümüzü, mücadelemizi ve direnişimizi büyütmeliyiz. Emperyalistlerin kapitalistlerin bizi korumayacağını Serê Kanîyê de gördük. Halkın varlığı, özgürlüğünü düşünmez. Kendi çıkarları için bir halkın yok edilmesini göze alır, asla ve asla halkı düşünmez. Etrafımızda ki devletlerin kendi içlerinde ne kadar çelişkileri var olsa da fakat mesele Kürt halkı ve ezilenler olunca birleşirler. Her yerde bu devrimi korumalıyız, ajanlara ve ajanlaştırmaya yol vermemeliyiz, mücadele ve direnişimizi güçlendirmeliyiz."