7 Eylül 2024 Cumartesi

Bakırhan'dan iktidara: Uzun vadeli destekleme projeleri hayata geçirilmeli

İktidarın ekonomiyi savaşa akıttığını; tarımı, çiftçiyi, halkları desteklemediğini vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, Mardin'deki tarım mitinginde iktidara "Uzun vadeli destekleme projeleri hayata geçirilmelidir. Öyle Erdoğan'ın keyfine kalan politikalar olmaz" çağrısı yaptı. 

"Ekmek ve adalet" kampanyası kapsamında Mardin'in Kızıltepe ilçesinde tarım mitingi düzenlendi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından başlatılan kampanya kapsamında otogar meydanında alayların çekildiği miting alanına giren çok sayıda kişi ellerinde "Sermayedarı değil, çiftçiyi koru", "Savaşa değil tarıma kaynak", "Asıl biz sizin fişinizi çekeceğiz", "Bize elektrik ver", "Sizden elektrik alamadık", "Işığı kapat bize güneşimiz bize yeter", "Tarımda gelişim üreten çiftçiyle mümkündür", "Vejîn li axê hatiye, ax keda destê me ye", "Heke hilberîn tune be dê pêşeroj jî tune be!", "Dest dirêjî keda min, axa min, ava min neke", "Xelk çû hîvê em li pey ceyranê ne", "Mesrefê zewacê biha ye, genim erzan e" dövizleri açarak mesajlarını verdi.  
 
Ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu ile başlayan mitingde, "Şehîd namirin" ve "Bijî Serok Apo" sloganları atıldı.

'TOPRAKLARIMIZI SAVUNACAĞIZ'
Çiftçi kadınlar adına Şükran Aktaş konuştu. Aktaş, yaşadıkları sorunları anlatarak, "Çiftçilerin alın terini yerde bırakmayacağız. 13-14 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor. Yaklaşık 20 yıldır bu derdi çekiyoruz. Sürekli eşitlikten yana olduğumuzu ifade ediyoruz. Ama bu durumu bölge olarak sadece biz yaşıyoruz. Elektrik kesintilerinden dolayı emeklerimiz heba oluyor" ifadelerini kullandı.

Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbey, çiftçilerin bir karış toprağı boş bırakmadığını dile getirerek, devletin üzerine düşeni yapmadığını söyledi. "Özel şirket DEDAŞ, çiftçiyi canından bezdirdi" diyen Erbeyi, "Kendi paramızla aldığımız trafomuzu söküp alıyorlar. Bize hırsız diyorlar. Asıl hırsız sizsiniz. Bu halkın emeğini çalan sizsiniz. Bu sorun tüm Türkiye’nin sorunudur. Hakkımızı helal etmiyoruz" dedi.

Ardından Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, konuşurak, "Kirli politikalara izin vermeyecek, Toprağımızı savunacağız" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan söz aldı. İktidarın halkı açlık ve yoksulluğa sürüklediğinin altını çizen Bakırhan, 22 yıllık Türkiye'nin özetinde ekmek, iş, demokrasi ve özgürlük olmadığını kaydetti. Adaletin olmadığına da vurgu yapan Bakırhan, demokratik güçlerin yıllardır demokratik bir ülke için mücadele ettiğinde karşılığında ise gözaltı ve tutuklama saldırılarının, işkencelerin gerçekletiğini belirtti. 

'SİZ ÜRETİCİNİN ÇİFTÇİNİN İKTİDARI DEĞİLSİNİZ'
Ülke ekonomisinin büyük bir bölümünün savaşa gittiğini; tarımın, çiftçinin desteklenmediğini söyleyen Bakırhan, "Bu ülkede kıt kanaat geçinen Küçük esnafla dayanışmak yok. Onların üretim yapması için herhangi bir programı yok bu ülkede" dedi. Bakırhan, "Bu iktidarın tek bir programı var Kürdü yok saymak, Kürdü yok etmek, Kürdün diline kültürüne düşman ettirmek, Kürdü aç ve yoksul bırakmaktır. İşte bizler tam da buna itiraz ediyoruz. Diyoruz ki bu bereketli topraklarda yaşayan çiftçiler, tarımla uğraşanlar geçimini topraktan kazananlar eğer ekemiyorsa, ektiğini biçip yaptığı masrafın maliyetini çıkaramıyorlarsa siz bu ülkeyi yönetmiyorsunuz. Siz üreticinin, çiftçinin iktidarı değilsiniz. Siz bu ülkenin kaynaklarını bir avuç sermayedara peşkeş çeken bir iktidarsınız. Sizler tarımın merkezindesiniz, enflasyon TÜİK rakamlarına yüzde 75. Peki Kızıltepeli buğday ekenler, Buğdayın geçen yılki taban fiyatına göre yüzde kaç arttı. Yüzde 10-12 arasında arttı. Enflasyon yüzde 75 oldu. Enflasyonun bu kadar arttığı bir ülkede sizin ürettiğiniz buğdayın taban fiyatına sadece yüzde 10 zam yapıyorlarsa bu iktidar kimin iktidarıdır. Sizin değil, tarımla uğraşanların değil, çiftçilerin değil. Bir de TÜİK diye bir Dehaq üretmişler yalanla algıyla enflasyonu düşük gösteriyor. Bugün Genel Merkez olarak TÜİK hakkında suç duyurusunda bulunduk. TÜİK'in bu yalan bu halkı kandıran bu iktidara sermayeye yandaşlık yapan anlayışını yargının huzuruna taşıdık. Umarım demokrat yargıçlar bu yalan dolan bu algıyla bu oyunla bu istatistiki sonuçları açıklayan TÜİK'i mahkum edeceklerdir. Ne yapıyorlar mazot geçen yıl kaç liraydı, 24 lira. Şimdi kaç lira 47 lira. Mazot yüzde 100 artıyor, elektrik fiyatları yüzde 20 artıyor, sulama şirketleri verdikleri suyun ücretini yüzde 60 ile 400 arasında artırıyor ama Kızıltepe'nin buğdayına yüzde 10 zam yapıyorlar" ifadelerini kullandı. 

'DEVLET ÇİFTÇİLİK YAPMAYIN DİYOR'
Türkiye'de çiftçilerin toplam borcunun 850 milyar olduğunu söyleyen Bakırhan, devletin çiftçilere destek sunmadığını kaydetti. "Çiftçilik yapmayın diyorlar. Üretmeyin diyorlar. Toprağınız boş kalsın diyorlar. Açlığa sefalete mahkum olun diyorlar. Maliyetler yüksek, alım fiyatı düşük, destek yetersiz. İşte buna itiraz ediyoruz. onun için sizleri ekmek ve adalet kampanyasına daha güçlü sahip çıkmaya hakkını aramaya, hakkımızı aramaya davet ediyoruz" diyen Bakırhan, Kürt meselesi çözülmediği müddetçe tarımın, çiftçinin ayağa kalkmasının, ürettiğinin hakkını alması güç olduğunu vurguladı.

'KÜRDÜN KAWA GİBİ MÜCADELE ETMESİ LAZIM'
Bakırhan, "Bir GAP projesinden bahsedip duruyorlar. Kaç yıldır bu projeyi bitireceklerini söylüyorlar? Yıllardır, niye bitmiyor, çünkü Mardin de Kürtler Araplar emekçiler kardeşçe ve bir arada yaşayan halklarımız yaşıyor. Niye GAP projesi bitmiyor Mardin'li toprağını ekmesin diye, Kürt toprağında yetiştirdiği ile yaşamını sürdürmesin diye. Kürt göçsün Kürdistan insansızlaşsın, tarihinden Kültüründen kopsun, metropollerde sermaye için ucuz iş gücü haline gelsin diye maalesef böyle davranıyorlar. Hakkımızı ararken barışı savunacağız, ürettiğimizin karşılığını ararken Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü için aynı zamanda mücadele etmeliyiz. Bir an önce GAP projesinin Mardin bölümünün bitirilmesini Mardin halkının DEDAŞ teröründen kurtulması için mücadele etmemiz gerekiyor. DEDAŞ DEHAQ olmuş. Dehaq bir zamanlar Kürtlerin canına düşmüştü. Kürtlerin kanını canını alıyordu. Şimdi elektriği keserek diyaliz makinasına bağlı insanların canını alıyor. DEDAŞ elektriği keserek siz değerli halkımızın buğday mısır tütün ekmesini engelliyor. Dehaq bizim canımızı alıyordu bunlarda bizim ekmeğimizi alarak bizi yok etmeye çalışıyorlar. Bu DEDAŞ terörünü bitirmek için her Kürdün Kawa gibi mücadele etmesi partisine kampanyasına sahip çıkması gerekiyor" dedi.

'BUNLARI GÖNDERECEĞİZ'
Ülkede savaş büyüyorsa tarımın, sofradaki ekmek ve zeytinin küçüldüğünü söyleyen Bakırhan, "Türkiye'yi hem içeride hem dışarıda Kürdü düşman gören onu yok etmeye çalışan onun statüsünü tanımayan, statüsünü yok etmek için kimi devletlerle işbirliğine giden bu yaklaşımları reddetmemiz gerekiyor. Bizim için gerekli olan Rojava'daki ve Güney Kürdistan'daki Kürdü yok saymak için Irak'la, Şam'la, Suriye rejimi ile İran rejimi ile anlaşarak Kürdü yok edecek politikalar değil, savaşı bitiren demokrasiyi getiren yaylaları köyleri tekrar yaşama açan destek sunan insanların üretmesi için sosyal politikalar geliştiren yaklaşımlara ihtiyacımız var. Bunu AKP yapar mı vallahi yapamaz. Onun için mücadele edeceğiz. bunları göndereceğiz demokratik hakkımızı hukukumuzu insanca yaşımızı sağlayacak bir yönetimin iktidarın yönetime gelmesi için tarlamızda alın teri döktüğümüz gibi mücadele sahasında sokakta da mücadele edecek ve direneceğiz, başka şansımız yok. Sizlere çözüm önerilerimizi sunacağım" ifadelerini kullandı.

'UZUN VADELİ DESTEKLEME PROJELERİ HAYATA GEÇİRİLMELİDİR'
Hükümete çağrı yapan yapan Bakırhan, "Uzun vadeli destekleme projeleri hayata geçirilmelidir. Öyle Erdoğan'ın keyfine kalan politikalar olmaz. Asgari ücrete zam yok emekliye zam yok, sonra da sanki büyük bir şey yapıyorlarmış gibi 2 bin lira artırarak bu sorunlar çözülmez. Uzun vadeli destek politikaları açıklanmalıdır. Düşük faizli hatta faizsiz kredileri çiftçilere küçük esnafa sağlamalıdır Destek ödemeleri arttırılmalıdır. Destek ödemeleri zamanında çiftçilikle tarımla uğraşanlar vermelidir. Çiftçi ve üreticiyi merkeze alan bir tarım politikası hayata geçirilmelidir. Şimdi merkeze neyi almışlar. Sermayenin kazancını. Savaşa ayrılan bütçeyi sarayın rahatını gündemine alan hükümet çiftçiyi ve tarımı gündemine alması ve bu konuda bir çalışma yürütmeye davet ediyoruz. Tarımsal girdi maliyetleri düşmelidir. Mazot çiftçiye fiyatına verilmelidir. Bırak mazotu ucuza satmayı mazottan hem buğday ithal ediyor hem gıda ithal ediyor hem de bırakmıyor çiftçi üretsin. Üretmesini isteseydi ne yapardı mazottaki KDV ve ÖTV'yi kaldırdı. Ama ne yapıyor. KDV ve ÖTV'yi kaldırmak yerine önümüzdeki dönem Mehmet Şimşek'in neo liberal ekonomi politikasında göre daha büyük zam koymaya çalışıyorlar. Ne yapmalı hükümet? tarımda  bu tarım sorununu çözmek için boş olan yüz binlerce hektar arazinin tekrar üretime açılması için Kürt sorunu demokratik yollarla çözmek yasaklanan yayaları üretime açılmalı köyüne dönmek isteyen çiftçi ve emekçinin köyüne dönmesi için gerekli olan altyapı destekleme sağlanmalıdır. Yine değerli halkımız. Bütün bölgelerde eşitlikçi bir politika üretmelidir. Bu hükümet Karadeniz'de ayrı egede ayrı Kürt illerinde başka bir tarım politikası üretiyor Buradaki DEDAŞ gibi bir, DEDAŞ Ege'de yok. Ege'de elektrik dağıtım şirketi çiftinin bankadaki parasına el koyuyor. Diyaliz makinesine bağlı hastanın elektriğini kesmiyor. Tarımı engellemek için elektriğin voltajını düşürmüyor. Bölgeler arası ayrımcı eşit olmayan politikaların bir an önce eşitlenmesi gerekiyor. Tarım işçilerinin emeğinin güvenceye alınması gerekiyor. Tarım işçileri güvencesiz çalışıyor Sigortasız çalışıyor. Tarım işçilerinin sigortalarını devlet karşılamalı bunu üreticinin sırtına bindirilmelidir" dedi.

'KAMPANYAMIZI GÜÇLÜ VE AKTİF SAHİPLENME GÜNÜDÜR'
Bakırhan, son olarak şunları söyledi: "İşçilerin çalışma sürelerinde de bir gariplik var. Güneş doğarken başlıyorlar batarken bitiriyorlar. Bu çalışma sürelerinin de düzenlenmesi gerekiyor. Son olarak Hilvan Belediyemizin çok örnek bir çalışması var. Buradaki başta bölgedeki belediyeler olmak üzere Türkiye'deki belediyelere de çağrı yapıyorum. Hilvan Belediyemiz tarım işçilerinin tarım emekçilerinin çalıştığı yerlerde temiz suya ulaşması için su götürüyor. Mutfak inşa ediyor. Tuvalet götürüyor. Banyo götürüyor. Çalışanın temiz suya gölgeye banyoya ekmeğini yemeğini yiyebileceği alanları oluşturuyor. Mardin'deki belediyelerimizden de Hilvan Belediyesinin hayat geçirmeye çalıştığı bu projeyi hayat geçmesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Merak etmeyin. Çok onurlu mücadele ettiniz direndiniz. Kayyımcı anlayışı, yok sayan anlayışa 50 defa yüz defa gereken mesajları verdiniz. Gün birlikte olma ortak mücadele etme dayanışma değerlerine partisine mücadelesine sahip çıkma günüdür. Gün ekmeğinin hakkını arama günüdür. Gün adalet arama günüdür. Gün adaletsizliklere karşı ekmek ve adalet kampanyasını aktif güçlü bir şekilde sahiplenme günüdür."