5 Şubat 2025 Çarşamba

İHD gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sordu

Kayıpların akıbetini sormak amacıyla Diyarbakır, Batman ve Hakkari'de yapılan eylemlerde gözaltında kaybedilenlerin akıbeti soruldu.
 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır, Batman ve Hakkari'de "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" şiarıyla yaptığı eylemlere bu hafta da devam etti.

DİYARBAKIR
Kayıp yakınları ve İHD Diyarbakır Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla düzenledikleri eylemin 831. haftasında Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde toplandı. Kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankartın açıldığı eylemde, 1994 yılında Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Aktepe mahallesinde kaybolan Ömer Öner ve Nuri Dayan'ın akıbeti soruldu.

Ömer Öner'in eşi Nezire Baran, gözaltında kaybedilelerin Kürt oldukları kaybedildiğini belirterek, adalet sağlanıncaya kadar mücadele etmeye ve bu alanda olmaya devam edeceklerini söyledi. Ömer Öner'in hayvanlarını aramak için evden çıktığını ve geri dönmediğini vurgulayan Baran, "6 ay sonra bir köyde motorunu bulduk. Eşim kaybolduğu günden bu yana cenazesini bulup, mezarı başına gitmek bize hasret kaldı. Tek bir damla kanımız kalana kadar onların davasının peşindeyiz. Biz Kürtleri bitirdiklerini zannediyorlar ama bitiremezler" dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz de, katliamın görgü tanıklarının, Ömer Öner ve Nuri Dayan'ı, en son Kuği ve Pire köyleri arasında gördükleri yönündeki ifade verdiğini hatırlatarak, her iki köyün de koruculuk yaptığını ve Hizbullahçı olarak bilindiğini kaydetti.

Akdeniz, Ömer Öner ve Nuri Dayan ailelerinin askerlerin baskısından kaynaklı herhangi bir kuruma resmi başvuruda bulunmadığını ve Öner ile Dayan'dan bir daha haber alınamadığını belirtti.

Açıklama, oturma eylemi ile son buldu.

BATMAN
İHD ve kayıp yakınları, 667'inci haftada Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Bozalan köyünde 1 Ocak 1988'de gözaltında kaybedilen İsa Soysal'ın hikayesi paylaşıldı.

İHD Batman Şube Yöneticisi Melek Atalay, İsa Soysal'ın evine gelen sivil giyimli kişiler tarafından zorla götürüldüğünü ve bir daha kendisinden haber alınamadığını, ailesinin Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittiğini, fakat bilgi alamadığını anlattı.


Atalay, "2008 yılında gazeteci Faruk Arslan'ın kaleme aldığı 'Karakutu: Ergenekon'un Karanlık İsmi Tuncay Güney' isimli bir kitapta JİTEM tarafından öldürülen birçok kişinin Silopi Botaş Askeri Tesislerine gömülmüş olduğu beyanı yer alıyordu. Bunun üzerine yakınları Silopi Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu ve bahsi geçen yerlerde kazı yapılması talep edildi. Yapılan kazıda kemik ve giysi parçalarına ulaşıldı, ancak İsa Soysal'a ait herhangi bir bilgiye ulaşılamadı. İsa Soysal o tarihten beri kayıp" dedi.

Açıklama, oturma eylemi ile son buldu.

HAKKARİ
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 157'nci haftasında Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Sanat Sokağında bir araya geldi. Eylemde, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı ve kayıpların fotoğrafları açıldı. Bu haftaki eylemde, korucular tarafından 5 Ağustos 1990 tarihinde, "size iş bulduk" denilerek çağırılan Mehmet Ürün, Ömer Ürün, Salih Ürün, Sıddık Yakut, Mehmet Yakut, Ömer Kaçan ve kimliği tespit edilmeyen bir çoban olmak üzere Yüksekova İlçe Jandarma Karakoluna götürülerek katledilen 7 sivilin akıbeti soruldu. Konuya dair basın metnini İHD Şube Yönetim Kurulu üyesi Pınar Yılmaz okudu.


Yılmaz, katliamın ardından basında "Yüksekova'da 7 PKK'linin çatışmada öldürüldüğü" haberlerinin yer alması üzerine ailelerin Yüksekova İlçe Jandarma Karakoluna gittiğini, ama yaşamını yitirenlerin cenazelerinin yakınlarına teslim edilmediğini söyledi. Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvurunun reddedildiğini belirtenYılmaz, "35 yıl önce katledilen sivillerin akıbetinin bir an önce ortaya çıkarılmasını ve sorumluların yargı önünde hesap verebilmesi için gerekli tüm adımların atılmasını talep ediyoruz. Cumartesi insanları olarak son kaybımızın akıbeti ortaya çıkarılana kadar meydanlarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.

Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı.