Firüzköy'de Suriye'deki Alevi katliamları ve mücadelenin birleştirilmesinin önemi tartışıldı
Firüzköy'de Zile Belpınarköyü Derneği'nde, HTŞ çetesinin Suriye'de Alevilere dönük katliamlarına karşı söyleşi düzenledi. ESP MYK üyesi Ok, Arap Alevilerine yönelik katliamlar karşısında halkların direnişini yaratmanın önemine işaret ederek, "Saflaşma yaratamazsak katliamlar derinleşir" dedi. Yazar Ali Haydar Saygılı da, Arap Alevisi, Kızılbaş Alevi, Caferi ayrımları üzerinden Alevilerin birliğinin bölünmek istendiğine dikkat çekti. Saygılı, "Birliğimizi, dirliğimizi, güvencemizi oluşturmalıyız. Aleviler önce Alevilerle birlik olmalı. Ama aynı zamanda kendisi gibi hak mücadelesi veren, ezilenlerle yan yana gelmeli" dedi.
Avcılar'ın Firüzköy Mahallesinde bulunan Tokat-Zile Belpınarköyü Derneği'nde "Yezide karşı bir olalım, katliamı durduralım" başlığıyla söyleşi düzenlendi. HTŞ çetesinin Suriye'de Alevilere dönük katliamı ve Alevi kültürüne yönelik saldırıların ele alındığı söyleşide, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Satiye Ok ve yazar Ali Haydar Saygılı söz aldı.
Söyleşi, Sivas, Gazi, Maraş ve Suriye'de katliamlarda yaşamını yitiren Aleviler anısına saygı duruşuyla başladı.
OK: ORTADOĞU'DA SADECE EMPERYALİST SALDIRGANLIK YOK, HALKLARIN DİRENİŞİ VAR
Söyleşide söz alan ESP MYK üyesi Satiye Ok, Alevilerin Osmanlı'dan bugüne çok kez katliama maruz kaldığını belirtti. Bugün Suriye'de Alevilere yönelik gelişen katliam saldırılarına değinen Ok, emperyalistlerin Ortadoğu'daki planlarının bugünkü yansımalarına işaret etti. Ortadoğu'da sadece emperyalistlerin saldırganlığında bahsedilemeyeceğini aynı zamanda halkların direnişi olduğunu söyleyen Ok, 7 Ekim 2023'te Filistin direniş örgütlerinin Aksa Tufanı hamlesini hatırlattı. ABD'nin siyasi ve askeri jandarmalığını yapan İsrail siyonizminin ezilenlerin direnişiyle karşı karşıya kaldığını belirten Ok, Suriye'de çok sayıda ulusun yaşadığını söyleyerek, halkların birlikte yaşamının Rojava'da örgütlendiğine işaret etti.
Tunus'ta gelişen halk hareketinin Ortadoğu'yu sardığını, en zayıf halka olan Suriye'de Kürtlerin, diğer halklarla birlikte Rojava'da ortak yaşamı ördüğünü söyleyen Ok, DAİŞ barbarlığına, politik islamcı rejimi hayata geçirme saldırganlığına karşı Rojava'da gelişen direnişe işaret etti. Kadınların bu direnişteki rolüne ve DAİŞ'e karşı mücadelede önemli bir yerde durduğunu hatırlatan Ok, Rojava'da demokratik, halkçı yönetimin kurulmasında kadınların temel bir yerde durduğuna işaret-etti. Ok, bugün Türk devleti ve ÖSO çetesinin saldırılarının amaçlarından birinin de Rojava kadın devrimi olduğuna vurgu yaptı.
Rojava Devrimine yönelik DAİŞ'in saldırganlığının Türk devleti tarafından desteklendiğini, silahların TIR'larla DAİŞ'e nasıl taşındığını televizyonlardan izlediklerini söyleyen Ok, bugün de ÖSO eliyle Türk devletinin Rojava Devrimine yönelik saldırganlığını sürdürdüğünü belirtti.
'ALEVİLERİN SİLAHLARI TOPLANDI, ÖZSAVUNMALARI ENGELLENDİ'
Halep'in bir günde düştüğünü, bunun danışıklı dövüş olduğunu belirten Ok, Şam yönetiminin HTŞ'ye devredildiğini ve HTŞ'nin Şam yönetimine gelişinin günbegün planlandığını söyledi. İbrahim Kalın ve Hakan Fidan'ın Suriye'ye giderek HTŞ lideri Golani ile görüştüğünü hatırlatan Ok, "İbrahim Kalın Emevi Camisinde namaz kıldı. Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Golani ile görüştü. Bu görüşmelerde Alevilere, Dürzilere, Kürtlere hak tanınmamasını istediler. Bu halklara, inançlara yönelik katliamların önünü açtı" diye konuştu.
"Terörist" ilan edilen HTŞ'nin başında bulunan Golani'nin, kravat takılarak, görüntüde bir değişim örgütlendiğini belirten Ok, Alevi katliamının yaşanış biçimlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Aleviler tarih boyunca gördü. Katliamcılar hep önden antipropaganda yapmışlardır. Sivas örnektir. Aleviler Sivas'a gitmeden antipropaganda yapıldı ve canlarımız diri diri yakıldı. 33 canımız katledildi. Lazkiye, Hama, Tartus'ta Aleviler göç ettirildi, halkın silahları toplandı, özsavunmaları engellendi, katliamlar yaşanmaya başladı. Alevilerin silahlarının toplanması, Alevilere toplu katliam yapılmasının önünün açıldığını, Alevilerin, inançlarının yok sayıldığını gösteriyor" diye ekledi.
"YPG terör örgütüdür, sınır komşumuz olmasın" diyenlerin bugün çeteci güçlerle sınır komşusu olduğunu, HTŞ'nin, IŞİD'in katliamcı olduğunu gerçeğini unutturmaya çalıştığını vurgulayan Ok, "2011'de Suriye'de savaş başladığında, sınırda Aleviler günlerce nöbet tuttu. IŞİD'in, HTŞ'nin ilk yöneleceği yerler buralar olacağını biliyordu Alevi halkı. Bugüne kadar ki pratiklerinden bunu görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'SAFLAŞMA YARATAMAZSAK KATLİAMLAR DERİNLEŞİR'
Ok sözlerine şöyle devam etti: "Bunu halklarımıza anlatamazsak, gerçek bir saflaşma yaratamazsak bu katliamlar derinleşir. AKP-MHP faşist iktidarının tarihine bakınca Alevileri, Kürtleri yok sayan, kadın katliamlarının önünü açan, tek millet, tek bayrak, tek ulus propagandası yaptı. AKP iktidarı döneminde Alevilerin evleri işaretlendi, ibadethanelerine saldırılar düzenlendi. AKP, HTŞ ve ÖSO'yu çeteci güç olarak sınırımızda beslemeye çalışıyor. Bu çeteler Aleviler ve Kürtler bakımından büyük bir tehdit oluşturuyor. Bugünden çeteci güçlere, politik islamcı güçlere karşı direniş hattı öremezsek, ileride daha büyük katliamlarla karşı karşıya kalacağız demektir. Yan yana gelmek, buna tutum almak önemli bir yerde duruyor."
'TARİHİMİZDE KATLİAMLAR KADAR DİRENİŞ DE VAR'
Alevilere yönelik katliamlar karşısında ne yapmamız gerekiyor sorusunun önemli bir yerde durduğuna işaret eden Ok, "Tek çıkar yol örgütlenmek" dedi. İnanç örgütleri ve derneklerde örgütlenerek Alevi toplumunu aydınlatmanın, birlikte mücadele önemine vurgu yapan Ok, Gazi Katliamının ardından Alevi halkının ayaklanmanın ve direnişin öznesi olduğunu hatırlattı. Ok, "Tarihimizde katliamlar kadar, direniş, mücadele de var" dedi.
'ALEVİ İNANCIYLA EZİLENLERİN, EMEKÇİLERİN MÜCADELESİNİ BİRLEŞTİRMELİYİZ'
"Bir olmayı başaramazsak faşist iktidar katliamlara devam edecektir" diyen Ok, Alevi inancı ile ezilenlerin, emekçilerin, Kürtlerin, kadınların, işçilerin, gençlerin yan yana gelmesi, kader birliği yapması, mücadelelerini birleştirmesinin önemine vurgu yaptı.
SAYGILI: HAMA'DAN SİVAS'A...
Yazar Ali Haydar Saygılı sözlerine, "Kızılırmak gibi bendinden boşan. Hama'dan Mardin'den Sivas'a döşen. Düldül eğerlendi zülfikar kuşan. Alim ne yatarsın günlerin geldi" dizelerini hatırlatarak başladı. Dizelerde Hama'dan Sivas'a uzanan Alevilerin yaşadığı bir coğrafyadan bahsedildiğini belirten Saygılı, Aleviler arasındaki farklılıklara değindi. Arap Alevileri, Kızılbaş Alevileri, Caferiler olduğunu, bunların Alevi inançları arasında farklılıklar olduğunu kaydeden Saygılı, "Ama katliamları gerçekleştiren hiç ayrım gözetmiyor" diye vurguladı.
'ESAD'IN ALEVİ OLMASI ALEVİLERİN İKTİDARI OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ'
Suriye'deki katliamlara Alevilerin Beşar Esad gibi gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirten Saygılı, Beşar Esad'ın Arap Alevi olduğunu, fakat gerçekte Alevilerin iktidarı olmadığına dikkat çekti. "Esad'ın Alevi olması o rejimi Alevi rejimi yapmıyor. Aleviler yine yoksuldu" diyen Saygılı, Esad rejimi döneminde de varlığını sürdüren Emevi Camisinin Kerbela'da katledilen Hüseyin'in başının üç gün sergilendiği Yezid'in makamı olduğunu hatırlatarak, "Esad Emevi Camisinde namaz kılan biriydi" dedi.
Alevilere yönelik katliamın, kaçırma, işkence, sokak ortasında öldürme şeklinde sürdüğünü belirten Saygılı, HTŞ çetesinin Suriye'de Arap Alevilerinin türbelerini yaktığını, türbedekileri katlettiğini hatırlattı.
'ANTAKYA'DAKİ ALEVİLER DE TEHDİT EDİLİYOR'
Antakya'da yaşayan Arap Alevilerin akrabalarının sınırın öte tarafından Lazkiye, Hama, Tartus'ta bulunduğunu, Antakya halkının bu nedenle tedirgin olduğunu söyleyen Saygılı, HTŞ çetesinin sadece sınırın öte tarafında değil bu tarafında da Alevileri tehdit ettiğine işaret etti. İktidar cenahının sosyal medya üzerinden yürüttüğü "Siyasal Alevilik" söylemiyle "Alevilerin katli vaciptir" propagandası yaptığını söyleyen Saygılı, "Düşman gördükleri, bu coğrafyada yaşayan Alevilerin hak taleplerini engellemeyi amaçlıyorlar. Cemevlerinin ibadethane olmasını isteyemezsiniz, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını ve başkaca taleplerini de dile getiremezsiniz diyorlar" tespitinde bulundu.
'SURİYE'DE YAŞANANLAR BURADAKİ ALEVİLER DOĞRUDAN İLGİLENDİRİYOR'
Kızılbaş Alevilerinin, Arap Alevilerine yönelik tehditleri, katliamı bunlar Suriye'de yaşanıyor diyerek görmezden gelemeyeceğine vurgu yapan Saygılı, "Suriye'deki Aleviler sadece Suriye'deki Aleviler değildir. Hem mazlum halklar oldukları için mazlumun yanında durmak, hem de inancından dolayı hedef alındığı için aynıyız. Kaderimizi birleştirmeliyiz. Suriye'deki meseleler bu nedenle buradaki Alevileri doğrudan doğruya ilgilendiriyor. Bu coğrafyayı da tehdit ediyor" diye konuştu.
'BİRLİĞİMİZİ, DİRLİĞİMİZİ, GÜVENCEMİZİ OLUŞTURMALIYIZ'
"Ezilenlerin kendilerinden başka dayanacaklar güçleri yok" diyen Saygılı, zulüm üzerine kurulu hiçbir devletin ezilenden yana olmadığını, olmayacağını söyledi. Saygılı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suriye'de en savunmasız halk Aleviler. Rejimle özdeşleştirildiler, Alevilerin bir araya gelmesi, dayanışma içinde olması engellendi, silahsızlandırdılar. Esad sonra onları terk edip gitti, kendilerini savunamıyorlar. Dürzilerin kendilerini savunabiliyor, özsavunma birlikleri var."
Alevilerin kendi tarihleri, geleneklerin ders çıkarması gerektiğini söyleyen Saygılı, "Birliğimizi, dirliğimizi, güvencemizi oluşturmalıyız. Aleviler önce Alevilerle birlik olmalı. Ama aynı zamanda kendisi gibi hak mücadelesi veren, kendisi gibi ezilenlerle yan yana gelmeli. Devletlerin çözümüne muhtaç değiliz. İsrail, İngiltere, Fransa, ABD, Türkiye birleşti HTŞ'yi başa getirdi. Halkların birbiriyle dayanışma, kendi kaderlerini ellerine alması lazım" dedi.