24 Kasım 2024 Pazar

Program, sokak ve gelecek

HDP etrafında oluşan antifaşist mücadele bloku Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın tüm renklerini farklılıklarını, zenginliğini yansıtması bakımından tek demokratik programa sahip bloktur. Bu program etrafında demokrasi, özgürlük ve emek güçleri tek bir yürek olarak eşitsiz koşullarda seçim mücadelesine girmektedir.
24 Haziran baskın seçimlerine az bir süre kaldı. Tüm partiler hem programlarını hem de adaylarını açıkladılar.
 
Açıklanan programlar ve aday profilleri neyi gösteriyor?
 
Egemen sınıflar kendi içinde ikiye bölündü, faşizme karşı alternatif olarak HDP tek demokratik programa sahip odak oldu. 
 
HDP'nin ve demokrasi güçlerinin çeşitli biçimlerle engellendiği, Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu hücresinde gelişmeleri takip bile edemediği, seçmenlerle temas imkanlarının elinden alındığı, meşru olmayan, eşitsiz ve adaletsiz bir seçim mücadelesi yapılmaktadır.
 
AKP ve MHP'de somutlaşan Saray'ın “Cumhur İttifakı” tüm devlet imkanlarıyla seçim çalışması yürütüyor. Devlet imkanlarının yanı sıra ele geçirdiği medyaya rağmen halklarımızı ikna etmekte zorlanıyor. Bu ittifak tüm yetkilerin tek adamda toplandığı faşist bir programa sahip. İşbirlikçi tekelci sermayenin aktif desteğini de arkasına alıyor. 
 
AKP'nin seçimler için ortaya koyduğu program 16 yıllık icraatlarından farksız değil. İşçi sınıfı ve emekçilerin tarihsel kazanımlarının ortadan kaldırılması, emeğin aşırı sömürülmesi, doğa ve çevrenin yağmalanması, Kürt halkının ulusal demokratik taleplerinin savaşla bastırılması, inkar ve imha, Aleviler başta gelmek üzere ezilen inançların asimilasyonu ve inkarı, Ermeniler başta gelmek üzere farklı kimliklere nefret, gençliğin politik İslamcı temelde yeniden şekillendirilerek dinci gençlik yaratma çabası, niteliksiz ve paralı eğitim, sağlıkta soygun, vergi soygunu, zamlar, yoksulluk ve işsizlik, enflasyon, kadınların kazanımlarının ortadan kaldırılması, hiçleştirilmesi, çocuk istismarının aklanması, çocuk evliliklerin önünün açılması, LGBTİ'lere yönelik ayrımcılığın derinleşmesi... Tüm bu yaşananların ardından şimdi halklarımızın aklıyla alay ederek daha fazla özgürlük, adalet ve demokrasi getireceğini ileri sürmektedir. Kendi anayasasını, kanunlarını bile hiçe sayarak OHAL/KHK ile her türlü yetkiyle on binlerce muhalifin tutuklandığı, on binlerce öğrencinin hapishanelere doldurulduğu, binlerce devrimci, demokrat ve yurtseverin ağır cezalara çarptırıldığı faşist saldırganlığın uygulayıcısıdır. Saray'ın faşist bloku yeniden kazandığı durumda bu saldırganlığı artıracağından, daha fazla zulüm, sömürü ve soygun programını devreye sokacağından kuşku yok. 
 
Egemen sınıfların ikinci bloku ise İYİP, SP, DP, CHP'nin oluşturduğu ve kendisini “Millet İttifakı” olarak tanıtan blok. İYİ Parti gibi faşist partinin de içinde yer aldığı bu ittifak Saray'a karşı olmakla birlikte, “parlamenter demokrasi” görünümünü koruyarak sistemin yeniden restorasyonunu savunmaktadır. Sömürü ve zulüm düzeninin devamından yanadır. Egemen sınıfların iki ayrı blok olarak seçimlere katılması yeni bir durumdur. AKP/MHP/BBP faşist bloğuna karşı gerici-milliyetçi blok, halklarımız içerisinde biriken tepkileri arkalayarak, düzen içine çekmek istiyor.  
 
Egemen sınıfların her iki blokunu da Kürt karşıtlığı ve HDP'nin baraj altına itilmesi karakterize etmektedir. 
 
AKP/MHP faşist blokunda tek adam rejimini uygulayacak, emek, demokrasi ve halk düşmanı adaylar öne çıkmaktadır. Geçmiş yıllarla kıyaslandığında Kürt halkının gözden çıkarıldığı ve saldırı politikasını sürdüreceği görülmektedir.
 
“Millet İttifakı”nda yer alan kontrgerillacı Akşener'in İYİ Parti'sinin listesi de keza ırkçı ve faşistlerle doldurulmuştur. Sivas katliamında rol almış gerici Karamollaoğlu'nun Saadet Partisi de gerici adaylar ve kimi Kürt milliyetçisi isimlerle seçimlerde yer almaktadır. 
 
CHP'nin listesinde 'sol'dan muhalefet edecek adaylar önemli ölçüde liste dışı bırakılmıştır. CHP'de önümüzdeki dönem AKP'ye alternatif olarak geliştirilmeye çalışılan gerici faşist sağ ittifakla birlikte çalışacak olanlar liste başlarına yerleştirilmiştir. Programatik olarak eski sisteme özlem duyan bu blokun temel keseni “Saray'daki faşist şef gitsin biz gelelim” şeklindedir.
 
Şimdiye kadar egemen sınıflar iki ayrı kamp olarak hazırlanamamıştı. Şimdi ise dünden farklı olarak “Millet İttifakı” emperyalistlerin Saray'a karşı alternatif hazırlama arayışlarını da yansıtmaktadır. İktisadi ve siyasal gelişmeler bu blokun rejim krizini ve sistemin yapısal sorunlarını çözemeyeceğini göstermektedir. 
 
Her iki egemen sınıf blokunun karşısında üçüncü bir blok HDP'de ifadesini bulan ezilenlerin birleşik seçim blokudur. Seçim mücadelesi ekseninde, faşizme karşı demokrasi programı etrafında bir araya gelen demokratik, antifaşist, antikapitalist, antiemperyalist ve antişoven bu blok halklarımızın ihtiyaç duyduğu bir program ileri sürmektedir. Bu seçimde aslında iki blok mücadele halindedir. 
 
HDP etrafında oluşan antifaşist mücadele bloku Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın tüm renklerini farklılıklarını, zenginliğini yansıtması bakımından tek demokratik programa sahip bloktur. Bu program etrafında demokrasi, özgürlük ve emek güçleri tek bir yürek olarak eşitsiz koşullarda seçim mücadelesine girmektedir. 
 
Tüm bu eşitsizliklerine karşın seçimlerin HDP ve Demirtaş'ın lehine dönüşmesini sağlayacak olan şey, her adayın, her HDP seçmeninin aktif bir sokak kampanyası yürütmesidir. Saray'ın öncelikli hedefi HDP'nin barajın altına itilmesidir. HDP'nin barajı geçerek istenilen düzeyde oy potansiyelini harekete geçirmesi faşist blokun kırılma noktası olacaktır. Faşist şef kazanmanın da kaybetmenin de yolunun buradan geçtiğini görerek hareket ediyor. Saray'a bağlı çetelerin daha seçim kampanyası başlamadan HDP ve Demirtaş standlarına saldırması şimdiden sokak hakimiyetini kurarak 25 Haziran'ı kazanma planını yansıtıyor. Bu nedenle demokrasi ve özgürlük güçleri, sosyalistler de kapı kapı, ev ev, sokak sokak halklarımızın mücadeleye katılmasının örgütlenmesi zorunlu bir görevdir. HDP etrafında oluşan bu geniş antifaşist blokun daha şimdiden sandıklara sahip çıkan, halklarımızı meclislerde, formlarda veya inisiyatiflerde örgütleyen bir seçim çalışması 25 Haziran'ı kazanmanın önemli bir adımı olacaktır. Ezilenlerin birliği ve mücadelesi bakımında HDP kilit bir rol oynayacaktır. Bu bakımdan HDP, politik İslamcı saray faşizminin yıkılması ve özgürlükler kapısını açmanın adresidir. 
 
HDP'nin aday profili sokağın, mücadele ve direnişin fotoğrafını yansıtıyor. Emekçi sol güçlerle birlikte Kürt halkının, Alevilerin, ezilen halklar ve inançların, gençliğin, kadınların, LBGTİ bireylerin, ekolojik tahribata dur diyenlerin, emeğin renkleri bir arada. Seçimlerde HDP'nin kazanması ancak 25 Haziran'da sandıkların savunulması, sahip çıkılması için bugünden sürdürülecek çaba ve örgütlenmenin eseri olacaktır.