23 Kasım 2024 Cumartesi

Ekim Devrimi 100. yılında Rojava'da büyüyor- Rakel Asîman

Her devrim, kendi özgün koşullarında var olduğu gibi o zemin üzerinde gelişir, büyür. Sovyet halklarının, emekçilerinin kendi kendilerini yönetme modelleri sovyetler, meclis biçimleri bugün Rojava devriminin komünleri, kooperatif sistemleriyle yaşatılıyor.

Sovyetler Birliği'nde devrim yenilgi yaşadığında her renkten burjuva ideologlar, devrimler çağı bitti demişlerdi. Büyük bir hevesle ellerini ovuşturdular. Halklara, emekçilere, işçilere, kadınlara ve gençlere kan kusturup, iliklerine kadar sömürerek esaret altına almaya giriştiler. 'Devrim hayaletinin' artık geri gelmeyeceği demagojisini yayıyorlardı. Hayatın diyalektik gelişimi bu beklentilerini Rojava'da paramparça etti. Dört parçaya bölünen Kürdistan'ın en küçük parçasında devrim ışığı yanarak dünya emekçilerine, ezilenlere, halklara, kadınlara kılavuz olmaya başladı.
Ekim Devrimi ve Rojava devriminin doğduğu koşulların benzeşmesi tesadüf değildir. Çarlığın, halkları sömürgeleştirme, köleleştirme ve boyunduruk altında tutması; işçilere, emekçilere, köylülere açlık, yoksulluk ve köleliği dayatması; emperyalist hedefler doğrultusunda işgallere, savaşlara girişmesi; kadın ve LGBTİ'leri yok sayması... Tüm toplumsal ve sınıfsal çelişkilere karşı biriken öfke, isyan, ayaklanmalar… Öncüsüyle, önderliğiyle, partisiyle buluştuğunda akacak bir kanal, yürünecek bir yol bulur. Bu buluşma, Ekim Devrimi'nde olduğu gibi ayaklanmalar yoluyla devrimsel değişime ve iktidarın alınmasına götürür.

Emperyalistlerin Avrupa'yı, Asya'yı, Balkanları, Afrika'yı yeniden paylaşmak ve sömürgeleştirmek için çıkarttıkları Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sürecinde, Ekim Devrimi, Lenin ve Bolşevik Parti'nin önderliğinde sosyalist devrimi gerçekleştirerek dünya işçi sınıfına ve halklarına umut oldu. Rojava devrimi de, petrol vb. zenginliklerin yeniden paylaşılması ve yağmalanması için emperyalistler tarafından kan deryasına dönüştürülen Ortadoğu'da savaşların, isyanların, ayaklanmaların, direnişlerin ortasında doğdu. Kürt özgürlük hareketinin öncülüğünde gelişen ve diğer halkları da kapsayan devrim, emekçi, halkçı, eşitlikçi, özgürlükçü karakteriyle Ortadoğu halklarına alternatif bir yaşam örneği sunuyor.

Lenin önderliğinde gerçekleşen Ekim Devrimi, kapitalizme, haksız savaşlara, yoksulluğa ve sömürüye karşı emekçinin, işçi sınıfının, ezilen halkların ve kadınların omuzları üzerinde yükselen onurun ve isyanın simgesi olarak tarih sahnesine çıktı. Yüz yıl sonra Rojava'da gerçekleşen devrim, Ortadoğu'yu kana bulayan, halkları birbirine kırdıran gerici savaşlara, kadını cins kırımına uğratan erkek egemen düzene, sömürgeci rejimlere karşı eşitlikçi, özgürlükçü toplumun ışığı olarak yükselmeye başladı.

Yüz yıl önce Rusya'da başlayan ve dünyanın üçte birini kapsayan devrim, tüm dünya ezilen, emekçi halklarına, sosyalizmin bir düş değil gerçek olduğunu gösterdi. Rojava'da büyüyen devrim henüz sosyalist bir program etrafında gelişmiyor olsa da emekçi, halkçı karakteri nedeniyle Ortadoğu ve dünya halklarına gelecek adına ışık oluyor. Rojava devriminin ilk günlerinden itibaren mütevazı güçleriyle katılan komünistlere düşen görevlerden biri de bu devrimi sosyalizm programı etrafında geliştirmektir.

Yüz yıl önce kapitalist gericiliğe karşı dünya halklarının kurtuluşunun yolunu açan sosyalist devrimi boğmak için Hitler'de simgeleşen faşizm, Sovyet ve dünya halklarının karşısına çıkarıldı. Sosyalist devrim kuşatma altına alınmışken büyük bir irade ve kahramanlıkla savunuldu. İnsanlığın başına bela edilen Hitler faşizmi tarihin çöplüğüne atıldı. Yenilmez görünen faşist Hitler, büyük bedeller ödenerek tarihi Stalingrad savunmasında paçavraya çevrildi. Yüz yıl sonra Ortadoğu'da yükselen devrim, tüm bölge gerici güçlerinin ve kapitalizmin korkusunu büyüttü. Sovyet devrimini boğmak için yaptıkları gibi faşist DAİŞ çetesine Hitler'in rolünü verip Rojava devrimine saldırttılar. İnsanlığın, onur ve özgürlük savaşımının karşısında ikisi de aynı hezimete uğramaktan kurtulamadı. Kobane onur ve özgürlük savaşında, sayısız kadın ve erkek savaşçının kahramanca direnişiyle ezilenlerin direniş tarihine unutulmaz değerler eklendi. Asıl yenilmez olanın halkların, ezilenlerin, emekçilerin, direnenlerin iradesi olduğu bir kere daha tarihe büyük harflerle yazıldı.

Çarlık rejimi altında kimlikleri, anadilleri, tarihsel varlıkları yok sayılan uluslar ve halklara Ekim Devrimi'yle eşitlik, özgürlük yolu açıldı. Rojava devrimi de uluslar, halklar için özgürlüğe açılan kapı oldu. Rojava devriminin inşasında sayısız ulus ve halklardan savaşçılar aynı topraklarda aynı amaç için dövüştüler, kanları birbirine karıştı. Bu kardeşleşme, halkların eşitlik, kardeşlik, özgürlük düşünün hayal değil gerçek olduğunu gösterdi. Halkların kardeşlik bahçesi haline gelen Sovyetler bugün Rojava'da boy veriyor. Kürt ulusunun öncülüğünde başlayan devrim Arap, Süryani, Türkmen, Çerkes halklarını da sarmalıyor. Aynı düşü gerçekleştirmek için omuz omuza yürüyorlar, savaşıyorlar, inşa ediyorlar. Esad'ın liderliğini yaptığı Baas rejiminin asimilasyon ve sömürgeci politikaları altında kimlikleri unutturulan, yok sayılan halkların ulusal kimlik, anadil ve kültürleri bugün Kuzey Suriye Demokratik inşa sistemi içinde geliştiriliyor. Bu temelde anadilde eğitim, edebiyat, sanatsal, kültürel vb. alanlarda mütevazı adımlar atılıyor. Bu gelişmeler, sömürgeci gerici devletin asimilasyon politikasına karşı halkların direnişiyle elde ettiği panzehirdir.

Ekim Devrimi'ni ayırt edici kılan yanlardan biri, ezilen kadın cinsinin erkek egemen sistem karşısında özgürleşmesinin tarihsel yolunu da açmış olmasıdır. Sovyet devrimi, kadın cinsinin erkek egemen sisteme taktığı çelme olmuştur. Rojava devrimi, Ekim Devrimi'nin açtığı bu yoldan bir adım dahi ileri çıkarak savunmadan siyasete, toplumsal yaşamdan kültüre, ekonomiden eğitime bir çok alanda yeni yaşamın inşasına kadın iradesi rengini veriyor. Kadın devrimi tanımı; toplumsal sözleşmeye ruhunu veren, siyasetten toplumsal yaşama eşitlik, özgürlük eksenli elde edilen kazanımlardır. Bugün henüz olmakta olan bu devrimin elbet aşacağı çok engel, değiştirmesi gereken eskiye ait çok şey var.

Sovyet halklarının, emekçilerinin kendi kendilerini yönetme modelleri Sovyetler, meclis biçimleri bugün Rojava devriminin komünleri, kooperatif sistemleriyle yaşatılıyor. Elbette Ortadoğu'nun, Rojava'nın özgünlüğünde, gerçekliğinde. Her devrim, kendi özgün koşullarında var olduğu gibi o zemin üzerinde gelişir, büyür. Emekçiler, işçiler 72 günlük Paris Komünü'nden sonra ilk defa Ekim Devrimi'yle kendi kendilerini yönettikleri, söz sahibi oldukları toplumsal bir yaşam kurdular. 21. yüzyılda Ortadoğu'da Rojava devrimi komünlerle, meclislerle ve bugün inşa edilmeye çalışılan federasyon sistemiyle emekçi halkların, kadınların kendi kendini yöneteceği, yasalarını yapacağı, seçtiklerini denetleyecekleri örgüt modellerini, yönetme gücünü oluşturuyor. Rojava devrimi, kendinden önce kurulan, inşa edilen devrimlerden sonuçlar çıkararak, onlardan öğrenerek ama kendi toplumsal gerçekliği zemininde zenginleştirerek, kendi yolunu açarak ilerliyor. Rojava devrimi sömürgeci, asimilasyoncu, baskıcı Baas rejiminin karşısında kendi emekçi, halkçı karakterli sistemini inşa ederek yükseliyor.

Devrim, olmakta olandır. Rojava devrimi henüz yolun başında ve önünde çözeceği devasa sorunlar, inşa edeceği yeni bir yaşam var. Rojava devriminde yer alan komünistlerin bu devrime karşı görevleri hem güncel hem de tarihseldir. Emekçi, halkçı karakterli devrime sosyalist perspektifle yön vermesi, ona sosyalizan karakter kazandırması görevleri önceliğidir. Bu devrimin hem ileriye çıkartılması hem bölge devrimlerine dönüştürülmesi sorumluluğu önünde durmaktadır.