Çukurova Bölgesi hapishanelerinde tutsakların beslenme hakları dahi gasp ediliyor
Çukurova Bölgesi hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu açıklayan İHD Mersin Şubesi, tutsakların hapishanede insani koşullarda kalmadığına dikkat çekti. Sağlıklı beslenme bir yana tutsakların beslenme, haberleşme haklarının ihlal edildiği, tecrit işkencesine maruz kaldığı belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Temmuz ve Ağustos aylarını kapsayan cezaevlerindeki hak ihlalleri raporunu dernek binasında açıkladı.
İHD Mersin Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci, sağlıklı beslenme ve haberleşme haklarının ihlal edildiğini, spor ve havalandırma imkanlarının kısıtlandığını söyledi. Keçeci, Yeni Yaşam gazetesi ve bakanlık onaylı Kürtçe kitapların verilmediğini, kırtasiye ihtiyaçlarının karşılanmadığını, kitap kotası uygulandığını, kurum ve kuruluşlara yazılan dilekçelerin gönderilmediğini, dilekçeler için evrak kayıt numarasının verilmediğini aktardı. Tutsakların idare ile görüşme taleplerinin karşılanmadığını dile getiren Keçeci, "Özellikle siyasi mahpuslara karşı ağır hak ihlalleri yaşanmakta, cezaevi görevlilerince mahpusların kimliği ve dünya görüşüne karşı kişisel hırslarla sistematik hak ihlalleri yapılarak mahpusların cezaevi hayatı gayriinsani noktaya getirilmektedir" dedi.
'ADLİ TUTSAKLARA İNTİHARA SÜRÜKLENİYOR'
Gardiyanların ve hapishane idaresinin tutsaklara yönelik tutumlarının çok sıkıntılı olduğunu dile getiren Keçeci, yakın zamanda 11 adli tutsağın intihara sürüklendiğini, idarenin ise bir önlem almadığını söyledi. "Mahpusların özel yaşam alanlarına ağır müdahalelerin, habersizce sürgün edilmelerinin, kendilerine ve kişisel eşyalarına karşı saygısızca ve tahkir edici tutumların, mahpuslara yönelik mütemadiyen tehdit ve tahkir içeren veya kışkırtıcı söylemlerin mahpuslarda manevi olarak ıstıraba yol açacağı ve bu durumun infaz ilkeleri ile bağdaşmayacağı kanaatine varılmıştır" diyen Keçeci, Ereğli YGC'de tutsakların aldığı cezalarla orantılı olmayacak şekilde, ağırlaştırılmış müebbet infazından bile daha ağır bir tecrit sisteminin uygulandığını, tutsakların 23 saatini bir hücrede geçirdiğini kaydetti.
'EN AZ 20 TUTSAK ÖNEMLİ HASTALIKLARA YAKALANDI'
En az yirmi tutsağın dikkat etmesi gereken önemli hastalıklarının olduğunu belirten Keçeci, "Raporda geçen Suphi Aydın, İbrahim Oruç ve Ahmet Çelik'in kuvvetle muhtemel ağır hasta mahpuslardan olabileceği kanaatine varılmıştır. Hapishane koşulları ve yaşanan hak ihlallerinin hasta mahpusların yaşamını çekilmez duruma getirdiği, özellikle ağır kronik rahatsızlığı olan mahpuslara makul yaşam ve tedavi koşullarının sunulmadığı, revire çıkma taleplerinin de sürüncemede bırakıldığı öğrenilmiştir. Mersin yerelindeki hekimlerin mahpuslara yönelik tavır ve davranışlarının, tedavi yöntemleri ya da keyfi tutumla tedaviden kaçınma eylemlerinin vahim ve endişe verici boyuta ulaştığı, bazı mahpusların insan onuruna aykırı tedavi dayatılması sebebi ile sağlık haklarından imtina etmek zorunda kaldığı gözlemlenmiştir. Mahpuslara hiçbir tehlike şüphesi bulunmamasına rağmen kelepçeli muayene dayatılmasının insan haklarına ve meslek onuruna ağır saldırı niteliği taşıdığı kanaatine varılmıştır" dedi.
'YEMEKLER AZ VE YENEMEYECEK DURUMDA'
Keçeci, yemeklerin çok az, yenilemeyecek durumda olduğu, şebeke suyunun kuyu suyu ve tuzlu olduğunu, daha önceden devam eden sıcak sorununun henüz tam anlamı ile giderilmediği, bazı koğuşlara uzun zaman sıcak suyun verilmediği soğuk suyun ise zaman zaman ise kesintiye uğratıldığı, kantinde satılan ürünlerin çok kalitesiz, standart dışı olduğu ve fahiş fiyatlara satıldığı, bu nedenle mahpusların alışveriş yapma imkanlarının çok zor olduğu, ek gıda ve su ihtiyaçlarının kantin yolu ile karşılanmasının zorlaştırıldığını belirtti.
'DİLEKÇE İŞLEME KONULMUYOR, EVRAK KAYIT NUMARASI VERİLMİYOR'
Anayasal bir hak olan hapishane idaresine ve diğer kurum ve kuruluşlara yazılan talep ve şikayet dilekçelerinin işleme konulmadığı, dilekçeler için herhangi bir evrak kayıt numarası verilmediği, dilekçenin akıbeti sorulduğunda böyle bir dilekçenin olmadığı söylenerek mahpusların dilekçelerinin işleme dahi konulmadığını dile getiren Keçeci, "Hapishane idaresince mahpusların dilekçe hakları engellenerek diğer kurum ve kuruluşlara etkili başvuru haklarının ihlal edildiği, mahpusların yaşadığı hak ihlallerini ilgili makamlara bildiremedikleri, bu haliyle dilekçe haklarının ihlal edildiği ve yaşadıkları hak ihlalleri nedeniyle başvuru yollarının kapatıldığı veya etkisizleştirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. Mahpusların hapishane idaresinin tutum ve davranışlarından vazgeçmemesi sebebiyle, hapishane müdürleriyle görüşme talep ettikleri ancak çoğu zaman muhatap alınmadıkları, hapishane idaresinin bu pratiğin sürekli tekrarladığı, mahpuslara disiplin cezası verilerek infaz sürelerinin uzatıldığı, İnfaz Yasasının mahpusları sindirmek için keyfi bir araç olarak kullanıldığı, hapishane idaresinin ivedilikle denetlenmesi ve mahpusların hayatını çekilmez kılan kötü muamele uygulamalarının acilen sonlandırılması gerektiği gözlemlenmiştir."