Arîn Çîya yazdı | Burası Kürdistan
Papa'nın Kürdistan Bölgesi'ni ziyaretinde Kürdistan haritasının resmedildiği bir hatıra pulu hazırlandı. Sömürgeciler kıyameti kopardı. Kürdistan haritasını tırnak içine de alsanız başına "sözde" kelimesini de koysanız, sömürgeci milliyetçiliğin en pespaye örneklerini de sergileseniz burası Kürdistan'dır, binlerce yıllık tarih içinde oluşmuştur. Burası Kürtlerin vatanıdır. Burası aynı zamanda Kürtlerle birlikte yaşayan halkların vatanıdır. Bu vatanı temsil eden o harita siz sömürgeci faşistlerin kabusu olmaya devam edecek.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, 5-7 Mart tarihlerinde Irak ve Kürdistan Bölgesi'ne bir ziyaret gerçekleştirdi.
Papa'nın Kürdistan Bölgesi'ni ziyaretinde Kürdistan haritasının resmedildiği bir hatıra pulu hazırlandı.
Sömürgeciler kıyameti kopardı.
Türk ve İran hükümet sözcüleri pullardan birinde Kürdistan haritasının bulunmasının uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini, Türk ve İran devletlerinin egemenliklerine yönelmiş bir saldırı olduğunu ve derhal düzeltilmesini Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden istediler.
Bu arada ne kadar faşist parti, kurum ve zevat varsa "sözüm ona Kürdistan haritası" üzerinden Kürt halkımıza ve Kürdistanımıza her zamanki gibi en aşağılık hakaretler savurmaktan geri durmadılar.
Kürdistan haritasını tırnak içine de alsanız başına "sözde" kelimesini de koysanız, sömürgeci milliyetçiliğin en pespaye örneklerini de sergileseniz burası Kürdistan'dır, binlerce yıllık tarih içinde oluşmuştur. Burası Kürtlerin vatanıdır. Burası aynı zamanda Kürtlerle birlikte yaşayan halkların vatanıdır. Bu vatanı temsil eden o harita siz sömürgeci faşistlerin kabusu olmaya devam edecek.
KÜRDİSTAN SİZİN KABUSUNUZ BİZİM VATANIMIZ
Sabah akşam Kürt, Ermeni, Süryani, Arap, Laz, Gürcü, Çerkes, Abaza, Pomak, Roman çocuklarına zorla bağırttığınız ezen ulus marşınızda diyorsunuz ya "bastığın yerleri 'toprak' diye geçme tanı / düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı", işte o bastığınız yerlerin altında soykırımdan geçirdiğiniz, kadınlarına tecavüz ettiğiniz, çocuklarını diri diri gömdüğünüz, evlerini, tarlalarını, hayvanlarını yaktığınız, mal varlıklarını, kültürlerini yağmaladığınız insanlar yatmakta. Kürdistan o bastığınız topraklardan birinin adıdır. Bu nedenle "toprak" diye geçmiyoruz, düşünüyoruz, her gün, her saat, her dakika o toprağın altında soykırımdan geçirdiklerinizi, tecavüz ettiklerinizi, diri diri gömdüklerinizi. Devam ediyor tarih. Soykırımlarla, işkencelerle, yağmayla, tecavüzle, sürgünle gasp ettiğiniz toprağımızı, kültürümüzü "vatan" diye çerçeveletip astınız. Biz yüz yıllardır başkaldırı halindeyiz. Siz soykırımla, tecavüzle, asimilasyonla inşa ettiniz vatanınızı, biz isyanla inşa etmekteyiz. Siz sömürgeci vahşetle tüketmek istediniz bizi, biz, direnişle ürettik kendimizi. Bu yüzden "Kürdistan" sözünü her duyduğunuzda dizlerinizin bağı çözülüyor. Kürdistan kelimesini işittiğinizde birden içindeki insanlarla birlikte yaktığınız köylerden yükselen yanmış insan ve hayvan kokusu kaplıyor ortalığı; toprağa diri diri gömdüğünüz çocuklardan yükselen bir çığlık tufanı sağır ediyor kulaklarınızı; toprağa basacak yer bulamıyorsunuz soykırımdan geçirdiğiniz, yüz binlerce Kürdün yerden fışkıran kemikleri arasından ve o kemikler çelikten namlulara dönüşüyor birer birer; tecavüz ettiğiniz kadınların, çocukların elleri yapışıyor gırtlağınıza, kan ter içinde uyanıyorsunuz. Kürdistan sizin kabusunuz bizim vatanımızdır. Gün gelecek uyanamayacaksınız o kabustan. Kürdistan kelimesinden, haritasından, pulundan, tilkisinden, renklerinden bu denli korkmanızın nedeni bu.
'SOSYAL SÖMÜRGECİLER'
Türkçü vatancılar Kürdistan haritasını temsil eden pulu görünce neye uğradıklarını şaşırdı. Kimisi kendisine "ulusalcı" diyor, kimisi "milliyetçi", sonuçta hepsi faşist, sömürgeci. Bunlar konu Kürtler ve Kürdistan olunca birden can ciğer oluveriyorlar.
Bu faşist sürüsünü bir kenara bırakalım. Kendisine solcu, sosyalist, demokrat diyen Türkçü vatancılara ne demeli. Onlara da "Türkçü vatancı" diyoruz, çünkü ezen ulusun, sömürgecilerin soykırımlarla, vahşi bir zulümle gasp ettikleri "toprak bütünlüğü" çerçevesinde hareket ediyorlar. Harita meselesinde de Kürtlere hakaret eden, Kürdistan'ı sömürgeci işgal altında tutan faşist Türkçü vatancılardan kendilerini açık biçimde ayırarak, halkların eşitliğinden yana bir tutum almadılar; Kürdistan haritasına söven Türkçü-İslamcı faşistlere, "Kürdistan Kürtlerin vatanıdır, haritada belirtilen sınırlar içindeki şehirler, köyler, dağlar, ovalar, göller tabi ki Kürtlerindir, burası Türk, İran, Arap değil Kürt vatanıdır" diyemediler. Oysa coğrafyamızda solculuğun, sosyalistliğin, demokratlığın asgari kıstası Kürdistan üzerindeki Türk, Fars, Arap sömürgeciliğini reddetmektir. Bunu reddetmeyenler sömürgeci egemen sınıfla ortaklaşmış olurlar. Antisömürgeciliği açıkça ve yüksek sesle ortaya koymayanların solculuğu, sosyalistliği ya da demokratlığı sahtedir, bunlar sömürgecilerin işçi sınıfı ve ezilenler arasındaki ajanlarıdır. Kimileri bu gerçeğin bilincinde bile değil ama Kürt ulusal sorunundaki tutumları nedeniyle objektif olarak egemen ulus bilincinin solcu versiyonunu üretmektedirler. Bunlar kendilerini Kürt sorununda sömürgeci egemen sınıftan, egemen ulus şovenizminden ve egemen ulus bilincinden ayırmadıkları müddetçe zamanla birer "sosyal sömürgeci" oluveriyorlar, yani kendilerine solcu deseler de Türkçü vatancılıktan kopmayarak sömürgecilerle aynı safa düşüyorlar.
Türkçü vatancıların sol versiyonları da tıpkı sömürgeci faşist egemenler gibi Kürdistan haritasının bir hatıra pulunda resmedilmesini "emperyalizmin büyük oyunu" olarak lanse ediyorlar. Oysa Kürdistan'ı bölerek Türk, Arap ve Fars sömürgecileri arasında taksim edenler bizzat emperyalistlerdi. Bugüne kadar onca isyandan sonra ve kırk yıldır süren gerilla savaşına rağmen Kürdistan kurulmadıysa bunun en başta gelen nedeni emperyalizmin birleşik, bağımsız Kürdistan'ın oluşmasını engellemek için sömürgecilere her türlü desteği vermesidir. Kürdistan'ın varlığı değil yokluğu emperyalizmin oyunudur. Bunun en yakın örneği, Bağımsızlık Referandumu sonrasında Kürdistan Yurtseverler Birliği'nde görüldü, bağımsızlık talebi emperyalistlerin ve sömürgecilerin saldırısı ile bastırıldı.
Emperyalizmin oyununa gelmemek adına sömürgecilerin kampında çadır açanlar sosyal şovenizmde ve sosyal sömürgecilikte derinleşirken, halkların eşitliği mücadelesini kendisine rehber edinen Türkiyeli sosyalistler tam karşı cephede halklarımızın onur ve özgürlük mücadelesine birleşerek önderlik ediyorlar. Coğrafyamızda antiemperyalizmin biricik yolu berrak bir antisömürgecilikten geçiyor. Değil mi ki Kürdistan ve Filistin'in kendi kaderini tayin hakkını tanımayan, bunun için mücadele etmeyenler emperyalistler, Siyonistler ve sömürgecilerle aynı safa düşmüş olurlar.
ER YA DA GEÇ BİRLEŞİK KÜRDİSTAN
Şimdilik dört parçayız ve milyonlarca nar tanesi gibi saçılmışız dünyanın dört bir yanına. Bu isyan, bu direniş sürdükçe er ya da geç kurulacak birleşik Kürdistan. O harita, binlerce yıllık bir tarihin bugüne iz düşümüdür. Bizim Kürdistanımızda egemen ulus olmayacak, Kürdistan, Kürdistan'da yaşayan bütün halkların yurdu olacak, burada halklar eşit ve özgür yaşayacak. Kürdistanımız asla başka halkların topraklarını işgal etmeye kalkışmayacak, hiçbir halkın dilini, kültürünü yasaklamayacak aksine dillerin ve kültürlerin özgürce gelişmesini bir zenginlik sayarak teşvik edecek. Medeniyetin beşiği olan coğrafyamızda bu birikimi soykırımlarla yok etmeye, yağmayla talan etmeye girişen sömürgecilere, emperyalistlere karşı Kürdistanımızı yeni bir medeniyetin, insanın insan tarafından sömürülmediği bir dünyanın beşiği haline getireceğiz. Biz sosyalist yurtseverlerin düşü ve özlemi budur.