Antakya halkı: Alevi katliamına sessiz kalmayın
Antakya'nın Defne ilçesinde yaşayan halk, Suriye'de HTŞ çetesinin Arap Alevi halkına yönelik katliam saldırıları karşısında yaşadığı tedirginliği ETHA'ya anlattı. Savaşın emperyalistler aracılığı ile çıkarıldığını ve HTŞ çetesinin şeriatçı rejiminin yine aynı emperyalistler aracılığı ile meşrulaştırıldığını kaydeden halk, yaşanan katliama sessiz kalmama çağrısı yaptı.
Cihatçı HTŞ çetesi, Esad rejiminin devrilmesinin ardından sosyal medyadan katliam çağrıları yaptığı Alevilere saldırmaya devam ediyor. Arap Alevilerin yaşadığı köyleri basan, Alevi gençlerini kaçıran, sokak ortasında işkence ve infaz etme ile Alevilere yönelik soykırım tehdidine devam eden HTŞ çetesinin varlığı sınırın bu tarafındaki Arap Alevilerinde de büyük tedirginlik yaratıyor. Antakya halkı, yüzyıl önce suni sınırlar ile ayrıldıkları akrabalarının hayatından, geleceğinden ve yaşamından endişe ediyor.
Antakya'nın Defne ilçesinde yaşayan işçi ve emekçiler, her gün yanıbaşında yaşanan katliama ilişkin ETHA'ya değerlendirmede bulundu. Muhammed Yeşilova, Oya Nur ve ismini vermek istemeyen bir kişi 13 yıl önce Suriye'de emperyalistlerin çıkardığı savaşın bugün Arap Alevilere yönelik soykırıma dönüşmek üzere olduğuna dikkat çekerek, savaşa, katliama karşı ses çıkarma ve Arap Alevilerle dayanışma içinde olma çağrısı yaptı.
'TEDİRGİNİZ'
Muhammed Yeşilova, "Suriye'de emperyalizmin tetiklediği iç savaş, 13 yıl sonra emperyalistlerin istediği gibi son buldu. DAİŞ kökenli HTŞ çetesi barış, özgürlük, demokrasi söylemiyle iktidarı ele geçirdi, ancak beklenildiği gibi eylemi ve söylemi asla aynı olmadı. İktidarı ele geçirdikten sonra Arap Alevilerin yoğunluklu yaşadığı bölge olan Lazkiye ve Tartus illerinde yaşayan halka yönelik baskı gün geçtikçe arttı ve soykırıma dönüştü" diyerek her gün katliam haberi gelmesinin Antakya'da yaşayan tüm halkları tedirgin etttiğini söyledi.
Antakya halkı olarak her zaman mezhepçiliğin karşısında durduklarını ifade eden Yeşilova, "Alevi, Sünni, Hristiyan, Ermeni, Yahudi, Kürt hep beraber barış ve huzur içinde yaşamışız. Suriye'de Arap Alevilere yönelik olan bu katliamın son bulması için tüm Anadolu halklarını, sivil toplum kuruluşlarını tek bir çatı altında toplanıp, hep beraber hareket etmeye davet ediyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği" dedi.
'DÜN DAİŞ BUGÜN HTŞ KATLİAM YAPIYOR'
Bugün Suriye'de yaşananların emperyalist savaşların sonucu olduğunu kaydeden Oya Nur da, "On yıllardır süren savaşların, Suriye topraklarında açığa çıkardığı bir soykırımdır. Sadece Suriye'de değil aynı zamanda Filistin'de de aynı soykırım yaşanmaktadır. Bu savaşları çıkaran emperyalistler, DAİŞ gibi cihatçı selefi barbarları besleyerek bugün de DAİŞ artığı HTŞ'yi ortaya çıkarmıştır" diye konuştu.
Emperyalistlerin ve bölgedeki gerici devletlerin Ortadoğu'daki rolüne dikkat çeken ve cihatçı selefi çetelerin katliam ile Ortadoğu'da hegemonya kurma peşinde olduklarının altını çizen Nur, "Orada hegemonyayı barbar çeteler eliyle gerçekleştirme ve hegemonyayı sabitleme çabasıdır. Fakat emperyalistlerin dahi dizginleyemeceği kadar barbar olan bu çeteler, Suriye'de bir etnik ve dini soykırım yapıyor. Yüzyıllardır süren Alevi düşmanlığı ve katliamları halen devam ediyor. Kana doymayan bu cihatçı selefi çeteler Suriye topraklarını işgal ettikleri yetmiyormuş gibi silahsız olan Arap Alevi, Dürzi, Arap, Hristiyan ve daha nice ulus ve inançların topraklarını işgal ediyor, katliamdan ve soykırımdan geçirmeye devam ediyor" dedi.
'SAVAŞA VE KATLİAMA KARŞI SES ÇIKARALIM'
Nur, "Bu katliamlar gerek Suriye topraklarında yaşayan başta Arap Alevileri olmak üzere diğer halkları ve Antakya başta olmak üzere Türkiye/Kuzey Kürdistan halklarını tedirgin etmiş durumda. Antakya ve Samandağ'da Suriye'deki katliamlara dikkat çekmek için yerel, ulusal ve uluslararası çağrılar yapıldı. Bu minvalde birçok basın açıklaması ve mitingler yapıldı. Yalnız gün be gün artan katliamlar karşısında yapılan basın açıklaması ve mitinglerin yetersiz kalabileceği düşüncesi ile Suriye Halkları ile Dayanışma Platformu kuruldu. Bu platform, Suriye'de yaşanan katliamlara karşı çıkan bireylere, kurumlara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere, meslek örgütlerine, derneklere, yani herkese açıktır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaşayan halklara bu platforma dahil olarak Suriye'deki katliamlara karşı ses çıkarmaları ve emperyalist savaşlara karşı mücadele etmeleri çağrısı yapmak istiyorum" diye konuştu.
'HEM HAYATI HEM DE KATLİAMI DURDURALIM'
İsmini vermek istemeyen bir kişi ise, "Suriye'de cihatçı teröristler şeriatçı bir hükümet kurdu. Bu şeriat rejimi Suriye'de azınlık olan Arap Alevi, Dürzi, Hristiyan halkları İslama zorlayıp, kabul etmeyenlerin kafasını kesip infaz ediyor. Yanı başımızda Alevilerin kafasını kesen cihatçı teröristler, Türkiye'de sayısız kere Alevileri katleden şeriatçılara güç veriyor, yeni katliam hayalleri kurduruyor" diyerek, sınırın öte tarafında yaşanan saldırı ve katliamın Ortadoğu ile sınırlı kalmayacağına dikkat çekti.
"Bizler bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz" diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Uhud savaşında Cebrail'in, 'Zülfikar'dan keskin kılıç, Ali'den büyük yiğit yoktur' ve 'Lâ fetâ illâ Ali, lâ seyfe illâ Zülfikâr' dediği rivayet edilir. Bizler Hz. Ali'nin yiğitliğini kuşanıp Zülfikar'ın keskin kılıcı ile kendimizi savunacağımızı, Suriye'deki halkımızla dayanışma içinde olacağımızı belirtiyoruz. Suriye'deki Alevi katliamı için Türkiye'deki sosyalistleri, duyarlı insanları eylem yapmaya ve katil Erdoğan'ın cihatçı örgütlerle ilişkisini kesene kadar hayatı durdurmaya çağırıyoruz. Hz Ali'nin bir sözü ile bitireyim. 'Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından onu herkese duyurun.' Suriye'deki Arap Alevi katliamını tüm dünyaya duyuracağız."