26 Aralık 2024 Perşembe

Rapor: Çıplak arama, sansür, disiplin cezaları, tahliye erteleme

Kürdistan hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporda, tutsaklara çıplak arama dayatıldığı, keyfi nedenlerle disiplin cezaları verildiği, tahliyelerin ertelendiği, "hapishanede kalamaz" raporlarına rağmen hasta tutsakların tahliye edilmediği kaydedildi.

Diyarbakır Barosu, Amed Tutuklu Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubeleri, Kürdistan hapishanelerindeki hak ihlalleri raporunu açıkladı. Diyarbakır Kampüs Hapishanesi önünde düzenlenen açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.

Ahmet Güler, kasım ve aralık aylarında hapishanelere yapılan ziyaretler sırasında tespit edilen hak ihlallerini paylaştı.

DİYARBAKIR'DA PİŞMANLIK DAYATMASI
Diyarbakır 1 ve 2 No'lu Yüksek Güvenlikli, 1 ve 3 No'lu T Tipi ile Kadın Kapalı Hapishanesinde, İdare ve Gözlem Kurullarının tahliyesine az bir süre kalan tutsaklara "pişmanlık" dayattığını aktaran Güler, bu hapishanelerde tutsakların hastane sevklerinin geciktirildiğini, Kürtçe şarkı nedeniyle soruşturma tehdidinde bulunulduğunu söyledi. Bu hapishanelerde "tasarruf tedbirleri" gerekçe gösterilerek etkinlik sayısının düşürüldüğünü aktaran Güler, tutsakların spor etkinliklerine ortak çıkarılmadığını kaydetti.

ERZİNCAN'DA KEYFİ DİSİPLİN CEZALARI
Güler, Erzincan Kampüs Hapishanesi içerisinde bulunan Yüksek Güvenlikli, L Tipi, T Tipi ve Kadın Kapalı Hapishanesinde birçok tutsağın ceza infaz süresini tamamlamasına rağmen "iyi halli" olmadıkları gerekçe gösterilerek tahliyelerinin engellendiğini kaydetti. Hastane sevklerinin uzun sürelere yayıldığını aktaran Güler, tutsaklara kelepçeli muayene dayatıldığını, ilaçların çok geç verildiğini anlattı. Basit gerekçelerle tutsaklara disiplin cezası verildiğini anlatan Güler, bu yolla tutsakların iletişim haklarının gasp edildiğini vurguladı. Güler, Erzincan hapishanelerinde yemeğin çok kötü olduğunu, sık sık ve çok detaylı oda aramalarıyla eşyaların dağıtıldığını, tutsakların hobi ve sohbet haklarının engellendiğini dile getirdi.

ERZURUM'DA HASTANE SEVKLERİ ÇOK GEÇ YAPILIYOR
Erzurum Dumlu 1 ve 2 No'lu, H Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanelerinde girişte çıplak arama dayatıldığını belirten Güler, Erzurum hapishanelerinde çok sayıda hasta tutsağın bulunduğunu ve hastane sevklerinin çok geç yapıldığını, revir taleplerine cevap verilmediğini aktardı. İdare Gözlem Kurullarının tutsaklarla ilgili objektif olmayan değerlendirmeler yaptığını belirten Güler, tutsakların ailelerine yakın yerlere sevk taleplerinin reddedildiğini, mektupların sansürlendiğini ve alıcısına ulaştırılmadığını söyledi.

ELAZIĞ'DA TUTSAKLARIN İNFAZLARI YAKILIYOR
Elazığ 1 ve 2 No'lu, T Tipi Yüksek Güvenlikli, R Tipi Kapalı Hapishanesinde "hapishanede kalamaz" raporlarına rağmen hasta tutsakların tahliye edilmediğini belirten Güler, hastane sevklerinin geciktirildiğini, doktorların şikayetleri dikkate almadığını, tutsakların insan onuruna yaraşmayan söylemlere maruz kaldığını aktardı. Güler, depoda olmasına rağmen tutsaklara ortopedik yatak verilmediğini, hasta ve engelli tutsaklara hasta bakıcıların banyo vb. işlerde yardımcı olmadığını vurguladı. Tutsakların yemekten zehirlendiğini, revire çıkma taleplerinin kabul edilmediğini dile getiren Güler, koğuşların soğuk olduğunu, ısının artırılması talebinin ise "tasarruf" gerekçesiyle reddedildiğini belirtti. Güler, bu hapishanelerde sık sık oda aramalarının yapıldığını ve eşyaların dağıtıldığını, spor faaliyetlerinin gerçekleştirilmediğini ve kurs vb. taleplerinin yerine getirilmediğini dile getirdi.

'ÖZEL ARAMA' ADI ALTINDA TACİZ
Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Hapishanesinde tutsakların infazlarının yakıldığını, mektupların geç gönderildiğini ve verildiğini, Kürtçe mektupların sansürlendiğini dile getiren Güler, "özel arama" adı altında bazı gardiyanların tutsakları taciz ettiğini ve onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu aktardı. Oda aramalarında defter, ajanda ve öykü kitaplarına el konulduğunu, itirazda bulunanlara ise disiplin soruşturması başlatıldığını söyleyen Güler, buna karşı infaz hakimliklerine yapılan itirazlar kabul edilse de el konulan eşyaların tutsaklara verilmediğini kaydetti. Güler, tutsakların sınırlı şekilde spora çıkarıldıklarını, atölye ve kurslara idarece izin verilmediğini, kantinde satılan ürünlerin çok pahalı olduğunu, yemeklerin besin değerinin düşük ve kötü olduğunu belirtti.

ÖNERİ VE TALEPLER
Güler, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için şu öneri ve taleplerde bulundu:
🔹"Bir işkence yöntemi olarak mahpuslara uygulanan tecrit ve izolasyon derhal kaldırılmalıdır.
🔹Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. 
🔹Hasta mahpusların tedavilerinin ivedi bir şekilde gerçekleştirilmesini ve hastalıklarından dolayı hapishanede yaşamını idame ettiremeyen ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere bütün hasta mahpusların tahliyesi önündeki yasal ve diğer engellerin kaldırılması gerekmektedir.
🔹Yine, mahpusların tedavilerinin zamanında yapılması için hastane sevklerinin geciktirilmeden yapılması, hastane randevularının olabildiğince en kısa zamana verilmesi gerekmektedir. 
🔹Mahpuslara hastane sevkleri ve muayene sırasında hukuka aykırı bir şekilde uygulanan 'kelepçe' uygulamasından derhal vazgeçilmelidir.
🔹Türkiye'deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. 
🔹Hapishanelerde mahpusların özel hayatlarına saygı hakkına ölçüsüz müdahalelerden kaçınılmalı, mahpusları rahatsız edecek şekilde sık sık oda araması yapılmamalı, aramalar sırasında odalar dağıtılmadan ve mahpusların kişisel eşyalarına, hakkında toplama kararı bulunmayan kitaplarına el konulmamalı, el konulan eşyalar çok kısa süre içerisinde mahpuslara geri verilmelidir.
 🔹Mahpusların haber alma ve başkalarıyla iletişim kurma hakları kapsamında gazete, kitap ve dergi gibi yayınlarla ilgili idarece alınan kısıtlayıcı kararların derhal ortadan kaldırılması gerekmektedir. 
🔹Dilekçe hakkı ve bilgi edinme hakkının bir gereği olarak, mahpusların yazmış olduğu dilekçelerin ve mektuplar muhatabına ulaştırılmalıdır. 
🔹Mahpuslar tarafından gönderilen başta Kürtçe mektuplar olmak üzere mektupların sansürlenmesi uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. 
🔹Hapishanelerde çıkan yemekler besin değeri yüksek, mahpusları doyuracak miktarda ve belirlenen günlük iaşe bedelini karşılayacak şekilde olmalıdır. 
🔹Mahpusların temiz ve sağlıklı suya erişmeleri sağlık hakkının ve kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının bir gereğidir. Bu nedenle hapishanelerde yaşanan su kesintilerinin ve sıcak su verilememesinin önüne geçecek tedbirler alınmalıdır. 
🔹Hapishane kantininde bulunan ürünler piyasa fiyatlarına göre revize edilmeli, kantindeki ürünlerin çeşitliliği artırılmalıdır."