20 Haziran 2025 Cuma

Suruç katliamı 119. ayında: Suruç'un izinde gençlik ayakta

Suruç katliamının 119. ayında İstanbul ve İzmir'de yan yana gelen çok sayıda kişi, Suruç için adalet mücadelesinin 10 yıldır sürdüğüne işaret ederek, tüm failler yargılanana kadar gözaltı, tutuklama ve işkencelere rağmen mücadeleden vazgeçilmeyeceğini vurguladı. Gençlik örgütleri de, sokaklardaki isyanı 33 düş yolcusunun düşleriyle buluşturacaklarını kaydetti.

Suruç katliamının 119. ayında çok sayıda kişi, Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla Halitağa'da yan yana geldi. "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı açılan eylemde, Suruç'ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusunun fotoğrafları taşındı. Gençlik örgütleri de, "10. yılında, Suruç'un izinde gençlik ayakta" pankartıyla eylemde yerini aldı. Eyleme, Suruç aileleri, Cumartesi Anneleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara ve çok sayıda kişi katıldı.

'HERKES İÇİN ADALETİ MÜCADELEMİZLE SAĞLAYACAĞIZ'
Suruç Aileleri İnisiyatifi adına basın açıklamasını okuyan Ahmet Bilal Bay, tam 10 yıldır adalet mücadelelerinin devam ettiğini söyledi. 10 yıl boyunca Suruç için adalet isteyenler olarak defalarca kez gözaltı, işkence ve tutuklama saldırıları yaşadıklarını belirten Bay, şöyle devam etti: "Bizler adalet aradıkça, meydanlarda adalet mücadelelerini birleştirdikçe karşımızda hukuksuzluk, keyfilik gördük. Hatta tersinden adalet arayışımızda, davamızda hukuk kuralları çiğnendi, suçlandık, adalet arayanlara davalar açıldı, tutuklanan ailelerimiz, yaralılarımız oldu. Taleplerimiz dikkate alınmadı. Deliller ya kaybedildi ya da dosyaya alınmadı. Sanık olarak yargılanması gerekenler tanık sıfatı ile çağrıldı. 10 yıl önce yola çıkarken de söylemiştik, şimdi de söylüyoruz; durduğumuz yeri, istediğimiz adaletin nerede olduğunu biliyoruz ve bir kez daha söylüyoruz ki Suruç için adalet, herkes için adalet..."

Bu coğrafyada herkesin adalet aradığını vurgulayan Bay, "Adalet herkese lazım ve herkesin peşinden koştuğu bir yüzleşme, hesaplaşma ve mücadele arayışıdır. Bugün ise daha da yakıcı biçimde adalete nefes kadar ihtiyaç var. Bizler adalet arayışçıları olarak diyoruz ki herkes için adaleti mücadelemiz ile sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

'GÖZALTI, İŞKENCE, TUTUKLAMALAR BİZİ MÜCADELEDEN KOPARAMAZ'
Suruç Aileleri İnisiyatifi sözcülerinden Emrah Topaloğlu, Suruç yaralısı Uğur Ok ve Suruç şehidi Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol'un hala tutsak edildiğine işaret eden Bay, "Bizler 33'lerin mirasına yaslanarak adalet aramaya devam edeceğiz. Bizler adalet mücadelelerini örgüt talimatı ile değil, aklımız ve yüreğimiz ile çocuklarımızın ideallerini rehber ederek yürütüyoruz. Bizden adalet mücadelemizi bırakmamızı isteyenler bilsinler ki; ne gözaltılar, ne işkenceler ne de tutuklamalar bizi adalet mücadelemizden koparamaz" dedi.

'10. YILINDA ADALET MÜCADELESİNİ YÜKSELTELİM'
20 Temmuz 2025'te Suruç katliamının 10. yıldönümü olduğuna dikkat çeken Bay, "Suruç'un 10. yılında herkes için adalet mücadelesini ve onun bayrağını yükseltmeye çağırıyoruz, bizler Suruç Aileleri İnisiyatifi olarak 20 Temmuz'da Suruç'taki Amara Kültür Merkezinde, Kadıköy Halitağa'da yapılacak oturumlarda, 20 Temmuz sabahı mezar başlarında olmaya çağırıyoruz. Biz bütün aileler, yaralılarla, sosyalist gençlerle, dostlarımızla birlikte burada olacağız, tüm adalet arayan kesimler başta olmak üzere herkesi 20 Temmuz'da bir arada olmaya davet ediyoruz" çağrısı yaptı.

Bu ayki oturumda 33 düş yolcusundan Ece Dinç, Duygu Tuna ve Alican Vural'ın hayat hikayeleri paylaşıldı.

DİNÇ: ANTİFAŞİST MÜCADELEDE EN ÖNDE YERİNİ ALDI
Ece Dinç'in hikayesi şu şekilde: "22 Mayıs 1995 yılında Düzce'de doğdu. 17 yaşında aktif mücadele ile tanıştı. Gezi ayaklanması ve Kobanê mücadelesi Ece'nin yaşamının dönüm noktaları oldu. HDP-HDK Kadıköy gençlik meclisleri çalışmasında yer aldı. SKM İstanbul il koordinasyonu üyesiydi. HDP Kadıköy ilçe yöneticiliği görevlerinde yer aldı. Anti-faşist mücadelenin ve İstanbul Taksim mücadelesinin kazanılması anlarında en önde yerini aldı. Kadın özgürlük mücadelesinde yer almayı özel olarak örgütlüyordu. Kadıköy Anadolu Lisesi mezunu olan Ece, bu lisenin derneğinin sekreterliğini de yaptı."

TUNA: KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SAFLARINI ÖZEL OLARAK ÖRGÜTLEDİ
Duygu Tuna'nın hikayesi şu şekilde: "25 Ekim 1979 yılında Dersim Nazimiye doğumludur. Küçük yaştan beri emekçilik yaptı, ev temizliği işlerinden, garsonluğa kadar birçok işte çalıştı. Kısa bir süre hapishane yaşamı olan Duygu Tuna, Kartal ESP faaliyetleri içerisinde örgütlendi. ESP Kartal ilçe yöneticiliği, SKM il yürütme görevlerini üstlendi. Gülsuyu'nda çetecilerin ESP'lilere saldırısından sonra Kartal ilçe çalışmasından Maltepe ilçe çalışmasına dahil oldu. Son olarak da HDP Maltepe ilçe başkanlığı görevini yaptı. Antifaşist mücadelenin ve İstanbul Taksim mücadelesinin kazanılması anlarında en önde yerine aldı. Kadın özgürlük mücadelesi saflarında mücadeleye yürütmeyi ve eylemlerini özel olarak tercih ederdi.

VURAL: NEREDE İHTİYAÇ VARSA ORADAYDI
Alican Vural'ın hayat hikayesi şu şekilde: "1996 yılında Samsun'da hayata merhaba dedi. Lise hayatında LÖB ile tanışan Alican Vural üniversite hayatında SGDF faaliyeti yürütmeye başladı. Çocukluğundan itibaren çalışarak kendi yaşamını idame ettiriyordu. Siyasi tercihleri ve buna bağlı olan yaşam tarzındaki farklılıkları nedeniyle ailesiyle ve düzenle olan bağlarını mesafelendirmişti. En önemli mücadelesini olması gerektiği gibi ailesiyle vermişti. Çekinmeden aldığı devrimci tutum dikkate değerdi. Alican Samsun 19 Mayıs Üniversitesi kamu yönetimi siyaset bilimi bölümü öğrencisiydi. Siyasi gelişimine önem veren bir devrimci olarak, bu yönde kendini eğitmeye yönelik odaklı çalışmalar yürütüyordu. Seçim sürecinde Samsun'da, HDP seçim çalışmalarına gönüllü olarak katılmış ve bu süreçte neredeyse zamanının büyük bölümüne insanlara barışı, kardeşliği ve halkların eşitliğini anlatan çalışmalar yürütmüştü. 'Emekçi devrimcilik' ifadesini mücadelesinde yaşatan Alican, nerede ihtiyaç varsa oradaydı. Kadın eylemliliklerinin arka planında her zaman görev alırdı. Alican Vural daha çok okumalıyım, daha çok devrimci olmalıyım, daha çok çalışmalıyım diyen bir yoldaştı. 'Saldırdınız, öldürdünüz, vurdunuz, katlettiniz, astınız yine de bitiremediniz. Çünkü fikirlere kurşun işlemez, biz kazanacağız, özgürlük kazanacak, Barış kazanacak. Katiller, hırsızlar, nefret kusanlar, kaybedecek' diyen Alican devrimci kararlılığı ve idealleri uğruna Kobanê'ye gitmek istemişti, çocuk parkı ve kreş yapacaklardı, olmadı, katledildi."

PEHLİVAN: ADALETSİZLİK SÜRÜYOR, HESAP KAPANMADI
Ardından gençlik örgütleri adına Ayça Pehlivan söz aldı. "IŞİD çeteleri ile iş birliği yapanlar, katliamın üstünü örtenler, gençliğin sesini bastırmak için yıllardır ablukayla, yasaklarla, polisle karşımıza dikiliyor. 33'lerin yoldaşlarını ise tecridin ve işkencenin sistematik hale getirildiği kuyu tipi cezaevlerine hapsediyor" diyen Pehlivan, gençlik olarak 119 aydır örülen adaletsizliğe karşı her ay bir ses olduklarını belirtti.

Adaletsizliğin sürdüğünü, Suruç'un hesabının kapanmadığını vurgulayan Pehlivan, "Suruç'tan bugüne gençlik yoksullukla, geleceksizlikle, güvencesizlikle kuşatıldı. Üniversitelere saldırıldı, kampüsler ranta peşkeş çekildi, barınma hakkı yok sayıldı, gençler intihara sürüklendi. İşçiler açlık ve sefalete mahkûm edildi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldı, kadınların katilleri korundu, LGBTİ+'lara nefretle saldırıldı, Halkın iradesi gasp edildi. Kürt halkının dili, kültürü, yaşamı hedef alındı. Depremde çadırlar satıldı. Doğa rant uğruna talan edildi. Gençliğin umudu ise 19 Mart'ta bu düzenin tüm çürümüşlüğü karşısında yeniden sokağa aktı. Gelecek için, özgürlük için, adalet için gençlik ayağa kalktı" dedi.

'33'LERİN DÜŞLERİNİ EZİLENLERİN ORTAK MÜCADELESİ GERÇEK KILACAK'
Pehlivan, şöyle devam etti: "Suruç'un 10. yılına giderken, sokaklarda yankılanan isyanı 33'lerin düşleriyle buluşturuyoruz. Bugün, 'Suruç için Adalet!' talebi, Gezi'den Kobanê'ye, üniversitelerden liselere, her yerde büyüyen bir adalet kavgasının ortak zemini haline geliyor. Herkes için adalet mücadelesini büyütüyoruz. Devletin, 10 yıldır adaleti engellemek için kurduğu duvarları, her ay biraz daha çatlatıyoruz. Taksim ablukalarını yarıyor, yasakları aşıyor, kampüslerden sokaklara herkes için adalet mücadelesini  büyütüyoruz. Çünkü biliyoruz: 33'lerin düşlerini tüm ezilenlerin ortak mücadelesi gerçek kılacak!"

Ardından bir süre oturma eylemi yapıldı. Anma, 33 düş yolcusunun isimleri sayılarak "Yaşıyor" denilmesiyle son buldu.

Eylem boyunca, "Suruç'u unutma, unutturma", "Suruç için adalet, herkes için adalet", "Suruç'un izinde, gençlik ayakta", "Suruç şehitleri ölümsüzdür" sloganları atıldı.

İZMİR
İzmir'de Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla çok sayıda kişi, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yan yana geldi. "Hiçbir düş yarım kalmayacak" ve "10. yılında Suruç'un izinde gençlik ayakta" pankartları açılan eylemde, Suruç şehitlerinin fotoğrafları taşındı. Basın açıklamasını Sezgin Zevkibol okudu.

Anma, bir süre oturma eyleminin ardından sloganlarla son buldu.