2 Mayıs 2024 Perşembe

Mor Dayanışma sempozyumunda kadınlar buluştu

Mor Dayanışma'nın düzenlediği "Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimi" sempozyumunda bir araya gelen çok sayıda kadın, mücadele yöntemlerini tartıştı.

Mor Dayanışma'nın İstanbul Kadıköy'de ilk kez düzenlediği "Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri" sempozyumunda bir araya gelen kadınlar, Türkiye'den ve dünyadan mücadele deneyimlerini paylaştı. Sempozyumda sık sık "Jin, jîyan, azadî" sloganı atıldı.

MOUKALLED: KORKUNÇ BİR ÜÇ AY GEÇİRDİK
Sempozyumun uluslararası deneyimlerinin paylaşıldığı bölümde, Polonya, Lübnan, İran, İtalya ve Fransa'dan kadınlar konuştu. Lübnanlı gazeteci ve belgesel yapımcısı Diana Moukalled şunlara değindi: "Lübnan krizin eşiğinde. Ülke başkan olmadan başında hiçbir kurumda olmadan yönetildi. Lübnan parlamentosu bir kriz yaşadı. Sivil toplum şeytanlaştırıldı. İsrail ordusu ve Hamas arasındaki savaş yıkıma ölümlere neden oluyor. Lübnan'daki siyasi ve dini liderler feministler ve LGBT+'lar için yürütmüş oldukları nefret kampanyalarını daha da arttırdılar. Özgürlük için yürüyüş yapan kadınlara saldırılar, homofobik saldırılar yaptılar. Feministlere karşı düşmanlığı körüklediler. Bu saldırı birçok saldırıya neden oldu. Cezasızlık da hakim. Korkunç bir üç ay geçirdik. Buna tanık olmayı sürdürüyoruz. Siyasi suç ortaklığına tanıklık ediyoruz. Anayasa'da eşitlik göremiyoruz. Yarım yüz yılın sonunda kadının siyaseti açısından en düşük rakamları taşıyor Lübnan. Kadınların politikada temsili neredeyse yok. Tek bir kadın bakan var 30 devlet bakanı arasında. Meclis'te kadın temsili yok."

BABAKHAN: KADINLAR TÜM HAKLARA SAHİP OLANA DEK MÜCADELE EDECEĞİZ
Sonrasında İran'dan Fatima Babakhan, konuşmasına "Kadın, yaşam, özgürlük" sloganıyla başladı. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Babakhan, "Sivil toplum kuruluşları kriz durumlarında, savaşlarda  toplumsal reform sağlanmasında yardımcı olacak en iyi potansiyele sahiptir" dedi. Babakhan, "Tamamen kadınlar tarafından yönetilen ve başarılı bir kurumumuz var. Kadın Yaşam Özgürlük hareketi olarak gözaltına alınan ve hukuki dayanışmaya ihtiyaç duyan kadınlara destek veriyoruz. Kadınlar çözümün bir parçasıdır. Mahsa Emini ve kadınların özgürlük mesajı değişimin yönünü de değiştirdi. Kadınlar bir cinsiyeti protesto etme şansını yakaladı. Ortadoğu'daki kadın hareketlerine, sivil hareketlere baktığımızda İranlı kadınların önemli bir etkisi olmuştur. Hepimiz cinsiyet, din ve ırk ayrımı olmaksızın herkes için eşit haklar talep ediyoruz. Mahsa Emini'nin ölümüne bağlı olsa da şehrin sokaklarında genç ve yaşlı kadınlar başörtüsüz gezmeye başladı. Kadınlar başörtüsüz araba kullanıyor. Bu da bizim için bir başarıdır. Kamusal alanda elde ettiğimiz bir zaferi işaret etmektedir. Kadınlar mahkemelere başörtüsüz çıkıyor. Kadın cinayetleri, haberler resmi medya tarafından yayınlanmış olup hiçbir şekilde engellenmemektedir. Ataerkil sisteme karşı daha güçlü bir akım gerçekleştireceğiz. Kadınları yönetim ve karar alma oranlarında daha fazla yer almaya teşfik ederek parlamentoya ve partilere yerleştireceğiz. Bu karar alma mekanizmalarını harekete geçirmek anlama geliyor. Kadınlar tüm haklara sahip olana kadar mücadele edeceğiz. Çünkü kadınlar bu sürecin bir parçasıdır."

AMOROSİ: KADINLARIN EMEĞİ TAMAMEN GÖRÜNMEZ KILINIYOR
"Feminist mücadele İtalya'nın politik atmosferini değiştirdi. Bütün partilerde kadın kotası var. Fakat bizim için yeterli değil" diyen İtalya'dan Lucia Amorosi,
"Biz kendimizi sosyalist feminist olarak tanımlıyoruz. Aynı şekilde kapitalizm ile cinsiyetçilik, kadın düşmanlığı arasında bir ilişki olduğunu düşünüyoruz. Bir taraftan hayatın yeniden üretilmesi ve kapitalist ilişkilerin yeniden üretilmesi burada önemli. Bu süreçte kadınların emeği tamamen görünmez kılınıyor. Şimdi İtalya'daki kadın başkanın hükümeti kadınları anneliğe sıkıştırmaya çalışıyor. Yardımlar da genç annelere veriliyor, hep anneler üzerinden destek sağlanıyor" ifadelerini kullandı.

'KADINLAR YİNE YOK SAYILDI'
Sonrasında Polonya'dan Zuzanna Dorota Karcz konuştu. Karcz Polonya'da da kürtaj hakkı ile ilgili mücadelenin giderek daha da yükseldiğini anlattı ve sağcı faşist dalganın yükseldiğini anlattı. Fransa'dan feminist Arya Meron da Fransa'daki feminist mücadeleyi anlattı. Macron'a karşı iki milyona yakın işçinin sokaklara döküldüğünü anlatan Meron, "Bu mücadelede yine kadınlar yok sayıldı. Sendikalardaki eril yapı buna neden oldu. Fransa'da feminist mücadele, ırkçılık, emek politikaları, islamafobi ve sarı yeleklerle feministlerin yan yana gelmesi de önemli bir noktada."

AKYOL: VAR OLMA MÜCADELEMİZ ÇOK KIYMETLİ
Sempozyumun ikinci bölümü ise sanatçı Gaye Su Akyol'un konuşmasıyla başladı. Kadın olmanın başlı başına bir deneyim ve her bir kadının başarısının herhangi bir erkeğin savaşından yüzlerce kat kıymetli olduğunu kaydeden Akyol, "Kadınların önüne çıkarılan sorunlar, mücadele alanları o kadar geniş ki. Bugün burada hayalleri için mücadele eden, varlığıyla sisteme karşı yeterince aykırı olan bir varoluştan bahsediyoruz. Var olma mücadelemizi çok kıymetli buluyorum. Feminist olmakla gurur duyuyorum" dedi.

KOCA: MÜCADELE EDENLERİN SELAMLARINI GETİRDİM
Ardından konuşan DEM Parti Milletvekili Perihan Koca direniş noktalarından geldiğini belirterek, direnen tüm alanlardan kadınların sesini iletti: Koca, şunları söyledi: "Bir deprem bölgesinden geliyorum. 6 Şubat depremlerinin bütün ağırlığını kadınlar üstleniyor. Kentleri yeniden yaşama hazırlıyorlar. Hatay'da enkazın altında acele kamulaştırma politikalarına karşı Dikmece'de direnen kadınların selamlarını sevgilerini getirdim sizlere. Dikmece'den Akbelen'e uzanan direnişte kömürün karasına karşı yaşamı savunan Akbelen direnişlerinin, İkizköy'deki kadınların selam ve sevgilerini getirdim. Faşist rejiminin çimentosunu oluşturan KHK'li akademisyenin selam ve sevgilerini getirdim size. Ayrıca LGBTİ+'lara dair mücadele edenlerin de selamlarını getirdim."

BAKLACI: TÜRKİYE'DE KÜRTAJ YASAĞI FİİLEN UYGULANIYOR
Mor Dayanışma'nın kurucularından sözcü Cemile Baklacı da kürtaj eylemlilikelri ile başlayan bellli aralıklarla toplanmaya çalışan bir dinamik olduğunu belirtti Türkiye'de. Baklacı, "Türkiye ve dünyada önemli geçiş noktaları var. Neredeyse birçok ülkede kürtaj yasağı yeniden hayata geçirilmek isteniyor. Türkiye'de yasak değil fakat fiilen uygulanmıyor. İktidar LGBTİ+'lara da baskıyı arttırarak kendisini var etmeye çalışıyor. Direnenler de benzer gruplarla ittifak kurmak zorunda, ortaklaşmak zorundayız."

AY: SINIFIN KENDİSİYİZ
Söz alan Ayşecan Ay ise mor listeyi anlattı: "Sendika grubunda yarışanlar renklerle tarifleniyor. Bu listelerin tamamı erkeklerden oluşuyor. İçimizden biri buna çok sinirlendi Nazan. Nazan'la birlikte Mor Liste'yi oluşturduk. Bizi en iyi tanımlayan sendikal feminizm." Kendilerine sürekli, "Sınıfı bölüyorsunuz" eleştirisi yapıldığını anlatan Ay, "Biz sınıfı bölmüyoruz sınıfın kendisiyiz" dedi.

DEM Milletvekili Adalet Kaya konuştu. Sempozyuma Kürt kadınlarını anlatmak için katıldığını belirten Kaya, "Özgür Kürt kadın hareketi anlatacağım. Ama şunu belirtmek isterim biz önce Kürt olduk sonra Kürt kadın olduk ve feminist olduk. Biz feminizmi sonradan bulduk. Siyasi anlamdaki kadın meclisini kurmamız HEP'li yıllardır. Böyle bir mobilazyon başlıyor. 90'ların sıcak gündemleri, vardı. Sonrasında barış masasında kadınlar vardı. Kürt kadınlar harekette var oldukça erkekler, 'kadınlar var ona göre hareket edelim' diye düşünmeye başladı. Yakın dönemde ise onlarca kadın arkadaşımızı tutukladılar. Yerelde oluşturduğumuz erkek şiddetine karşı dernekleri kapattılar. Kapatılan dernekler yerine kadınlara 'beyine iyi davranma' gibi eğitimler veriliyor" ifadelerini kullandı.

Sempozyum, Kadınlar Birlikte Güçlü'den Selin Top ve Kampüs Cadıları'ndan Rozana Urkun konuşmasının ardından soru cevap kısmı ile devam etti.