21 Aralık 2024 Cumartesi

Ivana Benario yazdı | Sri Lanka halkı neoliberal yağmaya karşı sokakta

Aralık ayında dini kurumlara vergi muafiyeti getiren, kurumlar vergisini indiren ve KDV'yi yüzde 8'den yüzde 15'e çıkaran hükümetin bu krizi halkın sırtına yükleme adımı bugüne zemin hazırladı. Ocak 2022 anketlerinde hükümeti onaylayanların oranı yüzde 10, yaşamsal memnuniyet oranı yüzde 6 ve ekonomik güven endeksi -82,96 olarak ortaya çıktı. Bugün, ekonomik olarak iflas etmiş Sri Lanka'da burjuva muhalefetin alternatifsizliği karşısında halk politik sürecin yönetimini kendi eline alıyor. Yaygın bir toplumsal felaket karşısında huzursuzluğun açık bir yansıması bu oluyor. Gösteriler kendiliğinden gerçekleşiyor, siyasi partilerin etkisi zayıf ancak halkın öfkesi bu haliyle giderek büyüyor.

Son günlerde halk isyanına dönüşen büyük çaplı direnişte öne çıkan Sri Lanka'nın bugünkü durumu ülkenin ekonomik verilerini ve buna verilen siyasi tepkiyi yakından izleyenler için şaşırtıcı değil. Ülkede bazı kritik sektörlerde son yıllarda ardı ardına yeni dip noktaları görüldü, hatta bazı durumlarda resmi bağımsızlık sonrası görülen en düşük ekonomik rakamlar ortaya çıktı. Mevcut durumda ülke birbiriyle iç içe geçen 4 krizle boğuşuyor: Ekonomik, politik, toplumsal ve rejim krizi. En öne çıkan ekonomik kriz belirleyici olsa da Sri Lanka son yıllarda faşizan uygulamaları, kamu yönetiminin militarizasyonunu, politik başarısızlıklar karşısında herhangi bir tepkinin gösterilmemesini, yoksulların ekonomik sefaletini azaltacak etkili önlemleri almada hükümet müdahalelerinin yetersizliğini de yaşadı.

Siyasi yönetimin yanlış eğilimleri ekonomik krizi şiddetlendirse de süreğenleşmiş kriz, Sri Lanka'da 1977'de uygulanmaya başlanan "açık ekonomi" ve neoliberalizmin ürünü. O yıldan itibaren kapitalist geçişin yeni bir dönemi başlamış ve Sri Lanka neoliberal politik projenin denetiminde küresel çerçeveye dahil edilmişti. Bu aşamanın ülkede çok ciddi sosyo-ekonomik sonuçları oldu. En temel boyutu küçük köylülüğün yaşamının giderek daha az sürdürülebilir olması ve giderek artan oranda insanın ücretli emek üzerinden yaşamak zorunda kalmasıydı. Yeni sömürgeciliğin yerini mali-ekonomik sömürgeci boyunduruk biçimini aldığı bu yıllarda, sömürge ülkelerin siyasal ve ekonomik yapıları buna uygun değişimlere zorlanmıştı. Bu bağlamda proleterleşme dalgasıyla gelen krizler karşısında bu geçişin sürmesi için bir diktatöre ihtiyaç vardı (başbakan Junius Richard Jayewardene 1978'de devlet başkanı seçilmiş ve en son 1999'da tekrar seçilmiştir). Seylan Budizmine dayalı şovenist politikalar yoluyla ulusal çatışmalar kızıştırıldı ve daha sonra kapsamlı bir iç savaşa dönüştü. Dünya çapında emperyalist küreselleşme kapsamında gerçekleşen bu geçiş süreci Sri Lanka halkının sosyal ve ekonomik güvencelerini eritti ve iç savaşta bu erime özellikle kritik bir rol oynadı. 1990'lardan bu yana Sri Lanka hükümetleri cari açığı finanse etmek için ağırlıklı olarak ticari borçlanmaya yaslandı. Vergi gelirlerini geliştiremedi ve devlet harcamaları kısıtlandı. İhracat pazarını çeşitlendirip büyütmede fırsatları kullanamadı ve döviz gelirinde birkaç kaynağa bağımlı hale geldi. Günümüz Sri Lankası 30 yıl kadar süren iç savaş ve seçimlerde belirleyici olan ulusal boğazlaşma ve neoliberal bağımlılık sonucunda şekillendi.

Savaş, Tamil halkına dönük kapsamlı soykırım saldırlarla sona erdikten sonra dahi askeri bir strateji uygulamanın ve bunu sürdürmenin maliyeti, altyapı projelerini finanse etmek için dağıtılan ticari krediler ve aşırı boyutlara varmış yaygın yolsuzluk bugünkü ekonomik zorluklara götüren üç önemli başlık oldu. Serbest düşüşe geçen ekonomide büyük vergi kesintileri ve çiftçilerin yüzde 76'sının bağımlı olduğu kimyasal gübrelere ithalat yasağı iç etkenler olurken 2019 Paskalya saldırıları, salgın ve en son da Ukrayna savaşı dert üstüne dert ekledi.

2019'da Paskalya gününde farklı kentlerdeki 3 kilise dahil, 5'i başkent Kolombo'da IŞİD tarafından üstlenilen 8 patlama, ülkenin en önemli kalem gelirlerinden olan turizmi bir anda durma noktasına getirdi. 2018'de 4,4 milyar dolarlık gelirle ülkede tekstil ve yurtdışından ülkeye özel para havalelerinden sonraki en büyük ve en hızlı gelişen döviz kalemi olan turizmde 2019 geliri 950 milyon dolarda kaldı. 2020'de ise ülkeye gelen turist sayısı yüzde 73,5 azaldı. Salgınla birlikte 2020 toplam ihracatı, 2019'a göre yüzde 15,6 daraldı. Arz ve talep şokları yaşayan kritik sektörlerden tekstilde gelirler 2020'de yüzde 21 düşerken Mart-Mayıs 2020 arasında bu sektördeki işçilerin yüzde 89'u geçici olarak işten çıkarıldı ve salgının ilk dalgasında ya hiç ya da çok az bir destek alabildi. Para havaleleriyle ülkeye giren para ise 2020'de yüzde 5,5 artarak 7,1 milyar dolar oldu. Ülkeye doğrudan yabancı yatırım 2020'de yüzde 43,6 azalarak son yıllarda süren daralma eğiliminin salgında şiddetlendiğini gösterdi.

2022 Ocak ayında ülkeye gelen Rus ve Ukraynalı 20 bin turist ise o ayki toplam sayının dörtte birini oluşturuyordu ve savaşla birlikte bir anda kesildi. Yine Rusya ve Ukrayna, Sri Lanka siyah çay ihracatının yüzde 18'ini oluşturuyordu. Bu iki ülke ayrıca ada ülkesinin buğday ithalatının yüzde 45'ini karşılıyordu. Soya, ayçiçek yağı ve bakliyatında yüzde 50'den fazlası Ukrayna'dan geliyordu. Demir ve çeliğin yarı bitmiş ürünleri, gübre üretimi için bakır, potasyum klorit gibi mineraller de önemli ölçüde bu iki ülkeden sağlanıyordu.

Hükümet savaştan önce sentetik gübre ithalatına ve kullanımına yasak getirerek ülkedeki 2 milyon çiftçinin organik tarıma geçmesini "emretti." Oysa çiftçilerin organik tarım için uzmanlara veya bilgiye erişimi bir araştırmaya göre yüzde 65 oranında yoktu. Sonuç olarak hasatta geçen yıl yüzde 44 düşüş olurken bu yıl da üzerine yüzde 85'lik bir azalma daha bekleniyor. Pirinç üretiminde kendi kendine yeten ülke konumundaki ülke geçen yıl bu kaleme 450 milyon dolar ödedi. Çay ihracatında ise 425 milyon dolarlık kayıp yaşandı. Bu yasak geçtiğimiz ay başlayan gösterilerle birlikte çay, kauçuk, hindistan cevizi gibi ürünlerde kaldırıldı. Hükümet çiftçilere zararları için 200 milyon dolar doğrudan 150 milyon dolar da teşvikler yoluyla destek açıkladı. Bu sırada 2022 bütçesinde askeri harcamalar yüzde 14'lük bir artışla 1,86 milyar dolarlık yer buldu. Bu, toplam hükümet harcamalarının yaklaşık yüzde 15'ine tekabül ediyor. Halkın yaşamı bu kadar kötüleşirken sağlık yüzde 6, eğitim yüzde 5 ve sosyal güvenlik ise ancak yüzde 4,2 oranında yer bulabiliyor.

Ülkenin toplam dış borcu 56 milyar doları bulurken 2022'de 7 milyar dolar ödemesi gereken dış borcu bulunuyor. 2022'nin ilk 2 ayındaki verilere göre ülke bu yıl toplam 12 milyar dolarlık ihracata karşılık 22 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirerek 10 milyar dolarlık daha cari açık verecek. 2019 sonu ve 2021 sonu arasındaki 2 yılda Sri Lanka'nın net resmi döviz rezervleri yüzde 79 eriyerek eksi 6 milyar dolara düştü. Toplam borcu GSYİH'nin yüzde 100'ünü aşan Sri Lanka'da bunun yarısı dış borç olurken iç borçların da yine yaklaşık yarısı bankacılık sektöründe. Son 70 yıllık süre diliminin yüzde 42'sini IMF anlaşmaları altında geçiren ülkede hükümetin IMF ile görüşmeleri bir 6 ay kadar daha uzayacak ve Hindistan Credit Lines kredisi ise ancak Mayıs ortasına kadar idare edecekken hükümet geçtiğimiz günlerde moratoryum ilan etmişti. Ödemeler dengesi sorunu Sri Lanka'nın vahim durumunun patlamaya hazır görünümlerinden sadece birisi. Sosyo-politik yapı ve devletin kendisi de kriz içinde ve bunlar birbiriyle bağlantılı.

Aralık ayında dini kurumlara vergi muafiyeti getiren, kurumlar vergisini indiren ve KDV'yi yüzde 8'den yüzde 15'e çıkaran hükümetin bu krizi halkın sırtına yükleme adımı bugüne zemin hazırladı. Ocak 2022 anketlerinde hükümeti onaylayanların oranı yüzde 10, yaşamsal memnuniyet oranı yüzde 6 ve ekonomik güven endeksi -82,96 olarak ortaya çıktı. Bugün, ekonomik olarak iflas etmiş Sri Lanka'da burjuva muhalefetin alternatifsizliği karşısında halk politik sürecin yönetimini kendi eline alıyor. Yaygın bir toplumsal felaket karşısında huzursuzluğun açık bir yansıması bu oluyor. Gösteriler kendiliğinden gerçekleşiyor, siyasi partilerin etkisi zayıf ancak halkın öfkesi bu haliyle giderek büyüyor.

Ekonomik kriz, Sri Lanka devletinin egemenliğinin altının oyulduğu Hindistan ve Çin arasında salınıp duran ikili bir oportünizm için oldukça alan açtı. Hükümet bir yanda şu an Çin ile 2,5 milyar dolarlık kredi görüşmelerini sürdürürken, diğer yandan Hindistan ile kıyı güvenliği askeri anlaşması yapıyor ve Hint Adani Grubu'na enerji sektöründe önemli tesis ve yatırım alanları bırakıyor. Sri Lanka'nın toplam resmini, yazar Chinua Achebe'nin romanının adı olan "Her Şey Dağılıyor" betimliyor. Sri Lanka'da Cephe Hattı Sosyalist Partisi (Frontline Socialist Party) ve Yeni Demokratik Marksist Leninist Partisi (NDMLP) gibi sosyalist partiler burjuva partilerin oportünizmine karşılık demokratik bir hareketin sokakta oluşması için etkin rol oynayabilirler.

Not: Yazıdaki veriler Kerala Kırsal Yönetim Merkezi'nde çalışan MeeNilankco Theiventhran'ın 2 Nisan 2022'de Oslo Üniversitesi'nde gerçekleştirdiği sunumdan alınmıştır.