18 Eylül 2025 Perşembe

Işıl Devrim yazdı | Küresel intifadayı yaratmaya, Sumud'u büyütmeye

Siyonizmin sinir uçlarını yakan tarihi Aksa Tufanı hamlesinin yıl dönümünde Tunus'ta görkemli bir buluşmaya hazırlanırken, Filistin dostları bu hareketi büyütmek; emekçi semtlerden kent merkezlerine, kampüslerden liselere, fabrikalardan kahvehanelere, cami önlerine kadar emekçi halkımızın yaşam alanlarına Filistin halkının sesini, soluğunu taşımak çok önemli bir görev olarak işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin önünde duruyor.

"İzleyici olmayacağız. Kürdistan'dan Filistin'e uzanan bir dayanışma köprüsü kurmak için yola çıkacağız." Böyle demişti Küresel Sumud Filosu'na katılan Halkların Köprüsü katılımcısı. Küresel Sumud, küresel intifada hareketi, Filistin'in haritadan silinmeye çalışıldığı bu en karanlık anda yakılan bir meşale. Emperyalizme, siyonist vahşete karşı ezilenlere intifada çağrısı. Siyonizmin tehditlerine, SİHA saldırılarına, irade kırma girişimlerine meydan okuyarak yürekle, cüretle çıkılan umut yolculuğu.

Sumud, Arapça ismiyle "kararlılık" filosu; Gazze'ye sadece insani yardım değil, aynı zamanda dünyaya "seyirci olma, harekete geç" çağrısı. Siyonist İsrail'in ABD ortaklığı ile Filistin'i ortadan kaldırmak istediği bugün, onlar "Nehirden denize özgür Filistin" sloganıyla ilerliyorlar. 7 Ekim 2023'ten bu yana, insanlığın belleğine kara bir leke olarak kazınan soykırım vahşeti karşısında, 44 ülkeden Filistin dostunun katılımı ile Sumud Filosu Akdeniz'in sularını yararak Gazze'ye doğru ilerliyor. Hem de onlarca gemi, yüzlerce katılımcıyla. Che'nin dediği gibi "gittikçe soğuyan bu dünyada üşüyen halkların ısınabileceği, paylaşılan ateşler" yakmaya…

İşgal devleti İsrail ise 77 yıldır parça parça işgal ettiği Filistin'i bugün kara harekatıyla tamamen işgal etmeye çalışıyor. Nakba'dan bu yana Filistin halkının yaşadığı en büyük yıkım sürerken, Gazze'nin üzerine inen bombalar yalnızca şehirleri değil, mazlum Filistin halkının emperyalizme, siyonizme direnme iradesini de kırmaya çalışıyor. Hastaneler yok ediliyor, açlık bir silaha dönüştürülüyor, Gazze'nin tamamen işgali ile yüz binler göç yollarına itiliyor. Başlatılan kara saldırısı ile Gazze tamamen işgal edilerek, ABD-İsrail planlamasıyla turizm ve rant alanı haline getirilmeye çalışılıyor. Sadece Gazze değil, Batı Şeria da kuşatılıyor. Binlerce Filistinli gözaltına alındı. Yaşam alanları yok ediliyor. Siyonist İsrail, Gazze'deki vahşetin dünya ezilenlerine ulaşmasını engellemek için son birkaç ayda onlarca gazeteciyi sistematik olarak hedef alarak katletti. Şimdiye kadar en az 65 bin Filistinlinin katledildiği bu soykırım, elbette başta ABD, Birleşik Krallık ve Batı Avrupalı güçlerle birlikte işleniyor. Avrupa'da Filistin soykırımına karşı yapılan eylemler engelleniyor, Filistin dostları gözaltına alınarak dünya halklarının yükselen öfkesi bastırılmaya çalışılıyor.

Ama nafile; dünyanın vicdanlı insanları bu vahşet karşısında sessiz kalmıyor. Siyonizme, emperyalizme öfke, engellenemeyen bir nehir gibi kendine yol açıyor. İlerici insanlığın vicdanı sınır tanımıyor. Tel Aviv'den New York'a, Paris'ten İstanbul'a; İsrail'de esir ailelerinin giderek militanlaşan, kitleselleşen eylemlerinde, savaş suçlusu Netanyahu'nun konutuna dayanan kalabalıkların sesinde; ABD'de siyonizm destekçisi Kirk'in cezalandırılmasında; Trump ve destekçilerinin sokakta, restoranda, maç izlerken karşısına çıkan eylemcilerin cesaretinde "Soykırımı durdur" çağrısı yankılanıyor. Bu öfkenin en görkemli ifadesi şimdiye kadarki en büyük dayanışma filosu hareketi olan Küresel Sumud Filosu kalkışmasında cisimleşiyor.

Yakın dönemde Madlen ile başlayan, Hanzala ile devam eden filo eylemleri, 77 yıldır devam eden soykırım saldırılarına karşı dönem dönem başvurulan eylemlerden. Gemiler aracılığıyla Gazze'ye yardım götürmek sembolik bir anlam taşırken, dünya kamuoyunda duyarlılık yaratmak esas amaç. 2008 yılında Free Gaza Movement ile başlayan, ardından Free Gaza ve Liberty adlı teknelerle devam eden, 2010 yılında İsrail siyonizminin saldırısı nedeniyle Mavi Marmara ile en çok gündeme gelen filolar ve şimdi de Küresel Sumud Filosu.

Siyonist İsrail'in iki kez SİHA saldırısıyla karşı karşıya kalan Sumud Filosu Akdeniz'de ilerliyor. Tunus, İspanya, Yunanistan'dan filoya katılan gemilerin kalkış anları binlerce insanın Filistin'le dayanışma buluşmalarına dönüşüyor. Gemiler yalnızca limanlardan değil, tarihin en derin acılarından da yola çıkarak bireycileşmeye karşı kolektivizmin, başkalarının acılarına karşı duyarlılaşmanın, harekete geçmenin, dayanışmanın gücünü ortaya koyuyor. Sumud Filosu Gazze'ye doğru ilerlerken geride kalanlara, yüreği filolarla atanlara daha fazla sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluksa hareketi büyütmenin olanaklarına kilitlenmek daha fazla iradeleşmek, sokağı tutmak, sokakta kalmak…

Siyonizmin sinir uçlarını yakan tarihi Aksa Tufanı hamlesinin yıl dönümünde Tunus'ta görkemli bir buluşmaya hazırlanırken Filistin dostları bu hareketi büyütmek; emekçi semtlerden kent merkezlerine, kampüslerden liselere, fabrikalardan kahvehanelere, cami önlerine kadar emekçi halkımızın yaşam alanlarına Filistin halkının sesini, soluğunu taşımak çok önemli bir görev olarak işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin önünde duruyor.

Özellikle Türkiye, Kürdistan'da her yeri eylem alanına çevirme, timsah gözyaşları döken faşist şeflik rejimini teşhir etmek için daha fazla özneleşme, harekete geçme zamanı. 7 Ekim'den yana belli kesimlerin gösterdiği dayanışma eylemleriyle sınırlı hareketi büyütmek için harekete geçme zamanı. Filistin halkının dostlarının, filoların rotası Gazze ve Batı Şeria olmalı. Toplumun her kesimi bu hareket etrafında kenetlenerek bulunulan her alanı eylem alanına, her olanağı Filistin'le dayanışma imkanına dönüştürmeli.

Aksa Tufanı hamlesinin yıl dönümünde Tunus'ta yapılacak enternasyonal buluşmayı büyütmek için; eş zamanlı eylemler örgütlenmeli, Gazze'nin, Batı Şeria'nın işgalini engellemek için harekete geçilmeli. Öğrenciler okulları boykot ederek, liman işçileri limanları kapatarak, her sokağı, her mahalleyi eylem alanına çevirerek bu büyük enternasyonal dayanışma büyütülmeli. Türkiye limanlarının siyonist şirketlere hizmet vermesini, soykırıma askeri ve lojistik destek sunulmasını reddetmeli; soykırımcı İsrail'e tam ambargo talepleriyle, küresel intifada hareketi büyütülmeli!