14 Kasım 2025 Cuma

ICOR: Gezegeni çevre felaketinden kurtarmanın yolu, emperyalizmi, faşizmi, kapitalizmi yenmektir

ICOR, 10-21 Kasım tarihlerinde Brezilya'da gerçekleştirilecek COP 30'a ilişkin açıklama yaptı. Emperyalizmin, faşizmin, kapitalizmin çevre politikasının sermayeden yana olduğuna işaret edilen açıklamada, ICOR üyesi örgütlere, 15 Kasım Uluslararası Çevre Mücadele Günü'nde aktif olma, dünya işçileri ve devrimci örgütlerine, çevrenin korunması mücadelesine daha kararlı katılma çağrısında bulunuldu.

Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu (ICOR), 10-21 Kasım tarihleri arasında Brezilya'da, Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nın (COP 30) toplanacağını hatırlatarak, "Şimdiden emperyalist çevre politikalarının etkisizliğini teşhir etmek ve iklimin, yaşamın korunması için mücadele etmek amacıyla aralarında militan bir karşı zirvenin de bulunduğu çeşitli eylemler örgütlenme" çağrısında bulundu.

'KAPİTALİZMİN KALKINMA MODELİ İNSAN VE DOĞA İÇİN YIKICIDIR'
"Gezegeni çevre felaketinden kurtarmanın tek yolu, emperyalizmi, faşizmi, kapitalizmi yenmektir" başlıklı açıklamada, zenginliği ve gücü giderek daha az sayıda elde toplama hırsının sadece yoksulluk değil, aynı zamanda küresel bir çevre felaketi yarattığına işaret edildi. Açıklamada, "Kapitalizmin izlediği sürdürülemez kalkınma modeli, insan için olduğu kadar doğa için de yıkıcıdır. Bu nedenle, kapitalizmin her 'gelişme' aşamasında hem işçi kanının hem de fabrikalarda ve çevreye salınan zehirli maddelerin katlanarak arttığını söylemek abartı değildir. Kapitalizmin azami kar hırsı, insan yaşamını ve gezegenimizin bütün doğasını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Günümüzdeki kapitalist ve emperyalist gelişme aşamasında, yalnızca işçi sınıfının değil, doğanın da sömürülmesi kapitalist üretim tarzının ayrılmaz bir parçasıdır" ifadelerine yer verildi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, iklim değişikliğini "uydurma" olarak nitelendirdiği belirtilen açıklamada, "İnsan kaynaklı iklim felaketini inkar eden küresel faşist tehlike, insanlığı çevresel yıkıma sürükleyen süreci hızlandırmaktadır. Emperyalist savaşlar ve 3. Dünya Savaşı hazırlıkları da doğrudan çevre tahribatıyla iç içedir" değerlendirmesinde bulunuldu.

ICOR tarafından yapılan açıklama şu ifadelere yer verildi:
"Ozon tabakasının, atmosfere salınan zehirli gazlarla giderek tahrip edilmesi, ekosistemler arasındaki dengeyi yok ederek yaşamın temelini sarsmaktadır. Şimdi radikal önlemler alınmazsa, kalkınmanın getirdiği faydalar, onun yarattığı tahribatı telafi etmeye yetmeyecektir. Küresel ısınmanın sonucu olarak kutuplar eriyor, hastalıklar, özellikle cilt hastalıkları artıyor, sıcaklık stresine bağlı ölümler çoğalıyor. Binlerce hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya; pek çoğu ise çoktan yeryüzünden silinmiş durumda.

'EMPERYALİST SAVAŞLAR ÇEVRE YIKIMIYLA EL ELE GİDİYOR'
"Çevre tahribatı, emperyalistlerin sınırsız sermaye birikimi uğruna doğaya açtığı savaştan başka bir şey değildir. Günümüz emperyalist savaşları acımasız bir çevre yıkımıyla el ele gitmektedir. Filistin halkına karşı işlenen soykırım da, Gazze ve Batı Şeria'da gerçekleşen bir ekosid (doğa katliamı) anlamına gelmektedir.

'VİETNAM SAVAŞINDA KULLANILAN KİMYASALLAR 1,6 MİLYON HEKTARLIK ORMANI YOK ETTİ'
"Vietnam Savaşı'nda yaşananlar, bu suçun tarihine dair açık bir örnektir. ABD emperyalizmi, Vietnam halkını konvansiyonel silahlarla yenemeyeceğini anlayınca, gerillaların sığındığı ormanları yok etmek için Agent Orange adlı kimyasal yaprak dökücü maddeyi kullandı. Aynı madde, halkın geçimini ve özgürlük savaşçılarının erzak kaynaklarını yok etmek için tarım alanlarında da kullanıldı. Vietnam ormanlarına 45,7 milyon litre Agent Orange püskürtüldü; bu, yılda 16 milyon ton karbondioksiti (CO₂) emebilen 1,6 milyon hektarlık ormanı yok etti.
"Bugün ekonomide yaşanan çevre felaketi, tarımsal üretimi giderek zorlaştırıyor. Çünkü pestisitler ve kimyasal gübreler kontrolsüz biçimde kullanılmakta; bu da hem çevreyi kirletmekte hem de üretim maliyetlerini artırmaktadır. Isınmanın bir başka sonucu olan uzun süreli kuraklıklar ve taşkınlar, üretimi ya büyük ölçüde düşürmekte ya da tamamen yok etmektedir.
"El Niño olarak bilinen bu olaylar yalnızca tarımı değil, genel ekonomiyi de sarsıyor. Bazı bölgelerdeki düzenli taşkınlar, altyapıyı tahrip ederek milyonlarca dolarlık ekonomik zarara, daha da önemlisi insan can kayıplarına neden oluyor.
"Burjuva toplumunun temel özelliklerinden biri olan bireycilik zihniyeti, egemen sınıf tarafından, insanların düşünme ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluk bilincini zayıflatmak için bilinçli olarak beslenmektedir. Burjuvazi, doğadan ve insan emeğinin sömürüsünden elde edebileceği tüm zenginliği kendi çıkarına çevirmeye, karını ve gücünü sınırsızca artırmaya saplantılıdır.

'ÇEVRE YIKIMINA KAPİTALİST DÜZENDE ÇÖZÜM BULMAK MÜMKÜN DEĞİL'
"Açıktır ki, çevre yıkımına kapitalist düzenin içinde çözüm bulmak mümkün değildir. Kaç tane 'yeşil badanalı' emperyalist zirve ya da dünya konferansı düzenlenirse düzenlensin, sonuç değişmeyecektir; çünkü dünya ekonomisini yönetenlerin karları, ekolojik felaketlerin önlenmesinden her zaman daha önemli olacaktır.
"Bu nedenle, Devrimci Partilerin ve Örgütlerin Uluslararası Koordinasyonu (ICOR), gezegenimizin karşı karşıya olduğu hızla ilerleyen çevre yıkımının başlıca sorumlusu olarak emperyalizmi yargılamaktadır. Özellikle yarısömürge, bağımlı ve ezilen ülkelerdeki doğal kaynakların ölçüsüzce sömürülmesi bu felaketin temel nedenlerinden biridir. Daha genel olarak, doğanın sınırlarını hiçe sayarak zenginlik ve güç birikimi peşinde koştuğu için kapitalizmin kendisi de sorunun kaynağıdır.
"Sosyalist bir toplum, insan ile doğanın birliğini temel ilke olarak kabul eder. Sovyetler Birliği, sosyalist dönemde, geniş bozkır alanlarını yeniden ormanlaştırmış ve ülkeyi büyük ölçüde hidroelektrik yoluyla hızla elektriklendirmiştir. Mao Zedong döneminde Çin'de halk kitleleri, döngüsel bir ekonomi inşa etmek üzere seferber edilmiş ve eğitilmiştir. Bu çabalar, esas olarak doğru bir yöndeydi. O dönemde yapılan bazı 'çevre hataları' ise, bilimsel bilginin sınırlılığı nedeniyle sonuçlarının öngörülememesinden kaynaklanmıştır.

15 KASIM'DA EYLEM YAPMA ÇAĞRISI
"Bu nedenle ICOR'un tüm üye örgütlerini, 15 Kasım Uluslararası Çevre Mücadele Günü'nde aktif olmaya çağırıyoruz. Çevre hareketlerinin, işçi sınıfının ve ezilen halkların sosyal ve politik mücadeleleriyle sistematik biçimde birleştirilmesi büyük bir güç yaratabilir.

'DÜNYA İŞÇİLERİ VE DEVRİMCİ ÖRGÜTLER ÇEVRENİN KORUNMASINA MÜCADELESİNE DAHA KARARLI KATILMALI'
"Tüm dünya işçilerini ve devrimci örgütlerini, çevrenin korunması mücadelesine daha kararlı biçimde katılmaya çağırıyoruz, çünkü bu mücadele, emperyalizmin, faşizmin ve kapitalizmin tamamen yenilmesiyle ayrılmaz biçimde bağlantılıdır.
"Dünyanın halkları, küresel çevre felaketinden sorumlu faşizme, emperyalizme ve kapitalizme karşı birleşin!"