25 Nisan 2024 Perşembe

Hırvat polisinden göçmenlere insanlık dışı muamele

Hırvat polisi sınırı geçmeye çalışan göçmenlerin saçlarını keserek, kafalarına kırmızı boya ile haç işareti çizildi.

Dünya çapında göçmenlerin karşı karşıya kaldığı ırkçı saldırılara bir yenisi daha eklendi. İnsani değerlerin ayaklar altına alındığı son saldırı, Hırvat polisi tarafından gerçekleştirildi. Sınırı geçmeye çalışan göçmenlerin saçları kesilerek, kafalarına kırmızı boya ile haç işareti çizildi.

BM, Hırvatistan hükümetinden son istismar iddialarının soruşturulmasını isterken, insan hakları örgütleri ve göçmen örgütleri, göçmenlere dönük saldırıların geldiği boyut itibariyle şoke olduklarını ifade etti.

Sınırdan 2 km uzaklıktaki Velika Kladuša'da faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşu olan No Name Kitchen'dan (NNK) Jack Sapoch, "Bu davranışın amaçlanan etkilerinden birinin mültecileri ve göçmenleri sınırlamak olduğu açıktır" dedi. Göçmenlerin kafalarına yapılan haç işareti konusunda da "Ya bu eylemleri yapan Hırvat makamları, sınır geçenleri aşağılamak için kullanıyorlar ya da daha endişe verici bir şekilde, çoğu Müslüman olan bu erkekleri dini bir sembolle psikolojik travmaya itmek için taktik olarak kullanıyorlar" dedi.

Olayın 6 Mayıs'ta Bosna Poljana bölgesinde gerçekleştiğini bildiren NNK, göçmenlerin para, cep telefonu ve ayakkabılarına da el konulduğunu belirtti. NNK, 7 Mayıs tarihinde de Velika Kladuša dışındaki Miral kampında benzer muamele gördüklerini söyleyen insanlarla karşılaştıklarını ifade etti.

Bosna Hersek-Hırvatistan sınırında AB'nin en uzun sınır devriyeleri bulunurken, devriye polisleri cop, silah ve gece görüş dürbünleri ile donatılmış durumda. Aynı bölgede insan hakları savunucuları, doktorlar vb. sınır güvenliği veya polisler tarafından göçmenlere karşı uygulanan taciz ve şiddeti defalarca belgelemişti.

BM'nin genel olarak bu tür konuları Hırvat yetkililerle görüştüğünü açıklamasına rağmen, son iki ay içerisinde vaka sayıları artış göstermekte.

Sapoch, "Söz konusu olaylara bakınca, koranavirus nedeniyle devlet yetkililerinin elde ettiği daha fazla serbestlik kaygı vericidir. Şimdi, bu güçleri kendi eylemlerinden sorumlu tutmak her zamankinden daha önemlidir" dedi.