19 Mayıs 2024 Pazar

DSG Komutanı Zirek: Türkiye saldırılarını sürdürüyor

DSG Komutanı Che Guevera Zirek, uluslararası anlaşmalara rağmen Türkiye ve çetelerin M-4 yolundan çekilmediğini ve yol üzerinde bulunan Şergirak buğday deposunu talan etmeye çalıştığını kaydetti. Zirek, uluslaarası kamuoyuna çağrı yaptı, "Sessiz kalmayın."

Türkiye ve çeteler, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Gire Spi ve Serekaniye'nin ardından son günlerde saldırılarını Eyn İsa'da bulunan M-4 karayolu üzerinde yoğunlaştırmış durumda.

Türkiye, Rusya ile yaptığı mutabakat çerçevesinde M-4 yolundan 3 km içeri çekilecekti. Yolun kontrolünü Suriye rejimi ile Özerk Yönetime bağlı iç güvenlik birimleri tarafından sağlanacaktı. Fakat şu ana kadar bu konuda herhangi bir adım atılmış değil.

Bölgenin en büyük buğday deposu konumunda olan ve Eyn İsa'nın 15 kilometre kuzeydoğusunda M-4 uluslararası karayolu üzerinde, stratejik bir noktada bulunan Şergirak buğday deposu, 17 Ekim'de Türkiye tarafından işgal edildi. İşgalin ardından Eyn İsa bölgesinde talanın devam ettiğini belirten Demokratik Suriye Güçleri (DSG) komutanlarından Che Guevera Zirek, son gelişmeleri ETHA'ya değerlendirdi.

Eyn İsa'nın halkların mozaiği olduğunu ifade eden Zirek, "Burada sadece Kürt halkı değil, Arap, Kürt ve Türkmen halkları da yaşıyor. Türk devleti buraya saldırarak, halkı zorla evlerinden göç ettirerek, burada ki demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlıyor. Bunu da desteklediği ve bölgede sürekli karışıklıklar çıkartan El Nusra, El Kaide, IŞİD çeteleri gibi hareket eden ÖSO çetelerini yanlarına alarak yapıyor. Eyn İsa halkı ile birlikte bu faşist işgalci saldırıları kabul etmeyerek direnişimizi sürdürüyoruz"  dedi.

'HALKIMIZI HER ZAMAN SAVUNMAYA HAZIRIZ'
Halkın çoğunun göç etmek zorunda kaldığını kaydeden Zirek, "Göç etmek zorunda kalan halkımız, soğuk hava ve başka nedenlerden kaynaklı zorlanıyor. Bu nedenle burada durmamız ve oynadığımız rol ve misyon oldukça önemli. Biz halkımız için buranın güvenliğini alıyoruz. Halkımız bizden ne isterse DSG olarak halkımızın yaşamını özgür bir biçimde huzur içerisinde sürdürmesi için bizden ne isteniyorsa yapmaya hazırız" diye belirtti.

Halkla birlikte saldırılara karşı meşru müdafaa haklarını kullandıklarını söyleyen DSG Komutanı Zirek, şunları kaydetti: "Halk, topraklarını savunmak için cephelere koştu. Yine başkaca ülkelerden bu direniş ile dayanışma eylemleri oldu, direnişe katılanlar oldu. Bu eylemler ve bu katılımlar biz savaşçıların moralini oldukça büyüttü. Bu aslında işgal saldırısını yapanlara ve onları destekleyenlere karşı verilmiş büyük bir cevaptı. Uluslararası güçler ve insan hakları savunucusu olduğunu idea edenler, katliamlar karşısında sessiz kaldı. Ancak bu direnişte yer alan, şehit düşmeyi göze alanlar gösteriyor ki; bu topraklar halkların toprağı ve kimse işgal edemez."

ULUSLARARASI ANLAŞMALARA RAĞMEN SALDIRILAR SÜRÜYOR
Türkiye ve desteklediği çetelerin uluslararası anlaşmalara ve oluşan kamuoyuna rağmen M-4 yolundan çekilmediğini, saldırılarını sürdürdüğünü vurgulayan Zirek, şöyle devam etti: "Bu yol uluslararası ticaret yolu. Saldırılarla, halkın ekonomik refah içerisinde yaşamasının önüne geçmeyi hedefliyorlar. Faşist ve ülkelerinden kaçarak para için toplumunu, halkını satanları buralara yerleştirmek için Türk devleti ve çeteleri buraya saldırıyorlar. Yine Türk devleti halkın buğdaylarını çalarak kendi ülkesine götürüyor. Katliamlar yapıyor. Hevrin Xelef gibi Heyva Sor a Kürd sağlık çalışanlarına yönelik katliamlar gerçekleştirdiler. Bütün bu katliamlara karşı dünyanın sessizliği söz konusu.

Türk devletinin saldırılarına uluslararası güçler gözlerini kapatmış durumda. Güçlerini buradan çeken ABD sonrasında tekrar buraya geldi. Ruslar son süreçte burada görünür oldu. Suriye rejimi işgal saldırısı sonrası sınırda yerini tutuyor. Türk devleti ve bu güçlerin yaptığı anlaşma kapsamında çeteler M-4 yolundan 3 km içeri çekilecekti, lakin şu ana kadar böyle bir durum söz konusu değil."

'NE RUSYA NE DE SURİYE REJİMİ SÖZÜNÜ TUTMUYOR'
"Türk devletine ait karargahlar M-4 yolunun sadece 200 metre yakınına inşa edilmiş durumda. Yine Gantari M-4 yolunun hemen yanı, burada varlıklarını sürdürüyorlar. Bunlar sadece sivil halkın bizlere verdiği bilgiler. Görünen o ki Türkiye ve Rusya arasında yapılan anlaşma sadece kâğıt üzerinde kalmış" diyen Zirek, Suriye rejiminin de halkı koruyacağı yönündeki sözünü yerine getirmediğini söyledi.

Bölgede yaşayan sivil halkın tehlikede olduğuna işaret eden Zirek, Türkiye'nin bölgenin 32 km üzerinden yaptığı anlaşmaya uyması durumunda halkın daha rahat yaşayacağını kaydetti. Saldırılarda Eyn İsa kampının da hedef alındığını belirten Zirek, saldırı sırasında DSG güçlerinin sivilleri kurtararak güvenli bölgelere naklettiklerini ifade etti.

DSG Komutan Zirek, insan hakları savunucularına seslendi: "Biz burada insanlığı savunuyoruz. İnsanlığı savunan kanunlarımız var. Bu işgal karşısında halen hiçbir karşı duruş ortaya konulmadı. Burada yaşayan halka karşı faşist saldırılar gerçekleştiriliyor. Uluslararası insan hakları kurumları buraya gelerek bu saldırıları kendileri gözlemleyebilirler. Biz halkımızı sonuna kadar savunacağız" dedi.