23 Aralık 2024 Pazartesi

Aalen'de Suriye halklarıyla dayanışma eylemi

Aalen'de demokratik kitle örgütleri, Suriye halklarıyla dayanışma eylemi yaparak, "Suriye'de halkların yaşam hakları güvence altına alınmalı ve tüm kimliklerin eşit söz hakkına sahip olduğu bir yönetim modeli inşa edilmelidir" çağrısı yaptı.

Almanya'nın Aalen şehrinde, Aalen Alevi Kültür Merkezi, Türk Kültür ve Spor Cemiyeti, Kultur Club Antakya-Aalen e.V tarafından Suriye halklarıyla dayanışma amacıyla kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Belediye binası önünde gerçekleştirilen ve çok sayıda katılımın olduğu etkinlikte, tüm çağrıcılar adına ortak bir bildiri okundu.

Suriye'de yıllardır yaşanan savaşın yüz binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının göç etmesine yol açtığı belirtilen açıklamada, "HTŞ liderinin 2014'teki açıklamaları, Aleviler, Hristiyanlar ve Ezidiler gibi azınlıkların Suriye'de yer bulamayacağını ifade etmesi, bölgeye yönelik kaygı sağlamaktadır. Orada bulunan akraba ve soydaşlarımızın, gerek Alevi ve diğer inançlar olmak üzere Hristiyan ve Ermenilerin, korku,panik halinde olduklarını ifade etmeleri, bazı bölgelerde sataşmalara, darp edilmeleri ve kutsal mekanlara saldırıları telefon, mesaj ve videolarla bize iletmeleri, bu kaygıların artmasına sebep olmaktadır" denildi.

"Alevilerin ve bölgede yaşayan bütün halkların yaşam hakkını tehlikeye atan oluşumlara karşı halkların ortak yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz" denilen açıklamada, demokratik kamuoyu ve uluslararası topluma, Suriye halklarının eşit ve birlikte yaşamını tesis etmek için sorumluluk alma çağrısı yapıldı.

'HALKLARIN YAŞAM HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI'
Açıklama, şöyle devam etti: "Suriye'de halkların yaşam hakları güvence altına alınmalı ve tüm kimliklerin eşit söz hakkına sahip olduğu bir yönetim modeli inşa edilmelidir. Süreç boyunca, Suriye politikasını Alevi düşmanlığı üzerinden şekillendirenlerin ve selefi gruplara destek verenlerin sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Olma ihtimali olan katliamların bütün sorumluluğu bu politikaları yürütenlerin omuzlarındadır. Halkların can güvenliği, her-türlü siyasi hesap ve rantın üstündedir. Suriye topraklarında yaşayan halkların yaşamını güvence altına alacak bir yönetim yapısının oluşturulması, barışa giden yolda temel adım olacaktır."

Bölgedeki tüm inanç grupları ve etnik kimlikler için eşit, özgür, barış içinde bir yaşam istenildiği vurgulanan açıklamada, "Suriye'de diktatör bir yönetimin ardından, kurulacak yeni yönetim, halkın barış, istikrar ve adalet beklentilerini karşılayan kapsayıcı bir yaklaşımla tesis edilmelidir. Bu çerçevede, etnik ve dini gruplar arasında adaleti sağlamak, laik ve demokratik bir sistemi hayata geçirmek büyük bir önem taşımaktadır" denildi.