17 Mayıs 2024 Cuma

Razem: Polonya'da neoliberal mitler dağılıyor

Polonya'da kurulan Razem(Birlikte) Partisi seçimlere hazırlanıyor. Razemyürütme kurulu üyeleri, "Polonya'da şu an kritik bir durumdayız. Belki büyük bir söz olacak ama bir tür ideolojik devrim, değişim görülüyor. Kesinlikle bu toplumda bir şeyler mayalanıyor çünkü 30 yıl boyunca eğitildiğimiz neoliberal mitler şimdi dağılıyor" dedi.
Razem (Birlikte) Partisi 2015 Mayıs ayında Polonya'da kuruldu. Kurulduktan yalnızca bir kaç ay sonra genel seçimlere giren Razem oyların yüzde 3,6'sını alarak ülkedeki yüzde 5 seçim barajına yaklaştı. 2016 yılında kürtaj yasağına karşı başlayan Siyah Protesto'da büyük rol oynayan Razem kurullarında kadın ve erkeklerin eşit temsiliyetine önem veriyor. Başkanlık sistemi yerine Merkez Yürütme Kurulu üyeleri tarafından ortak yönetilen parti Türkiye'de Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) destekliyor.
 
Razem'in siyasi fikirlerini ve ülkedeki son gelişmeleri Krakow'daki merkezlerinde bölge yürütme kurulu üyeleri Maria Las ve Lukasz Laxy'yla konuştuk. Kendilerini şöyle tanıttılar. 
 
Maria Las: Razem üyesiyim. Aynı zamanda bölge yürütme kurulu üyesiyim ve AB parlamentosuna adayım. 
 
Lukasz Laxy: Müzisyenim ve Krakow Devrim Korosu şefiyim. Burada bölgemiz Krakow'da bölge yürütme kurulu üyesiyim. Benim asıl ilgi alanım eşitlik, özellikle feminist gündem. Kürt halkına ve onların mücadelelerine karşı büyük bir sempatim var. Bununla gurur duyuyorum çünkü feminizm ve eşitlik konusunda bizim burada Batı Avrupa'da olduğumuzdan daha ilericiler. 
 
Razem tam 4 yıl önce Mayıs 2015'te kuruldu. Bildiğimiz kadarıyla kuruluş sürecine çeşitli örgütler dahil oldu. Polonya siyasetinde ne eksikti ve Razem kuruldu?
 
Maria Las: Öncelikle parti kurulduğunda ben yoktum, yalnızca söyleyebilirim ki siyasi alanda eksik olan şey eski rejimle anılmak istemeyen insanlar için bir sol alternatifti. Bütün hayatım boyunca solcuydum, farklı partilere oy verdim, sol olarak adlandırılanlara da oy verdim ama bence sol değillerdi ancak başka seçeneğimiz yoktu. Genel seçimlerden önce Razem kurulduğunda benim için çok kolay ve açık bir seçim oldu. Daha önce hiç içinde olmamış olsam da siyasi faaliyetlere katılmaya karar vermem yalnızca bir yılımı aldı. Daha önce hiçbir parti ve örgüte üye olmamıştım çünkü katılabileceğim herhangi bir parti yoktu. Ayrıca Razem'e katılınca beni şaşırtan şey, beklediğimden çok daha ilerici olması oldu. Bu benim için en büyük sürprizlerden biriydi ayrıca bu partiye olan bağlılığımın da gerekçesi oldu. Ne kadar sorunlar yaşasak da örgüt içinde belirli iç değerlerimiz var.
 
Lukasz Laxy: Benim için bir LGBT olarak ve bir feminist olarak en büyük sorun, Polonya'daki hiçbir siyasi parti, örgüt, gerçekten eşitlik sorununu ve ilerici gündemi desteklemiyordu. Siyasi partiler LGBT kartını siyasi oyunlarında, muhalefet ve hükümet tabanında istedikleri gibi kullanıyorlardı. Razem için eşitlik en önemli gündemlerden biriydi, herhangi bir amaca ulaşmak için arada bir kullanılan bir şey değildi. Razem'de en çok beğendiğim şey her kolumuzun, şubemizin kadın ve erkek sayısında eşit olması. Yakında kongremiz olacak ve 9 Merkez Yürütme Kurulu üyemizi cinsiyet eşitliğini göz önünde bulundurarak seçmemiz gerekiyor. 
 
'HER TÜRLÜ SONUCA HAZIRIZ'
 
2015 parlamento seçimlerinde Razem neredeyse yüzde 5 seçim barajını aşıyordu, oyların yüzde 3.6'sını aldınız. Bir sonraki genel seçimler de oldukça yakın. Polonya genel seçimlerine dair öngörüleriniz nelerdir?
 
Maria Las: Barajı geçeceğimize inanıyoruz. İnanıyoruz ancak ayrıca her türlü sonuca da hazırlanıyoruz. Çünkü Polonya'nın siyasi atmosferi şu an bizim gibi küçük partiler için oldukça saldırgan. Öte yandan şartların uygun olmadığını da biliyoruz. Biz neden siyasette olduğumuzu biliyoruz, parlamentoya girmenin, değerlerimizi oraya taşımanın bizim için bir yıl alması, beş yıl alması önemli değil. Siyasi durumun doğru tarafında, sol tarafında olduğumuzu biliyoruz. Polonya'da şu an kritik bir durumdayız. Belki büyük bir söz olacak ama bir tür ideolojik devrim, değişim görülüyor. Kesinlikle bu toplumda bir şeyler mayalanıyor çünkü 30 yıl boyunca eğitildiğimiz neoliberal mitler şimdi dağılıyor. Ancak ne yazık ki liberal paradigmaların çöktüğünü ilk fark edenler muhafazakarlar oldu, sol değil. Sol, medyada kendini ifade etmesi için yeterince temsil edilmiyor, ancak iktidar partisi PiS (Hukuk ve Adalet Partisi) kendini ifade edebiliyor şu an. 
 
4 Kasım 2016'da HDP eş genel başkanlarına ve milletvekillerine yönelik operasyonun hemen ardından 5 Kasım'da bu durumu protesto etmek için Polonya'da sokağa çıktınız. HDP bileşenlerden oluşan bir parti ve eş başkanlık sistemi mevcut. HDP'ye benzer bir sisteme sahip olduğunuz söyleniyor ancak sizde başkanlık sistemi tamamen yok, nasıl bir sisteme sahip olduğunuzu anlatır mısınız, Razem nasıl yönetiliyor?
 
Lukasz Laxy: Çok sayıda kolumuz, şubemiz var. En yüksek aşamada Merkez Yürütme Kurulumuz var. 9 kişiden oluşan MYK olabildiğince cinsiyet eşitliğine dayalı olarak seçiliyor. Ayrıca translar da kendilerinin nasıl temsil edileceğini kendileri belirliyorlar. Çünkü Polonya'da cinsiyet değiştirme yasaları oldukça sıkıntılı ve transları daha fazla strese sokmayı istemiyoruz. Nasıl dillendirileceklerini ve görüleceklerini kendileri belirtiyorlar.
 
Maria Las: Polonya yasalarına göre cinsiyet değiştirmek istediğinizde ebeveynlerinizi dava etmeniz gerekiyor. Tabi ki bu da çoğu insan için hoş bir durum değil. Aslında geçmişte sahip olduğumuz yasalara bakınca bu bir gerileme.
 
Lukasz Laxy: MYK'daki bu 9 kişi toplamda bir başkan görevi görüyor. Tipik siyasi partilerde bu bir kişidir ama biz de 9 kişi. Ayrıca 50 kişiye kadar sayısı olabilen, yine kadın ve erkek üyelerin eşit sayıda olduğu Ulusal Konseyimiz var. Her bölge ayrıca kendi yürütme kurullarına sahip. Kendi bölgemizdeki son kurultayda biz 5 kişiyi yürütme kuruluna seçmeye karar verdik. Bu sayı 3 de olabilir, 5 de, 7 de olabilir. Sayı tamamen bölge kurultayında üyelerin verdiği karara bağlı. Kendimizi böyle yönetiyoruz. Her şeyi olabildiğince kolektif yapmaya çalışıyoruz, herşeyi oylama ile çözmeye çalışıyoruz, herhangi bir kararı zorla aldırmıyoruz. 4'e karşı 5 gibi bir duruma getirmiyoruz, birbirimizi ikna edip 9 kişinin ortaklaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Her zaman bu kadar kolay değil elbette ama elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. 
 
Maria Las: Burada, kendi bölgemizde genelde kararlarda ortaklaşıyoruz. Ortaklaşamadığımız takdirde uygun bir tartışma yürütmeye çalışıyoruz.
 
'SİYAH PROTESTO POLONYA KAMUOYUNUN FİKİRLERİNİ DEĞİŞTİRDİ'
 
Partiniz 2016'da kürtaj karşıtı yasaya karşı düzenlenen Siyah Protesto'da büyük rol oynadı. Trump'ın Polonya ziyaretinde Damızlık Kızın Öyküsü kostümleriyle yaptığınız eylem de oldukça dikkat çekti. Razem'in bir kadın üyesi olarak ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bir kadın aday olarak, Polonya'daki kadın mücadelesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Razem bu mücadelenin neresinde duruyor?
 
Maria Las: Kadınların kürtaj hakkı olması gerektiğine dair ses çıkartan ilk siyasi örgüt bizdik. Kadınların hükümette, medyada, işgücü piyasasında doğru, eşit temsili olması gerektiğini söyledik. Bence Razem'deki en önemli şeylerden biri, parti içerisindeki siyasi aktivitenin, emeğin karşılığını bulacak olması. Kadın olduğum için köşeye atılmayacağım. Siyah Protesto Polonya kamuoyunun fikirlerini değiştirdi, bu gerçekten büyük bir başarıydı. Bence Siyah Protesto geçtiğimiz dört yıldaki en önemli sosyal hareketlerden biriydi. Tabi ki bunun gerçekleşmesinde sadece Razem rol oynamadı ama evet biz yalnızca katılmakla kalmadık, siyasi programımızın temel taşlarından biri oldu. 
 
'NEFRET ATMOSFERİ SİYASİLER TARAFINDAN OLUŞTURULDU'
 
Sadece 4 ay önce Gdansk Belediye Başkanı Pawel Adamowicz bir yardım konserinde öldürüldü. Bu cinayeti bir siyasi cinayet ya da nefret suçu olarak görüyor musunuz? Adamowicz göçmen ve LGBT destekçisi tutumuyla biliniyordu. Polonya'da daha fazla şiddet ve nefret cinayeti bekliyor musunuz?
 
Maria Las: Nefret suçları her yerde olabilir ve oluyor da. Geçtiğimiz yıllarda ilk siyasi kurban Büyük Britanya'daydı. Ben oldukça muhafazakar bir bölgeden geliyorum, Tatra Dağları bölgesinden. Daha önce bölge konseyi için seçime girmeye karar verdiğimde riskli bir şeyin içine giriyor olduğumu düşündüm. Kendi kişisel güvenliğimden değil ama ailemin dışlanmasından korkuyordum. Bizim Polonya'da içinde olduğumuz gibi durumlarda, iki kutbun düşmanca birbirine saldırdığı biz üçüncü kesimiz, kutup da değiliz ama yine de birbirine çok düşman olan iki kutbun arasındayız. Böyle şeylerin olması mümkün ama bu çatışmanın sonucunun barışçıl olacağını düşünüyorum. 
 
Lukasz Laxy: Polonya'nın 100. yıl bağımsızlık için mücadele vermesi sonrasında bağımsız olduktan sonra seçilen ilk Cumhurbaşkanı Gabriel Narutowicz'in ilk siyasi suikaste uğrayan kişi olduğunu eklemek istiyorum. Narutowicz, seçildikten yalnızca 5 gün sonra suikaste uğradı. Yalnızca geçmiş bir kaç ayı saymamak gerekiyor çünkü bu hep oluyor, geçmişimizde de oldu. Düşünün ki, ABD'de Washington'da bir başkan seçildikten yalnızca 5 gün sonra öldürülüyor. Ancak burada bu olabiliyor, olmaya devam ediyor. Toplumun bir kısmında hep olan bu tarz bir nefret siyasiler tarafından uyandırılmamalı, yabancı düşmanlığıyla oynamamalı. Bir öğretmen olarak bazı öğrencilerimde yabancı düşmanlığının mevcut olduğunu görüyorum. Bu hislere sahipler ama kendilerini sağcı radikaller olarak adlandırmıyorlar ancak birileri sizi dinleyebilir ve duydukları birkaç kelimeden etkilenerek gidip birini öldürebilir. 
 
Maria Las: İki durumda da, Narutowicz ve Adamowicz cinayetlerinde, nefret atmosferi siyasiler tarafından oluşturuldu.  Bu tamamen topluma karşı sorumsuzluktur. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı söz konusu olduğunda da aynı şey geçerlidir. Açıkçası beni Razem'e katılmaya iten şey bu oldu. Avrupa'daki büyük mülteci krizinde, birkaç yıl önce tüm Polonyalı siyasi partiler mültecileri kabul etmenin karşısında yer aldılar. Benim için bu çok rezil bir durumdu. Bu beni Nowy Targ'dan otobüse binip Krakow'a, Razem'e gelip “İşte burdayım, çünkü bu insanları kabul etme sorumluluğumuz var demeye cesareti olan yalnızca sizsiniz” demeye itti. Siyasetçiler yabancıları, LGBT'leri, feministleri parmakla gösteriyorlar, mesela ben bir feminist olarak muhafazakarların ve kilisenin -ki ben de kilisenin bir üyesiyim- gözünde bir cadıyım. Katoliğim, feministim, bir bakıma Marksistim ve burdayım. 
 
Lukasz Laxy: Polonya'da bir paradoks var aslında. Bizler kilisenin düşmanları, Hristiyan toplumunun düşmanları olarak görünüyoruz ve kendilerini o Hristiyan toplumun bir parçası olarak tarif eden siyasi partiler yabancı düşmanlığını teşvik ettiklerinde hiç de Hristiyan bir şey yapmış olmuyorlar. İsa'nın öğretileri bu konuda netti, fakir olana yardım etmelisin, aç olanı doyurmalısın, kıyafeti olmayanı giydirmelisin.  Size soruyorum, arkadaşlarıma, sokaktaki insanlara soruyorum burda gerçek Hristiyan olan kim? 
 
Maria Las: Ne tür bir Hristiyansın? Başka bir paradoks da şu an burada laik bir devlet için mücadele eden bir partinin merkezindeyiz ve şu an fazlasıyla inançlıları temsil ediyoruz. Ben bir katoliğim.
 
Lukasz Laxy: Bense protestanım.
 
'GREV POLONYA GİBİ KOMÜNİZM SONRASI ÜLKELERDE BİR ÇEŞİT VAHİY'
 
Öğretmenlerin grevi 8 Nisan'dan bu yana ülke çapında devam ediyor. Siz de bu grevi destekliyorsunuz. Grevden beklentileriniz neler? Tüm bu siyasi krizlerden sonra iktidar partisi PiS'in gelecek seçimlerde tekrar iktidar olmak gibi bir şansı var mı?
 
Lukasz Laxy: Hükümetin yükselttiği bu nefret politikaları sonrası evet hala şansları var çünkü nefret hala sevgiden daha güçlü. Savaşları kolayca yapabilirsiniz ama sevgiyi kolayca inşa edemezsiniz. 
 
Maria Las: Grev konusunda PiS'ten hiçbir şey beklemiyorum. Bence PiS entelektüel karşıtı bir parti, basitçe onlar öğretmenlerin desteğini aramıyorlar. Uzun vadede öğretmenlerin oylarını kaybetmek etkileyecektir ama kimse uzun vadeli politikalara odaklanmıyor, herkes sadece önümüzdeki 5 yılı düşünüyor. Benim hükümetten bir beklentim yok ancak grevden beklentim ise işçi sınıfı üzerinde bir uyanış yaratabileceği üzerine. İşçilerin, öğretmenlerin grev yapma hakkı olduğunu hatırlatmak grevin en büyük başarısı oldu. Polonya gibi komünizm sonrası ülkelerde bu bir çeşit vahiy. 
 
AB Parlamentosu seçimleri için bölgenizden adaysınız, kendinizi AB destekçisi olarak tanımlıyor musunuz?
 
Maria Las: Genel olarak evet AB destekçisiyiz. Ancak tıpkı Polonya'da olduğu gibi AB'nin gelecek hakkında düşünmeye cesaret etmesi gerekiyor. Kendi siyasi programımızda en büyük ilgilerimizden biri azınlık hakları ve işçi hakları. Ancak bunlara uluslararası işbirliği olmadan ulaşamazsınız. AB içinde daha zengin olan ülkeler daha fakir olan ülkeleri sömürüyor. Doğu Avrupa için umulan Batı'yı yakalama hedefi şirketler, vergiler nezdinde ve işbirliğinin gelişmemesi sebebiyle gerçekleşmiyor. Ayrıca ekolojik gündemi de unutmamak gerekiyor. Ekoloji gündemi de artık erteleyemeyeceğimiz başka bir gündem ve AB içinde tartışılan bir çok çözümün yetersiz olduğu görülüyor. 
 
Seçimden beklentileriniz neler?
 
Maria Las: Razem olarak en büyük beklentimiz seçmenlerimizin bizim için oy vermesi. Bazen oylarının seçim sistemimiz yüzünden boşa gidebileceğini hissediyorlar ama bu seçimde oylarının bir anlama gelmesi şansı var. Bu yüzden burada edineceğimiz iyi bir sonuç, genel seçimlerde şansımızı arttıracaktır. AB Parlamentosu'nda bizimki gibi bir parti o kadar da radikal gözükmeyecektir ancak Polonya'da bir radikal soluz. AB Parlamentosu'nda fikirlerimizin biz olmasak da bir şekilde temsil edileceğini biliyoruz. Asıl önemli olan şey Polonya soluna Polonya parlamentosunda ses verebilmek.