22 Mayıs 2024 Çarşamba

Oluç: Cesaretleri varsa IŞİD'lileri yargılamak için uluslararası mahkeme kursunlar

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Soylu'nun IŞİD'lilere yönelik sözlerine ilişkin "'Bunlar Milli Ordudur' diye çıkıp bas bas bağıranlar var bakanlardan ve iktidar sözcülerden; o Milli Ordu dedikleri yağmacılar, çeteciler, Suriye'deki rejimi değiştirmek üzere harekete geçen ve sizin destek verdiğiniz talancılardır. Dolayısıyla bu konuları uluslararası alanda tartışırken, o kadar elleri rahat değildir. Bu IŞİD meselesinin çözülmesini istiyorlarsa, kimin nasıl desteği var ortaya çıksın istiyorlarsa, uluslararası mahkemede yargılanmalarını talep etsinler" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Oluç, bu sabah kayyum atanarak Mardin Kızıltepe Belediyesi'nin gaspedilmesine, 4 Kasım 2016'da HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Yüksekdağ ve Demirtaş ile birlikte 15 milletvekillerinin tutuklanmasının 3. yıldönümü, vergi adaletsizliği konularını ele aldı. Konuşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Oluç, Soylu'nun IŞİD'lilerle ilgili açıklamalarıyla ilgili, "Bu IŞİD meselesinin çözülmesini istiyorlarsa, kimin nasıl desteği var ortaya çıksın istiyorlarsa, uluslararası mahkemede yargılanmalarını talep etsinler" diye konuştu.

'BU İKTİDAR İRADE HIRSIZIDIR, EMEK HIRSIZIDIR'
Kayyum saldırılarını hatırlatarak konuşmasına başlayan Oluç, "Bu iktidar hırsızdır. Bu iktidar irade hırsızıdır. Oy hırsızıdır, emek hırsızıdır. Halk iradesini yok saymaktadır. Sandık hukukunu ve adaletini yok saymaktadır" dedi. "Şimdi biz 'Kürt düşmanısınız' dediğimizde itiraz ediyorlar, ama Kürt düşmanlığı budur işte. 'Kürtsen seçtiğini saymıyoruz. Kürtsen verdiğin oyları saymıyoruz, gasp ediyoruz. Kürtsen senin seçtiğin değil benim atadığım yönetecek' diyor bu iktidar. 'Kürtsen sana yaşam alanı tanımıyorum' diyor bu iktidar. Bu yapılanların tercümesi budur" şeklinde kayyum saldırılarını eleştiren Oluç, "Adeta sömürge valileri ve kaymakanları atanmaktadır" yorumunda bulundu. İktidarın bölge belediyeler yaratmaya çalıştığını söyleyen Oluç, "Saray'dan yönetilecek belediyeler yaratmaya çalışıyorlar. Hedef büyükşehirlerin yetkilerini tekrar merkeze, yani Saray'a almaktır. O nedenle de siyaseti kayyımlaştırmaya çalışmaktadır bu iktidar. Kendilerinde olmayan, sandıkta kazanamadıkları belediyeleri ya gasp etmektedirler bizim örneklerimizde olduğu gibi, ya da çalıştırmamak için yetkilerini gasp etmeye çalışmaktadırlar. Boğaziçi Kayyım Yasa Teklifi var mı, yok mu belli değil. Çünkü İstanbul Boğaziçi'nde rant çok büyük. Kaybettiklerini yeniden elde edebilmek için, yolsuzluğu yeniden başlatabilmek için bu adımları atmaya çalışıyorlar" dedi.

KENDİNİZE GÜVENİYORSANIZ KAYYIM ATADIĞINIZ YERLERE SANDIK KOYUN
Demokratik siyasete sahip çıkarak tepkilerini dile getireceklerini söyleyen Oluç, "Kendinize o kadar güveniyorsanız, koyun bakalım önümüzdeki hafta sandıkları Diyarbakır'a, Van'a, Mardin'e, kayyım atadığınız 15 belediyeye. Hatta kayyım atama hazırlığında olduğunuz diğer belediyelere de koyun sandıkları, alın cevabınızı halktan" diye konuştu.

KONU KÜRTLER VE HDP'LİLER OLUNCA İKTİDAR CEMAAT'İN YAPTIKLARINI MEŞRU SAYIYOR 
4 Kasım 2016'da da demokratik siyasete karşı siyasi darbe yapıldığını söyleyen Oluç, siyasi darbelerin 2009'dan beri devam ettiğine dikkat çekti, "Bu siyasi darbe mantığı 2009 yılında da Kürt siyasetçilere yönelik işletilmişti. O zaman Cemaat savcıları ve hakimleri aracılığıyla başlatılmıştı ve devam ettirilmişti" dedi. Oluç şöyle devam etti:

"İşte 2016'daki 4 Kasım Darbesi de o darbenin devamıdır. Yine FETÖ savcılarının düzenlediği fezlekeler ve iddianameler gündeme geldi. FETÖ hakimlerinin verdiği kararlar gündeme geldi. Bugün cezaevlerinde siyasi rehin tutulan arkadaşlarımız, geçmiş dönem eş genel başkanlarımız, vekillerimiz ve tüm seçilmişlerimiz aslında FETÖ hakim ve savcılarının verdiği kararlarla rehin tutulmaktadır.  

"Konu Kürtler ve HDP'liler olunca, HDP'li yöneticiler ve seçmenler olunca FETÖ savcı ve hakimlerinin yaptıkları meşru sayılıyor ve hemen iktidar onların arkasına geçiyor, onların verdiği kararları destekliyor.

Bir kez daha söyleyelim, 4 Kasım'daki bu darbeci anlayışla bu iktidarın varabileceği bir yer yoktur. 28 Şubat'ta darbeye karşı çıkanlar 4 Kasım'da siyasi darbeyi gerçekleştirmişlerdir. Dolayısıyla darbeye karşı duruşlarının ilkesel olmadığı, demokratik bir anlayışla olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Onların dertleri kendilerine karşı bir darbe yapılıyorsa buna karşı çıkmaktır. Yoksa ilkesel olarak darbeye karşı çıkmak gibi bir dertleri yoktur. Çünkü demokratik politik kültürden zerre kadar nasiplerini almamışlardır. Maalesef böyle bir iktidar tarafından bu ülke yönetilmektedir."

HER KURŞUN, HER BOMBA VERGİLERLE HALKA YANSITILMAKTADIR
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen yasa teklifinin Genel Kurul'a geleceğini hatırlatan Oluç, düzenlemeyle birlikte büyük bir vergi adaletsizliğinin gündeme getirileceğini kaydetti. Oluç, "Gelişmiş ülkelere baktığımızda dolaylı vergilerin oranı yüzde 40 civarındadır. Türkiye'de halktan toplanan, yani dolaylı vergilerin oranı yüzde 65 oranındadır" diyen Oluç, iki neden sıraladı: "Birincisi, seçim kazanmak için AKP seçim yatırımları yaptı ve bu yaptıkları harcamaların kamuda yarattığı ciddi sıkıntılar var. İkincisi ise bugünkü güncel politikayla alakalıdır. Kuzey doğu Suriye'de sıkılan her kurşun, atılan her bomba işte bu vergilerle topluma yansıtılmaktadır. Hani söylüyorlar ya 'siz merminin, bombanın fiyatını biliyor musunuz' diye... İşte şimdi halk o atılan bombaların,  sıkılan kurşunların bedelini vergilerle ödeyecektir."

CUMHURBAŞKANI'NA 70 MİLYAR BORÇLANMA YETKİSİ VERİLİYOR
Bütçe teklifinin de Meclis'te olduğunu belirten Oluç, konuyla ilgili şunları söyledi: 

"Bütçe açığının 2019 hedefi 80.6 milyar TL idi. İlk dokuz ayda 86 milyar TL oldu. Şimdi tahmin ediliyor ki, 120 milyar TL'ye kadar varacak 2019 bütçe açığı. Yeni gelmiş olan bütçe teklifinde ise 2020 bütçe açık hedefi 139 milyar TL gösterilmiş. Şaka gibi. Bunun da tutturulmayacağı çok açık. Nasıl 2019 hedefi en az yüzde 50 oranında geçildiyse, 2020 hedefi de gayri ciddi olarak saptanmış bir hedeftir. 

Bu vergi paketiyle 6 milyar liralık bir gelir elde edilmesi hedefleniyor. Bu paketin ciddi olarak tartışılması gereken bir maddesi var. 40. madde. Bütçe hakkına aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanı'na 70 milyar TL borçlanma yetkisi veriyor. Yani bu paket sadece vergi adaletsizliğini artırma paketi değil, aynı zamanda bir borçlanma paketi."

Oluç, Antalya'da Kürtlere saldırı düzenleyen ırkçıların yürüyüş fotoğrafı ile Beyoğlu'nda bildiri dağıtımı sırasında ablukaya alınan HDP milletvekillerini gösteren bir fotoğrafı gazetecilere gösterdi. Oluç ardından şunları söyledi:

"Antalya'da ırkçı bir güruh 'HDP'lileri ve Kürtleri istemiyoruz' yürüyüşü yapıyor. Hiçbir tane polis görüyor musunuz? Yok. Neden? Çünkü onlar Kürtlere karşı, HDP'lilere karşı istediklerini yapabilir, yürüyebilirler.

Bu fotoğrafsa Cumartesi günü İstiklal Caddesi'nde çekildi. Vekillerimiz Pazar günü yapılacak olan İstanbul İl Kongremize halkı davet etmek için el bildirisi dağıtmaya çıktılar İstiklal Caddesi'ne. Bakın, polislerin ablukası altında bildiri dağıtmaya çalışıyorlar. Halka ulaşmasınlar, halkla iki çift laf konuşmasınlar, sohbet etmesinler diye. Bir tanesi iktidar destekli ırkçı bir güruh, diğeri iktidara muhalif olanlar. İşte Türkiye'nin tablosu esas itibariyle budur ve biz bu tabloyu değiştirmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."

SİYASİ AYAĞI BULMAK İSTİYORSA BÜLENT ARINÇ, ÖNCE AYNAYA SONRA ÇEVRESİNE BAKACAK
Oluç konuşmasını tamamladıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bülent Arınç'ın "Darbeye destek veren siyasetçi yok. FETÖ'nün siyasi ayağı yok. Eskiden Pensilvanya'ya gitmek prestijdi. Hepimiz geçmişte iyi niyetle destek verdik bu yapılanma için" sözlerine ilişkin yorumu sorulan Oluç şu yanıtı verdi: 

"Doğru söylemiş, hepsi destek verdiler. Fetullahçı yapılanmanın büyümesine, devletin bütün kademelerinde, yargısından ordusuna kadar, eğitiminden yerel yönetimlerine kadar devletin bütün kademelerinde kadrolaşmalarını sağladılar. Bunu ilk defa Bülent Arınç söylemiyor. Daha evvel Cemil Çiçek de söyledi. Hatta AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da bunu söyledi. 'Ne istedilerse hepsini verdiler.' Bu kendi lafları biz söylemiyoruz. 

Bülent Arınç zaman zaman böyle şaka dolu laflar ediyor, ciddiye alınacak bir şeyi yok. Siyasi ayağı bulmak istiyorsa Bülent Arınç, önce aynaya sonra çevresine bakacak. Yakın çevresinde ve aynada kimleri görüyorsa FETÖ'nün siyasi ayağının onlar olduğunu bilecek."

CESARETLERİ VARSA IŞİDLİLERİ YARGILAMAK İÇİN ULUSLARARASI MAHKEME KURSUNLAR
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Biz elalemin teröristlerinin oteli değiliz" sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Oluç, "IŞİD'lilerle ilgili İçişleri Bakanı'nın söyledikleri çok tehditkar. Avrupa'ya şantaj politikası uyguluyorlar. Bu konuda bizim bir önerimiz var. Eğer cesaretleri varsa - ki tarihte bunun örnekleri de vardır - kurulsun bir tane uluslararası IŞİD'lileri yargılama mahkemesi. Birleşmiş Milletler karar alsın ve IŞİD'liler insanlığa karşı işledikleri suçlardan yargılasınlar. Türkiye de bunu savunsun. Çıksın bu iktidar, İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı bunu savunsun. Uluslararası mahkemede yargılanıp ne ise cezaları çeksinler. Niye böyle söylüyoruz. Çünkü o uluslararası mahkeme kurulduğu zaman, başka şeyler de ortaya çıkacak. Bu dönem boyunca El Kaide ve El Nusra türevi bütün çetelere Türkiye'deki iktidarın verdiği desteklerin neler olduğu da ortaya çıkacak" yanıtını verdi. 

Sorunun 'öyle göndeririz, şöyle yaparız' diyerek çözülecek bir konu olmadığını söyleyen Oluç, "ÖSO çeteleri, ki daha sonra SMO oldular; 'bunlar Milli Ordudur' diye çıkıp bas bas bağıranlar var bakanlardan ve iktidar sözcülerden; o Milli Ordu dedikleri yağmacılar, çeteciler, Suriye'deki rejimi değiştirmek üzere harekete geçen ve sizin destek verdiğiniz talancılardır. Dolayısıyla bu konuları uluslararası alanda tartışırken, o kadar elleri rahat değildir. Ama topluma farklı mesaj vermek için esip gürlemektedirler. Bir kez daha şunu söyleyeyim. Bu IŞİD meselesinin çözülmesini istiyorlarsa, kimin nasıl desteği var ortaya çıksın istiyorlarsa, uluslararası mahkemede yargılanmalarını talep etsinler" dedi. 

Oluç, Erdoğan'ın ABD'ye ziyaretiyle ilgili soruya da "(Erdoğan ABD'ye) Bir mektup götürecekmiş. Özel ulak yerine kendisi götürsün. Göreceğiz bakalım mektubun ne olduğunu. Çok önemli ve büyütülecek bir ziyaret değildir. Dolayısıyla ne yaparlarsa yapsınlar, Suriye'ye yönelik yanlış dış politikaları bu tür ziyaretlerle ortadan kaldırılamaz. Biz bu konudaki kararlı tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. İsterse gitsin, isterse gitmesin" yanıtını verdi.