15 Kasım 2024 Cuma

Mahkeme kayyum kararında yürütmeyi durdurdu, sonra 'yanlışlık oldu' dedi

Ankara 2. İdare Mahkemesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasına yapılan itiraza dair yürütmenin durdurulması kararı verdi, 12 gün sonra ise 'yanlışın düzeltilmesi kararı' aldı.

Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne (DBB) kayyum atanmasına dair Diyarbakır Barosu tarafından yapılan itiraza önce yürütmenin durdurulması kararı verdiği, 12 gün sonra ise "yanlışın düzeltilmesi kararı" alındığı ortaya çıktı.

Kararı, Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın Twitter hesabından duyurdu. Aydın kararı, "Ankara 2. İdare Mahkemesi, Diyarbakır http://BB.ye kayyum atanmasına dair önce yürütmenin durdurulması kararı verdi, 12 gün sonra yanlışlık yaptık deyip kararı değiştirdi..." sözleriyle paylaştı.

Kayyum atanmasına yönelik yürütmenin durdurulması yönünde İçişleri Bakanlığı'na itiraz eden Diyarbakır Barosu'nun başvurusunu değerlendiren Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 08.01.2020 tarihli evrak kaydında, "Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde, dava konusu işlemin kapatılmasına ilişkin olması ve her an uygulanabilecek ve uygulanmakla tükenebilecek nitelikte bulunması nedeniyle davalı idarelerin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava hususu işlemin durdurulmasına, savunma ve ara kararı cevap süresinin 30 gün olarak belirlenmesine 18.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi" ifadelerine yer verildi.

Verilen bu kararın ardından baroya 15.01.2020 tarihli ulaşan bir diğer karar evrakında ise "yanlışlığın düzeltilmesi kararı" verildiği görüldü. Baro tarafından verilen dilekçede hiçbir şekilde "işyeri kapatma" ibaresinin geçmediği görülürken, mahkemeden gönderilen karar yazısında bu ibarenin kullanılması dikkat çekti.

'YANLIŞLIK OLDU' DENİLDİ
Ankara 2. İdare Mahkemesi tarafından gönderilen karar yazısında, "Davacı Diyarbakır Baro Başkanlığı temsilen Diyarbakır Barosu Başkanı tarafından 31.03.2019 tarihinde yapılan mahalli İdareler Genel Seçiminde HDP adayı olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine katılarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı'nın İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarih ve 878 sayılı işlemi ile görevden uzaklaştırılması üzerine Diyarbakır Valisi'nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili (kayyum) olarak atanmasına ilişkin davada mahkememizin 18.12.2019 günlü ve 2019/2321 sayılı kararında davalı idare tarafından dava konusu işlemin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne Başkan Vekili atanması istemine ilişkin olduğu ancak anılan kararın hüküm fıkrasının işyeri kapatılmasına ilişkin olduğu belirtilerek yanlışlığın düzeltilmesi istenilmesi üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 30. Maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü;… bu durumda davalı idarenin Mahkememizin 18.12.2019 günlü YD kararının davacı iddiaları sonucuna dair yanlışlığın düzeltilmesi isteminin kabulüne… 30.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi" ifadeleri yer aldı.

'BU KARAR DÜZELTME DEĞİL YARGIYA MÜDAHALENİN AÇIK DELİLİ'
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın verilen karara şu sözlerle tepki gösterdi: "Biz 40 sayfalık dilekçemizi son derece açık bir şekilde yazdık. Dilekçelerimizin hiçbir yerinde 'iş yeri kapatma' geçmiyor. Kaldı ki mahkeme kararın istemin özeti kısmında açık bir şekilde kayyum atama kararının yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep ettiğimizi belirtmiş. Düzeltme maddi hataların yani yazım yanlışlarının düzeltilmesiyle olur. Mahkeme kararını değiştiremez, sadece yazım hatası gibi maddi hatalar kısmını değiştirir, yürütmeyi durdurma kararı aynen kalır. Bu nedenle mahkemenin verdiği ikinci karar hukuksuzdur. Zaten bakanlık itirazı da 'hüküm fıkrasındaki işyeri kapatma' kısmının düzeltilmesini talep etmiş. Bu durumda mahkemenin yapması gereken hüküm fıkrasındaki yazım hatasını düzeltip kararın geri kalan kısmına dokunmaması gerekirdi. Maalesef mahkeme burada kararın tamamını değiştirmiş ve yeni bir karar vermiştir. Bu bir karar düzeltme değil, yargıya müdahalenin açık bir delilidir. Artık ortada bir yargı kalmamıştır."