13 Aralık 2025 Cumartesi

Kara: Adil, demokratik barışı en önde savunmaya devam edeceğiz

Ezilenlerin kürsüsünde söz alan SKM Genel Sözcüsü Kara, kadınların savaşın da barışın da tarafı olduğunu, adil, demokratik barış mücadelesinin en önünde olduğunu söyledi. Kara, "Adil, demokratik barışı en önde biz kadınlar savunmaya devam edeceğiz. Barışın halkların ortak mücadelesi ve birleşik mücadelesiyle kurulabileceğini, bu iddianın sözünü kuracağız" dedi. 

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara, Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin (ESP), adil ve demokratik barışı ve yöntemlerini konuşmak için İstanbul'da kurduğu ezilenlerin kürsüsünde söz aldı. Kürt ve Türk halklarının, Laz, Roman, Ahbaz, Rum, Boşnak, Pomak, Süryani, Ezidi ve diğer toplulukların, Alevilerin, kadınların LGBTİ+'ların tam hak eşitliği temelinde bir barışın ancak mümkün olabileceğini söyleyen Kara, ESP'nin çağrısına yanıt verenleri selamladı. 3. emperyalist paylaşım savaşının emarelerinin arttığı, NATO'nun yüzde 5 silahlanma çağrısı yaptığı bir süreçten geçildiğine işaret eden Kara, "Emperyalistlerin olası savaşlara hazırlandığını görüyoruz ve biz kadınlar bu noktada savaş karşıtı mücadelenin yükseltilmesini önemsiyoruz ve dikkat çekiyoruz" dedi. 

'ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARIYLA KÜRT KADINLARI, KIZ ÇOCUKLARI ÖZEL OLARAK HEDEF ALINIYOR'
Yürütülen savaş politikalarının sonuçlarına vurgu yapan Kara, Kürdistan'da yürütülen özel savaş politikalarına işaret etti. Kadınların seks işçiliğine, seks köleliğine, gençlerin uyuşturucu bataklığına sürüklenmeye çalışıldığını belirten Kara, "Özel savaş politikalarıyla devletin Kürt kadınlarını, kız çocuklarını özel olarak hedef aldığını görüyoruz. İşlenilen suçlarla hesaplaşmaya, yüzleşmeye gidilmek zorunda. Zamanaşımıza uğrayan suçların, kapatılan dosyaların açılması, yargılamanın yapılması gerek" vurgusu yaptı.

KÜRTÇENİN ANASAYAS STATÜYE KAVUŞMASININ ÖNEMİ
Kürtçenin anayasal statüye kavuşmasının önemine ve bunun hayati oluşuna dikkat çeken Kara, maruz kaldığı tecavüz saldırısı ve sistematik şiddet nedeniyle karakola ifade vermeye giden ve Kürtçe tercüman olmadığı için şikayeti alınmayarak gönderilen daha sonra da erkek şiddetiyle katledilen Fatma Altınmakas'ı hatırlattı, "Bu yüzden kürtçenin anayasal statüye kavuşması gerektiğini söylüyoruz" dedi. 

'ROJAVA KADIN DEVRİMİ SURİYE'DEKİ TÜM KADINLARIN GÜVENLİĞİNİ GÜVENCELİYOR'
Rojava'ya dönük işgal ve kuşatma saldırılarının sürdüğünü belirten Kara, "Rojava kadın devriminin güvencelenmesi, Suriye'de yaşayan tüm kadınların güvenliğini güvenceliyor. Cihatçı HTŞ çetelerinin Alevi kadın ve kız çocuklarını hedeflediğini görüyoruz. Rojava'nın statüsünün tanınması bu yüzden önemli" ifadelerini kullandı. 

'CİNS KIRIMINA KARŞI DURUYORUZ'
Eşit temsiliyeti güvence altına almak istediklerini  söyleyen Kara, bir cins kırımıyla karşı karşıya olduklarını belirtti. Kara, şunları söyledi: "Adeta bir savaş bilançosuna dönüştü. Yüzlerce kadının katledildiği, faillerin korunduğu, aklandığı durumla karşı karşıyayız. 11. Yargı Paketiyle kadınları katleden tacizciler ve tecavüzcülerin şartlı tahliyesi yolu açılıyor. Failler korunuyor, cezasızlıkla ödüllendirilyor. Biz kadınlara erkeklerle uzlaşın çağrısı yapıyor. O yüzden bunların hepsine karşı kadınlar olarak durmaya devam ediyoruz. 

'SAVAŞIN DA BARIŞIN DA ÖZNESİYİZ'
"Bütçe görüşmeleri yapılıyor, hem halklarımıza hem yoksul halkımıza çok ciddi bir saldırı söz konusu, açlıkla yoksullukla yaşamamızı istiyorlar. Ama diğer taraftan da kadın yoksulluğunun derinleştiğini görüyoruz. Kadınlara ayrılan bütçenin günlük 51 kuruş olduğunu görüyoruz. Kadınlara reva görülen yaşamı reddediyoruz. Aslında AKP-MHP iktidarının geliştirdiği kadın düşmanı politikaları ile kadınların 'aile on yılı' programı ile birlikte kadın bedeni ve emeğinin sömürüsü ciddi şekilde derinleştirilmek isteniyor. Ataerkinin sermaye işbirliğine karşı eşit ve özgür yaşam isteğini haykırmak istiyoruz. Anayasal ve yasal olarak ilan edilecek tarzda kabul edilmesi siyasi tutsakların özgür bırakılması, tecrit politikalarına son verilmesi, Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması gibi temel taleplerin yanısıra biz kadınların barış için temel talebi var. Biz kadınlar diyoruz ki barış için adalet, adalet için de erkek şiddetinin cezasızlık politikasına son verilmesi gerek. Barış için eşitlik, eşitlik için eş temsiliyet gerekiyor. Barış için adalet, adalet için şef tipi aile saldırısına son verilmesi gerekiyor. Erkek egemenliğinin siyasal ve toplumsal olarak yenilgiye uğratılması, egemenlerin dayanaklarının elinden alınması, erkek şiddetinin araçlarının üzerindeki tekerin kırılması gerek. Ancak kadınlar bu şekilde özgürleşebilir. Bu yüzden savaşın da barışın da öznesiyiz kadınlar olarak. Adil, demokratik barışı en önde biz kadınlar savunmaya devam edeceğiz. Barışın halkların ortak mücadelesi ve birleşik mücadelesiyle kurulabileceğini, bu iddianın sözünü kuracağız."

Kara'nın ardından konuşmalar sürüyor...