14 Aralık 2024 Cumartesi

İşçi sempozyumu, propaganda ve ideolojik eğitimin süreklileştirilmesi

Güçlü, canlı, verimli bir çalışma olarak gerçekleşen işçi sempozyumu, sınıf mücadelesinin yeni koşullarının girişinde, gerekli öncü ataklığı ve aklı örgütleyen  eylemiyle bir yolu açmıştır. Şimdi görev sempozyumun açtığı bu yoldan ideolojik saflaşmayı hedefleyen ve sağlayan yeni propaganda biçimleriyle ilerlemek ve derinleşmeyi sağlamaktır.

15-16 Haziran'ın yıl dönümünde Birleşik İşçi Hareketi (BİH), Kadın İşçinin Sesi ve Limter-İş Sendikasının örgütlediği, "21. yüzyılda işçi sınıfı hareketi, deneyimler, eğilimler" başlıklı sempozyum başarıyla gerçekleştirildi. Sosyalistlerin ve sosyalist kurumların da destek sunduğu sempozyum, 22-23 Haziran günlerinde İstanbul Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yoğun ve kapsamlı program olarak gerçekleşti. Sempozyum, komünist işçi önderi Süleyman Yeter'in mücadelesine ve anısına atfedildi. Komünist önder Süleyman Yeter, işçi sınıfıyla ML komünist geleneği bağlayan kopmaz çelik kılavuz ipi olarak sempozyumun ideolojik ve manevi örgütleyicisi oldu.

2001 ekonomik krizine, Kemal Derviş'in Dünya Bankası-IMF programıyla çare ve çözüm üreten sermaye oligarşisi, şimdi benzer bir yıkım programıyla işçi sınıfına saldırıyor. Faşist saray rejiminin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in IMF patentli OVP'siyle sermaye oligarşisi bir kez daha emekçi sınıfların sırtına basarak ileri sıçramayı amaçlıyor. İşbirlikçi Türk sermaye oligarşisi yeni bir sermaye transferi, soygun ve ucuz emek gücü sömürüsü dalgası başlatmış bulunuyor. Ücret artışını ve iç tüketimi enflasyonun nedeni ve gerekçesi ilan eden Mehmet Şimşek, enflasyonu düşürmek için ücretleri baskılama ve faizleri yükseltme politikasını uyguluyor.
OVP adlı ekonomik ve politik saldırı dalgasının yürürlüğe girdiği bir eşikte örgütlenen sempozyum, yürüyen güncel sınıf savaşımına çok kasıtlı ve nitelikli bir hazırlık müdahalesi anlamı taşıyor. Zira sermaye oligarşisinin OVP saldırısı, işçi sınıfının değişik bölüklerinden milyonlarcasını verili yaşam düzeyinden koparıp yoksulluk krizinin anaforuna savuruyor. Yoksulluk krizinin girdabına itilen on milyonlarca emekçi derin sefalet ve açlıkla yüz yüze geliyor. Sofrasındaki ekmeği küçülüyor, halihazırda sınırlı olan sosyal ve kültürel hayatı berhava oluyor. İşçi sınıfı ve yoksullar, tüm ezilenler ellerindeki imkan ve birikimlerin büyük bölümünü yitirme gerçeğini görüyor. Yaklaşan ekonomik felaketi derin sınıf sezgisiyle kavrıyor.

İşte tam da kopacak bu yeni sınıf savaşımlarının arifesinde örgütlenen sempozyum, bize verili gerçeğimizin canlı, somut ve dinamik tablosunu sundu. Sempozyum, önümüze açılan yeni sınıf savaşım koşullarının girişinde, sınıf savaşımının değişik cephelerinden gelen öncü bileşimin etkileşimli ve verimli sonuçlarıyla çok sayıda hakikati açığa çıkarıp bir bilinç ve hazırlık örgütledi. Mücadeleci yeni "bağımsız" sendikalar, sınıfın kadın işçi damarlarının sözcüleri, kadın hareketinden, feminist hareketten, değişik emekçi sol partilerden siyasetçiler, emekçi sol, feminist ve sosyalist basından yazar ve düşünürler, sınıfla bağlı akademisyenler; hep birlikte geleceği kurmaya çalışan bir devrimci istek ve arayışı somutladı. İşçi sınıfı ve emekçi sol hareketin iki düzeyinde uzun bir dönemdir süregelen yapısal kriz ve konjonktürün ideo-politik bulanıklığı koşullarında, işçi sempozyumu gerçek bir devrimci sınıf bilinci ve siyasetinin inşası amacına sımsıkı bağlandı.

Faşist saray rejiminin tasfiyeci kuşatması altında daha da dağılıp yön kayıpları yaşayan emekçi sol hareketin diri bölüklerinin devrimci aklını, işçi sınıfının devrimci siyasetine ve olanaklarına odakladı. Sempozyum, kendi manyetik alanında işçi sınıfının örgütlü öncü mücadele bölüklerinden sınıfla organik bağlı akademisyenlere, emekçi sol hareketten öncülerden sıradan işçilere, feminist harekete değin birbiriyle temas eden tüm kesimlerde bir sınıf aklı ve tavrı örgütledi. İşçi sınıfının devrimci hareket olarak gelişme ve arayışını sınıfın örgütlü öncü bölükleri ve emekçi sol hareketin ilgili özneleri açısından tartıştırdı, araştırdı. Sempozyumun ergime potasında ortak deneyim ve fikirleri buluşturup devrimci sonuçlar süzdü.

Her tartışma ve konuya bir kıvılcımın yakıldığı, bütün konu başlıklarının bir bilgi şöleni olarak geçtiği, yeni sendikal mücadele deneyimlerinin serimlenip devrimci sınıf bilinci dersleri çıkarıldığı, işçi sınıfının değişen anatomik yapısı ve bileşiminin güncel analizlerle yeniden haritalandırıldığı, işçi sınıfının kadın bölüklerinin cins bilinci ve kadın özgürlük mücadelesinin kadın devrimi perspektifiyle bağlandığı, sınıfın devrimci siyasetinin ve stratejisinin inşa edilmesinin belli çizgileriyle somutlandığı sempozyum; tüm katılımcılar ve izleyiciler için yoğun bir teorik-politik ve ideolojik donanım süreci oldu. Sosyalistler, işçi sınıfı mücadelesiyle daha fazla bütünleşme çabasıyla kolektif çalışmaya aklını, duygusunu, fikrini kattı. İşçi sınıf sorunlarıyla yoğun bir ilişkilenişle sınıfın deneyimlerinden öğrendi.

Güçlü, canlı, verimli bir çalışma olarak gerçekleşen işçi sempozyumu, sınıf mücadelesinin yeni koşullarının girişinde, gerekli öncü ataklığı ve aklı örgütleyen ilk eylemiyle bir yolu açmıştır. Şimdi görev, sempozyumun açtığı bu yoldan ideolojik saflaşmayı hedefleyen ve sağlayan yeni propaganda biçimleriyle ilerlemek ve derinleşmeyi sağlamaktır.

Politik sınıf savaşımı sahasında akademik olanları ayrıştırarak söylersek; sempozyumlar yüksek ve nitelikli propaganda çalışmaları olarak öncü ve örgütlü kitleleri hedefler ve en etkin biçimde rolünü oynar. İşçi sempozyumu da tam olarak bu misyonu yerine getirmiştir. Elbette propaganda çalışması daha geniş kitle kesitlerinde öncülerin en yakınında duran birey ve kesimleri kendine doğru çeker, yakınlaştırır ve örgütler. İstisnasız tüm sempozyumlar, propagandayla etkileme ve örgütleme işlevini farklı düzeyde ve verimde yerine getirir. Bu ise çok doğal olarak propagandanın etkili ve yaratıcı formlarını uygulama kapasitesini pratikleştiren devrimci propagandistlerin marifetiyle gerçekleşebilir.

"21. yüzyılda işçi hareketi, deneyimler, eğilimler" sempozyumundan çıkan tüm sonuçlar, perspektifler, veriler, materyaller şimdi öncü işçilerin ve devrimcilerin, sosyalistlerin ellerinde birer devrimci sınıf bilgisi ve propaganda aracı olarak elde hazır duruyor. Sosyalistler, sempozyumun biriktirdikleriyle, sunduğu devrimci perspektif doğrultusunda verili olanakları, araç ve materyalleri örgütleyerek bu propaganda çalışmasını süreğenleştirebilir. Ancak bu yolla propaganda çalışması ve ideolojik eğitimin sürekliliğinin sağlanması başarılabilir. Bu, aynı zamanda önümüzdeki dönemde gelişecek işçi sınıfı ve yoksul halk hareketi mücadelelerine politik olarak hazırlanmayı da ifade ediyor.

Örgütsel ve politik süreklilik gibi, propaganda ve ideolojik eğitim, donanım faaliyetlerinin de birbirini tamamlayan bir devrimci akış içinde birbirine bağlanan bir zincir olarak örgütlenmesi bir gerekliliktir. Kesintisiz ve sistematik bir propaganda ve ideolojik eğitim çalışmasını kazanmak dosdoğru propagandacı kadroların yetiştirilmesinin de biricik yoludur. Propaganda çalışmalarımızın da işaret ettiği gibi dönem her cephede değişik sosyalist kadroların hızla eğitilip yetiştirilmesi dönemidir. Yeni sosyalist kadroların yetiştirilmesi ve daha ileri ML teorik, politik, ideolojik formasyonla donatılması toplam faaliyet içindeki olanak ve araçlarla başarıyla örgütlenebilir.
Kuşku yok ki tamamlanan propaganda çalışması halkasına güncel devrimci ihtiyacımızın belirlediği yeni çalışmayı örgütleyip bağlarken, yeni propagandistlere ve adaylarına görev vermek en kritik örgütsel görevlerden biri olarak önümüzde duruyor. Sempozyum sosyalistlere günün propaganda görevi olarak sempozyumun toplam kazanımlarına yaslanarak çalışmayı, değişik alanlara seminer, panel ya da özel atölye çalışmaları biçiminde ileriye doğru taşımayı salık veriyor. Böylesi bir çalışma için bütün yayın materyalleri, diğer araçlar, imkanlar vardır. Sempozyumun hazırlamış olduğu nitelikli materyaller böylesi bir çalışma için kolektif propaganda ihtiyacını bütünüyle karşılamaktadır. Yayın materyallerinden derlenip hazırlanacak belirli konu kombinasyonları temel alınarak eğitim atölyeleri hemen örgütlenebilir. Temel ve ikincil çalışma alanlarımız, sempozyumun hazırladığı araçları ve imkanları kullanarak sempozyumun ürettiği devrimci sınıf bilinci ve aklını kuşanmalıdır. İşçi sınıfının güncel devrimci önderlik ihtiyacıyla kopmaz biçimde faşist saray rejiminin sınıfa dayattığı OVP yıkım programına karşı politik mücadele alanından gerekli mücadele araç ve biçimlerini hazırlama ve örgütleme perspektifiyle konumlanmalıdır.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 27 Haziran tarihli 173. sayı başyazısı.