16 Mayıs 2024 Perşembe

ICAD kayıp yakınları ve açlık grevcileriyle dayanışma çağrısı yaptı

ICAD, Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası dolayısıyla, Cumartesi Anneleri'ne yönelik saldırıları protesto ederek kayıp yakınlarının yanında olduğunu belirtti. Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD) 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası dolayısıyla yayınladığı açıklamada, “Gözaltında kayıpların akıbetleri açıklansın, sorumluları yargılansın” talebini yineledi.

ICAD Uluslararası Büro tarafından yapılan açıklamada, “Gözaltında kaybetme, dünyamızda hala ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Egemen sınıfların kendi iktidarlarını sürdürmek için toplumsal muhalefete yönelik uyguladıkları bu saldırı yöntemiyle, şimdiye kadar yüzbinlerce insan devlet güçleri veya onlara bağlı paramiliter çeteler tarafından gözaltında kaybedildi” ifadeleri yer aldı.

Hitler faşizminden Latin Amerika’da ABD destekli diktatörlüklere, Türkiye’den Sri Lanka’ya, Pakistan’dan Irak’a, Suriye’den Kolombiya'ya, Meksika'dan, Balucistan'a ve Mısır’dan Marokko’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde faşist, gerici diktatörlükler tarafından uygulanan kirli yöntemin hala varlığını sürdürdüğünü kaydeden ICAD, “Bu yönteme başvuran devletler, baskıya ve sömürüye dayalı sistemlerine karşı aktif mücadele içinde olan insanları gözaltına alıp kaybederek, toplumda kaygı, belirsizlik ve korku yaratmaya ve böylece tüm toplumsal muhalefeti susturmaya çalışmaktadırlar. İşçiler, sendikacılar, gazeteciler, aydınlar, yazarlar, hukukçular, devrimciler kısacası toplumun her kesiminden insanlar bu saldırının hedefi olabilmektedir” diye belirtti.

Açıklamanın devamında “Kayıp yakınları, ilerici ve devrimci güçler devletlerin bu saldırısına karşı örgütlü mücadeleyi ve toplumsal muhalefeti geliştirdiği ve bu insanlık suçunu teşhir edebildiği oranda geri püskürtebilmiştir. Arjantin’de Plaza de Mayo Annelerinin uzun yıllara yayılan mücadelesi ve Türkiye’de Cumartesi Annelerinin kararlı 24 yıllık mücadelesi bu konuda yol göstericidir” denildi.

TECRİT BİR İNSANLIK SUÇUDUR VE DERHAL KALDIRILMALIDIR


Türkiye’de 27 Mayıs 1995’de İstanbul Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi başlatarak, her hafta gözaltında kayıpların akıbetini soran, sorumluların yargılanmasını isteyen Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin tüm engellemelere karşın sürdüğü hatırlatılan açıklamada, “Cumartesi Annelerinin, saldırıya uğradıkları, gözaltına alındıkları 25 Ağustos 2018’deki 700. oturma eylemlerinden bu yana Galatasaray’a çıkışları devlet terörü ile engellenmektedir. Ancak onlar polis ablukası ve tehditleri altında İHD İstanbul Şubesi önünde her cumartesi kayıplarının hesabını sormaya devam etmektedirler” diye bildirildi.

Cumartesi Annelerine yönelik engellemenin, toplumsal muhalefete yönelik baskının ve ve tecridin bir parçası olduğunu belirten ICAD Uluslararası Büro, “HDP milletvekili Leyla Güven’in 7 Kasım 2018’de PKK Lideri Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması amacıyla başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi, hapishanelerde binlerce ve dışarıda onlarca yurtsever ve komünistin katılımıyla sürmektedir. 30 tutsak süresiz açlık grevini ölüm orucuna çevirmiş bulunuyor. Kritik bir aşamaya gelmiş bulunan SAG ve ÖO direnişinde daha fazla ölümler yaşanmadan, talepleri kabul edilmelidir. Tecrit bir insanlık suçudur ve derhal kaldırılmalıdır” talebinde bulundu.