ESP: Kadınları katleden ataerkil sermayeye karşı mücadelemizi büyütelim
Van'da katledilen Rojin Kabaiş'e ilişkin dosyada gerçeklerin gizlenmek istendiğine dikkat çeken ESP, Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları ve kadın örgütleri öncülüğünde yürütülen adalet mücadelesini büyütme çağrısı yaptı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş'in katledilmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Rojin Kabaiş'in yaşamını yitirmesinin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçtiği kaydedilen açıklamada, "Bu geçen süre ataerkil devletin kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları söz konusu olduğunda failleri aklama pratiğinin ve çürüyen devlet kurumları gerçeğinin bir kez daha tescillendiği bir dönem olurken, yürütülen adalet mücadelesiyle erkek egemen devlet kurumlarına adım attırılabileceğinin de göstergesi oldu" denildi.
'GİZLİLİK KARARIYLA DOSYA KAMUOYUNDA KAÇIRILMAK İSTENDİ'
Ataerkil yargının gizlilik kararıyla dosyayı kamuoyundan kaçırmaya çalıştığı, Van ve Diyarbakır barolarının sürecin dışında tutulmak istendiğine dikkat çekilen açıklamada, "27 Eylül 2024 tarihinden bu yana intihar ettiğine inanmamız istenen Rojin için; Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları öncülüğünde başta genç kadın örgütleri olmak üzere pek çok kadın örgütü adalet mücadelesi yürütmeye başlamıştır. 'Rojin'e ne oldu' sorusu etrafında ısrarlı bir adalet mücadelesi sonucu ataerkil yargı kimi gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak zorunda kalmıştır" ifadeleri kullanıldı.
'CİNSEL SALDIRI İHTİMALİ KASITLI ŞEKİLDE GİZLENDİ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Rojin'in ailesi, kadın örgütleri ve baroların yürüttüğü adalet mücadelesi sonucu 10 Ekim tarihinde Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi yeni bir rapor yayınlayarak Rojin'in göğüs bölgesi ve vajinasının iç kısmında iki farklı erkek DNA'sı tespit ettiğini açıklamak zorunda kalmıştır. Ataerkil yargının intihar olarak tüm kamuoyunu inandırmak isterken; gerçekler, kadınların yürüttüğü adalet mücadelesi sonucu açıklanmak zorunda kalmıştır. Bu aynı zamanda şüpheli bir kadın ölümünde ilk değerlendirilmesi gereken cinsel saldırı ihtimalinin de kasıtlı bir şekilde gizlendiğinin, faillerin bu biçimde korunduğunun da göstergesidir. Bu gelişme üzerine Rojin için yürütülen adalet mücadelesi çok daha kitlesel ve yaygın eylemlerle devam etmiş, genç kadınlar bu defa 'DNA'nın kime ait olduğunu açıkla' şiarını yükselterek ataerkil yargı üzerinde basınç oluşturmaya ve soruşturmanın tüm faillerin yargılanmasıyla sonuçlanması için adalet mücadelesini büyütmüşlerdir."
ADALET MÜCADELESİNİ BÜYÜTME ÇAĞRISI
"Rojin'in şüpheli ölümü, başta yargı ve Adli Tıp Kurumu olmak üzere tüm kurumlarıyla birlikte çürümüş erkek egemen AKP-MHP iktidarının; işçilere, emekçilere, kadınlara, LGBTİ+'lara ve ezilen halklarımıza haksızlık, yoksulluk, şiddet ve faşist baskılar dışında hiçbir şey veremeyeceğinin de göstergesidir" vurgusu yapılan açıklamada, Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları ve kadın örgütleri öncülüğünde yürütülen adalet mücadelesini büyütme çağrısı yapıldı.
TALEPLER
Açıklamada, şu talepler sıralandı:
🔹"Soruşturma dosyasında gizlilik kararı kaldırılsın, kamuoyuna tüm gerçekler açıklansın.
🔹Eksik bırakılan tüm deliller toplansın ve bağımsız bir kurul tarafından rapor hazırlansın.
🔹Soruşturmada failleri koruyan tüm kamu görevlileri yargılansın.
🔹DNA örneklerinin kime ait olduğu tespit edilsin."