21 Mayıs 2024 Salı

Diyarbakır'da Cavit Özalp için adalet talebi

Diyarbakır'da kayıp yakınları, 474. buluşmalarında, 1995 yılında gözaltında öldürülen Cavit Özalp için adalet istedi.
Diyarbakır'daki kayıp yakınları, adalet mücadelelerinin 474. haftasında Cavit Özalp'in faillerinin cezalandırılmasını istedi.  
 
OHAL nedeniyle uzun süredir Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önündeki eylemleri yasaklanan kayıp yakınları, bu hafta da İHD Diyarbakır Şubesi'nde bir araya geldi.
 
Eylemde konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, adalet arayışını ısrarla sürdüreceklerini belirtti. Bilici, "Yeryüzünde hiçbir şey gizli kalmaz. Hakikat er ya da geç bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır. Failler birer birer yargının karşısına çıkacak ve işlediği suçların cezasını çekecek. Bu coğrafyada binlerce insan gözaltında kaybedildi, mezarları kayıp. Bu coğrafyanın annelerinin yüreği yaralıdır. Bu yaraları sarmak, toplumsal vicdanı onarmak başta yargının sonra da insanım diyen herkesin görevidir" dedi.
 
Ardından Avukat Hasan Yalçın, 21 Ağustos 1995'de Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde gözaltına alındıktan sonra öldürülen Cavit Özalp'e ilişkin bilgi verdi. Özalp'in 24 Eylül 1995 tarihinde sivil bir polis tarafından gözaltına alındığını anlatan Yalçın, şöyle devam etti: "Cavit Özalp, kimlik kontrolünden sonra Bismil Jandarma Taburu'na götürülür. Orada ağır işkence uğrayan Özalp, Bismil Devlet Hastanesi'ne kaldırılır. Özalp, katledilmeden üç gün önce oğlu Hacı Özalp de Bismil Tren İstasyonu'nda gözaltına alınarak Bismil Jandarma Taburu'na götürülür. Gözaltında babası Cavit Özalp'in nerede olduğu sorulur. Bir süre sonra Hacı Özalp serbest bırakılır. Aynı gün içerisinde Özalp'in cenazesi askerler tarafından Bismil'e bağlı Kamberli Köyü muhtarına teslim edilir. İki poşet içinde muhtara teslim edilen cenazenin açıklaması şu şekildedir: 'Bize yer gösterdiği sırada mayına bastı, öldü'. Köylülerin ifadelerine göre cenaze paramparça olmuştu. Olaydan üç ay sonra Hacı Özalp, Bismil Jandarma Karakolu tarafından çağırılır ve ajanlık teklif edilir ancak Özalp bunu reddeder. Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran Özalp ailesi, mahkeme tarafından haklı bulundu. AHİM Türkiye'yi mahkum etti."