20 Mayıs 2024 Pazartesi

Demirtaş: Savcılar kime hizmet ediyor, derdi nedir?

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinde "Masa, müzakere, diyalog, barış” içerikli konuşması hakkında hazırlanan fezlekeye cevap verdi. Demirtaş, "Bu konuşma 'örgüt propagandasını' bırakın 'örgüt yöneticiliği' olabiliyorsa o savcıdan şüphelenmek lazım. Kime hizmet ediyor, tam olarak derdi nedir, onu tartışmak lazım” dedi.

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması ikinci gününde devam ediyor.

Sincan Hapishane Kampüsünde, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Demirtaş, tutuklu olduğu Edirne F Tipi Hapishanesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılıyor.

Demirtaş'ın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı HDP milletvekilleri Mithat Sancar, Züleyha Gülüm, Mehmet Rüştü Tiryaki, Murat Çepni, Zeynel Özel ile çok sayıda kişi izleyici olarak takip ediyor.

Dün duruşmaya alınmayan Sınır Tanımayan Avukatlar'dan Per Stadig ve Stende Geer, bugün duruşmaya alındı. Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) heyeti de mahkeme heyeti ile yapılan görüşmeler sonucunda içeri girebildi.

'KONUŞMALAR CIMBIZLANARAK ALINMIŞ'
Demirtaş'ın hakkında hazırlanan iddianamede yer alan 3. fezlekeye ilişkin savunması ile başladı.

Çok uzun bir fezleke olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Tamamını okumayacağım. Çünkü çok sayıda standart bilgi dediğimiz şablon bilgi dediğimiz KCK yapılanması nedir ne değildir diye sayfalarca şablon bir giriş yaptıktan sonra Ertuğrul Kürkçü, Figen Yüksekdağ, Selma Irmak, Sırrı Süreyya Önder ve benim çeşitli zamanlarda yaptığımız konuşmaları esas alan bir fezleke. Fezlekenin esası demokratik toplumsal metinde yapılmış bazı konuşmalar. Ha keza basın toplantısında ifade ettiğimiz görüşler, televizyon programında ifade ettiğimiz görüşler ve iki ayrı yanılmıyorsam iki ayrı mitingde yaptığımız konuşmalardan oluşan bir fezleke. Yani 4 veya 5 konuşmamdan müteşekkir bir fezleke" dedi.

Fezlekede yer alan konuşmaların cımbızladığını belirten Demirtaş, "Bütün savcıların bizim hakkımızda düzenlediği fezlekelerin, iddianamelerin zaten genel tarzı budur. Sadece bu iddianamede değil, cumhurbaşkanı hakaret dosyasında ya da başka mahkemelerde açılmış başbakana hakaret genel TCK 301'le ilgili dosyalarda tamamında konuşmaların tamamı ya çarpıtılmış ya da cımbızlama yapılmış. Tabii savcıların bilmeden yaptıkları bir çalışma değil. Aleni bir şekilde çarpıtma, kumpas efendim kamuoyunu yanlış yönlendirme hatta mahkeme heyetlerini yanlış yönlendirme amaçlı düzenlenmiş iddianameler ve fezlekelerdir" diye konuştu.

Fezlekede yer alan konuşmasını okuyan Demirtaş, konuşmanın 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında yapıldığını aktardı. Demirtaş, "O tarihlerde bazı yerlerde sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş, işte bazı ilçelerde hendekler kazılmış ama yoğun bir çatışma ve operasyon başlamamış, biz de durdurmaya çalışıyoruz" diye belirtti.

Mahkeme başkanının konuşmasının kendisine ait olup olmadığını sormasına karşı da Demirtaş, "Bu konuşma bana aittir, içeriğine de katılıyorum. Dediğim gibi, çatışmaları durdurma amacıyla yaptığımız hem seçim kampanyası hem de gerilimleri durdurmaya yönelik gezilerimizden bir tanesiydi. Birçok ilçeye ve ile gittik. Şimdi savcı fezlekede bu konuşma metnini almadan işte hendek-barikatları direniş olarak sahiplenme ve bunun hazırlığını yapma mitingi olarak yorumlamış" yanıtını verdi. 

'HALKIN DİRENİŞİ KARŞISINDA SAYGI DUYARIZ'
Demirtaş, "örgüt yöneticiliği" delili olarak dava dosyasına sunulan 24 Ekim 2015 tarihinde Diyarbakır'da yaptığı konuşmayı okudu.

Demirtaş'ın o tarihte yaptığı konuşmasından bazı kısımlar şöyle: "… özellikle özyönetim mevzusu; pratikteki yanlış uygulamaları ile pratikte özyönetimle uzaktan yakından alakası olmayan, yurttaşları esnafı, o mahallede, o kasabada yaşayanları da zora sokacak her uygulama bu projeye sadece zarar verir. Yurttaşlarımızın ve gençlerin, herkesin kendini savunma ve koruma hakkı sonuna kadar kutsaldır. Her canlının meşru savunma hakkı vardır. Hiç kimse hiç kimseye kurbanlık koyun olmayı dayatamaz. Bizim de çağrımız bu değildir. Kimseye 'teslim ol' çağrısı yapmadık, yapmayız. Halkın her evladının direnişi karşısında biz saygı duyarız.

'YANLIŞLAR KARŞISINDA DİMDİK DURDUK'
"…özerklik gibi çağrımızın, yerinden yönetim gibi son derece demokratik modellerini yanlış pratik ve uygulamalarla yanlış anlatan ve tarihe yanlış, olumsuz izler bırakacak şekilde bütün uygulamaları eleştirdiğimizi açıkça ifade etmek istiyorum. Bizler yanlışlarımızın üstünü örterek, yaptığımız hataları halının altına süpürerek ilerleyecek bir hareket değiliz. Tam tersine bugüne kadar yanlışların karşısında dimdik durabildiğimiz için büyüdük ve bir halk hareketine dönüştük. Bugün 6 milyondan fazla insan bu harekete oy veriyor. Türkiye'nin yarısı sempati duyuyorsa bu dürüstlüğümüzden, doğruluğumuzdan, ilkeli duruşumuzdan kaynaklıdır. Yanlışların arkasında durmadık durmayacağız. Çok açık ve net söylüyorum, bütün bu yanlışları ve yanlış anlaşılmaları düzeltmek, rayına sokmak için de elimizden ne geliyorsa fazlasını yapacağız. Bizler siyaset kurumu olarak her şeyden önce halkın verdiği desteği hep birlikte halkın yararına kullanmak zorundayız.

DOĞRU İŞLER YAPIN

"Tarihi statü beklentisi içerisinde olan, sorunun çözümü konusunda tarihi bir beklenti içerisinde olan halklarımıza hep birlikte layık olmak zorundayız. Bu çağrım veya eleştirilerim direnişe dair değildir, kesinlikle böyle anlaşılmamalıdır. "Şunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum. AKP ve AKP'nin politikası, AKP'nin yandaş medyasının tutumu, kirli savaş, psikolojik savaş politikaları öyle bir noktaya geldi ki eleştiri yapmak, özeleştiri yapmak bu ülkede imkansız hale geldi. Kullandığımız her cümle bir psikolojik savaş argümanına dönüştürüldüğü için siyasetçiler olarak mecburen dikkatli davranmak zorundayız. Bizler siyasette bu döngüyü de bu yanlışı da kırmak zorundayız. Kendini eleştiremeyen, kendini görmeyen, özeleştiri yapamayan siyasetçi tipi Türkiye'de halka hiçbir şey kazandırmamıştır. Siyasi ömrünüz kısa olsun. Şahsen kendimi de öyle görüyorum. Ama bu kısa ömürde en azından doğru işler, doğru bir siyasi tarz ve üslup tutturmuş olalım. Bizden sonra gelecek her arkadaşımız bizim mirasımızı büyütmeye çalışsınlar. Başka türlü biz bu kısır döngüden çıkamayız. Başka türlü bu sarmaldan çıkış yoktur.

BARIŞ, MÜZAKERE CESARET İSTER
"Masa, müzakere, diyalog, barış arayışı kutsaldır. Cesaret ister ve erdemli bir duruştur. Korkaklık değildir, geri çekilme, geri adım değildir. Hele hele böyle dönemlerde, barıştan söz edenlerin neredeyse hedef haline getirildiği bu dönemde tam tersine herkesin barış, müzakere, diyalog söylemini öne çıkarması lazım. Geri dönüp baktığımızda nerede kaldı isek ondan daha ileri bir noktada, sürecin yeniden başlaması konusunda ısrar etmeliyiz. Nerede eksiklik, yanlışlık var idi ise onları düzelterek önümüze bakmak zorundayız. Yeni dönemde müzakere başlamalı, daha şeffaf bir süreç olmalı, tarafların birbirine güvenmesine mevzu bırakılmamalı. Tarafsız diyebileceğimiz 3'üncü gözlemci bir güç, kamusal ortak bir iradeyi temsil eden ulusal ve karma bir heyet mutlaka müzakerede gözlemci olmalı. Mutlaka ateşkesi denetlemeli. Mutlaka yanlış olan tarafı sert bir şekilde uyarmalı ve eleştirmelidir. İmralı'da, Kandil'de ya da Ankara'da kimin ne konuştuğunu, hangi konuda uzlaşılıp hangi konuda sorun yaşandığını kamuoyu bilmelidir. Kamuoyu ile bütün bunlar aleni ve açık bir şeffaflıkla paylaşılmalıdır. Parlamento daha fazla rol üstlenmelidir..."

'SAVCININ DEĞERLENDİRMESİ UMURUMDA DEĞİL'
Ardından savunmasına devam eden Demirtaş, şunları söyledi: "Konuşma çözümünde geçen konuşmalar benim düşüncelerimdir. Tekrarlıyorum, katılıyorum. Bugünden dönüp baktığımda bu konuşmaya keşke başarabilmiş olsaydık. Keşke orada konuştuklarımı hayata geçirebilecek siyasi gücümüz olsaydı. Üzüntüm sadece buna dair olur, yoksa savcının bu konuşmayı nasıl değerlendirdiği çok da umurumda değil. Bu konuşma 'örgüt propagandasını' bırakın 'örgüt yöneticiliği' olabiliyorsa o savcıdan şüphelenmek lazım. Kime hizmet ediyor, tam olarak derdi nedir, onu tartışmak lazım."

Demirtaş, fezlekede yer alan konuşmaları okuduktan sonra mahkeme heyeti ara verdi.

Duruşma, aranın ardından Demirtaş'ın savunması ile devam edecek.