16 Eylül 2024 Pazartesi

Cumartesi Anneleri Hizbullah cinayetlerini hatırlattı

Her Cumartesi gözaltında kayıpların akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri "Geçmişle hesaplaşmadan demokratik ve barışçıl bir toplum olamayacağımızı kamuoyuna anlatmak için buradayız" dedi. Cumartesi Anneleri 693'üncü oturma eylemlerini 'Edip Çelik ve İbrahim Çelik’in akıbeti açıklansın' talebiyle gerçekleştirdi. Galatasaray Meydanı'nda yapılan eylemde Hizbullah cinayetlerine dikkat çekilirken katillerin korunmasına, cezasızlık politikalarına tepki gösterildi.

Faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin resimlerini taşıyarak "Failler belli, kayıplar nerede?" yazılı pankart açan kayıp yakınları, "693 haftadır inkarla, baskıyla kuşaklar arasındaki bilgi akışını engelleyen, toplumun hakikatle bağını kopartan politikalara karşı gözaltında kaybedilenlerin hakikatini bugüne taşımaktaki ısrarımızın ifadesi olarak Galatasaray’dayız. Amacımız açık ve net; ölüme karşı yaşamı, cezasızlığa karşı hukukun üstünlüğünü ve adaleti savunmak. Yaşama, adalete ulaşma ve onurlu bir hayatın herkesin hakkı olduğunu, devletlerin bu hakkı sağlamak ve korumakla yükümlü olduğunu topluma anlatmak." dedi.

Burada yapılan açıklamada "Ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı baskı rejimleri, iktidardan farklı düşüneni ezen, kendini ifade etmesini engelleyen yöntemler izler. Farklı olana yönelen saldırıların 'normal' olarak tanımlanmasının yarattığı korku iklimi toplumu suskunluğa iter. Bu rejimlerin ürettiği cezasızlık ve unutma kültürü toplumun hakikatle bağını kesintiye uğratır. Bu gerçekten hareketle topraklarımızda yaşanan insanlığa karşı suçların en acımasızı olan gözaltında kaybetmelerin unutulmasını engellemek, hakikatle bağımızı korumak ve geçmişle hesaplaşmadan demokratik ve barışçıl bir toplum olamayacağımızı kamuoyuna anlatmak için 693 haftadır Galatasaray’dayız." diye belirtildi.

İBRAHİM ÇELİK VE EDİP ÇELİK DOSYASINDA CEZASIZLIĞA SON VERİN

İnsan Hakları Derneği adına yapılan basın açıklamasında "Bu hafta Batman’da Hizbullah tarafından evlerinden alınarak kaybedilen bir baba oğlun inkar ve cezasızlıkla karanlıkta bırakılan akıbetlerini sormak için buluştuk." denildi. Açıklamayı yapan Hatice Onaran, "90’lı yıllarda Batman, özel harp stratejisi temelinde faaliyet gösteren Hizbullah’ın merkezi halindeydi. Devletle bağlantısı TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun Raporunda da geçen Hizbullah, çok sayıda Batmanlıyı gündüz vakti herkesin gözü önünde infaz etti. Evlerinden aldıkları insanları, kendilerine tahsis edilmiş işkence köylerinde vahşi yöntemlerle sorgulayıp katletti, kaybetti. Bütün bu vahşi eylemleri gerçekleştirirken devletin hiçbir engelli ile karşılaşmadı." dedi.

Onaran "Kaybedilişlerinin 24. yılında devleti yönetenlere sesleniyoruz: İbrahim ve Edip Çelik’in akıbetlerini açıklama ve faillerini cezalandırma yükümlüğünüzü yerine getirin. Adli makamlara sesleniyoruz: İbrahim ve Edip Çelik dosyasındaki cezasızlığa son verin, yasalardan kaynaklanan görevlerinizi yerine getirin. Kamuoyuna sesleniyoruz: İbrahim ve Edip Çelik şahsında kaybedilmek istenen adalet ve hakkaniyet duygumuzdur. Herkes için adalet, herkes için hukuki güvenlik diyerek buna izin vermeyin. İbrahim ve Edip Çelik için adalet istiyoruz." diye belirtti.

NE OLMUŞTU?

Kayıp yakınlarının anlatımıyla; 50 yaşındaki İbrahim Çelik Batman’ın Soğuksu Mezrasında yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli ve silahlı 4 kişi, Çelik Ailesinin kapısını çaldı. İbrahim Çelik'i yer göstermek bahanesiyle evinden alarak yanlarında götürdü.19 yaşındaki Edip Çelik de babasını yalnız bırakmamak için onların peşlerinden gitti. Baba oğul eve dönmeyince endişelenen aile, Jandarma’ya ve Emniyet’e başvurdu. Olayla ilgili Hizbullahçı Talat Rüzgâr, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş ve Çetin Dursun isimli kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak ailenin bütün başvuruları sonuçsuz kaldı; İbrahim ve Edip Çelik’ten bir daha haber alınamadı. Merese Çelik’in, oğlunun ve eşinin bulunması için yaptığı bütün başvurular için etkin bir araştırma ve soruşturma yürütülmedi. 24 yıldır İbrahim ve Edip Çelik’in failleri bilinmesine rağmen akıbetleri karanlıkta bırakıldı, onları kaybedenler cezasızlıkla korundu.