24 Aralık 2024 Salı

Çocuğun kürtaj talebinin kabul edilmemesi hak ihlali sayıldı

Anayasa Mahkemesi, 17 yaşında tehditle birlikte olduğu bir erkekten hamile kalan R.G.'nin kürtaj olma talebi mahkemelerin kararı birbirine atması nedeniyle yerine getirilmemesini hak ihlali saydı.

R.G. Mersin'in Mut ilçesinde tecavüze uğradı. R.G. tecavüz eden kişi çıplak fotoğraflarını çekip, ailesine göndermekle tehdit edince başkalarıyla da birlikte olmak zorunda kaldı. Hamile olduğu öğrenilince babasından korktuğu için sığınma evine yerleşti. 

R.G. ve ailesi kürtaj olmak için başvurdu. Ailesi başsavcılığa, başsavcılık sulh ceza hakimliğine başvurdu. Sulh ceza hakimliği konunun sulh hukuk mahkemesinin yetkisinde olduğuna, sulh hukuk mahkemesi ise sulh ceza hakimliği yetkisinde olduğuna hükmetti.

R.G. Başvurusu günlerce sürüncemede kalınca çocuğu doğurmak zorunda kaldı. Dava sonuçlanmayınca Avukatı bireysel başvuru hakkını kullanarak dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Konuyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Yargıtay kararına atıfla, konunun Sulh Ceza Hakimliğinin sorumluluk alanında olduğunu değerlendirerek, suç sonucu oluşan gebeliğin, Türk Ceza Kanunu ve Nüfus Planlaması Hakkında Kanun kapsamında, kürtajın öngörülen kanuni şartlar altında olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun başvurusunun sürüncemede bırakılarak "gebeliğin sonlandırılması imkanına erişememe" iddiasını haklı buldu.

Yüksek mahkeme kararında, 'kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi' hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespiti ile giderilemeyecek manevi zararlar karşılığında, R.G'ye 100 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.