21 Aralık 2024 Cumartesi

Suriye Kadın Meclisi: Kadın iradesi tanınsın

Suriye Kadın Meclisi, Suriye'deki gelişmeler ve kadınların sürece aktif katılım koşullarının sağlanması için Hesekê ve Tebqa'da basın açıklamaları yaptı.

Suriye Kadın Meclisi üyeleri, Hesekê ve Tebqa'da açıklamalar yaparak, Baas rejimi ve DAİŞ'e karşı direndiklerini, elde ettikleri kazanımları korumakta kararlı olduklarını vurguladı.

Suriye Kadın Meclisi üyelerinin yanı sıra Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ) üyelerinin de katıldığı Hesekê'deki açıklama 4 Nisan Parkı'nda yapıldı.

Hesekê ve Tebqa yapılan ortak açıklamada, Baas rejiminin milliyetçi, tekçi ve kadınları irade saymayan politikaları uzun yıllar uyguladığı söylendi.

'BAAS REJİMİ VE DAİŞ'İN ZULMÜNE DİRENDİK'
Suriye'de 2011 yılından itibaren Baas rejimine karşı ayaklanan halkların, son 13 yılda savaş, göç, işgal ve DAİŞ zulmüyle karşı karşıya kaldığı belirtilen açıklamada, tüm bu dönem içinde kadınların hem Baas rejimi hem de DAİŞ'in zulmü ve köleleştirme saldırısına direndiği vurgulandı. Kadınların büyük bedeller ödendiği belirtilen açıklamada; "Ama özgür demokratik bir Suriye'de yaşama umudumuzu kaybetmedik" denildi.

Suriye Kadın Meclisi'nin, Suriye'nin tüm etnik, dini, kültürel yapılarından kadınlar tarafından, Suriye halkları için özgür bir gelecek inşa etme amacıyla kurulduğu hatırlatılan açıklamalarda, "Bugün her zamankinden daha etkin bir öncülük yapma iradesi ve kararlığına sahibiz" ifadeleri kullanıldı.

Baas rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'de yeni bir düzen kurulması için çalışmaların sürdürüldüğü kaydedilen açıklamada, bu süreçte kadınların iradesinin tanınması ve kadın katılımının adil ve eşit temsiliyetinin sağlanması gerektiği belirtildi. Suriye toplumunun yarısından fazlasını kadınların oluşturduğu kaydedilen açıklamada, "Özlemini duyduğumuz demokratik, adaletli ve güvenlikli bir ülkenin inşası, ancak Suriye'deki tüm farklı inanç, kültürel ve etnik grupların ve kadınların ortaklaşması ve eşit katılımı ile gerçekleşebilir" denildi.

'KAZANIMLARIMIZI SAVUNACAĞIZ'
13 yılda Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'de mücadele eden kadınların yaşamın her yerinde örgütlendikleri ve önemli kazanımlar elde ettikleri vurgulanan açıklamalarda şu ifadeler yer aldı: "Siyasette, ekonomide, özsavunmada, adalette ve diğer birçok alanda önemli tecrübeler edindik. Kadınların bölgemizde elde ettikleri kazanımlardan bütün Suriyeli kadınların yararlanmasının tam zamanıdır. Bu kazanımlar için büyük fedakarlıklar yapıldı ve bedeller ödendi. Bu nedenle bunların savunulması çok önemlidir. Yeni Suriye'de kurulacak sistemin yerel ve uluslararası meşruiyetini sağlayacak ve garanti altına alacak en önemli şartlardan biri de kadınların bu yeni sistemde ve onun kuruluşunda söz sahibi olmasıdır."

Esad rejiminin yıkılmasının önemli olduğu vurgulanan açıklamada, işgal altındaki bölgelerde kadınlara dönük işlenen cinsiyetçi suçlara dikkat çekildi. İşgalci Türk devletinin desteklediği çetelerin Minbic'te benzer biçimde suç işlemeye devam ettiği kaydedildi.

Açıklamada politik islamcı faşist çetelerin Suriye genelinde işledikleri suçlara dikkat çekilerek şu bilgiler verildi: "Kadınlara ve başta Hristiyan, Alevi, Dürziler olmak üzere Suriye'nin güneyi ve sahil bölgelerinde farklı kültür, inanç gruplarından insanlarımıza karşı şiddet olayları artmış durumdadır. Türkiye devletinin desteklediği çete gruplarının Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleri üzerindeki saldırıların ve Til Rıfat örneğinde olduğu gibi kadınların kafalarının kesilmesi olayları devam etmektedir."

İhlallerin halkların karşı karşıya kaldığı sorunların, tehlikelerin sona ermesi için politik güçlerin alması gereken tutuma işaret edilen açıklamada şu çağrıda bulunuldu:
" Suriye'nin geleceğine Suriyeliler karar vermelidir.
Uluslararası normların ve barış anlaşmalarının gerekleri yerine getirililmeli, bölgemizde süren savaş ve çatışma ortamının sona erdirilmeli, bunun için Suriye hava sahasının askeri faaliyetlere kapatılmalı, Suriye topraklarına yönelik tüm saldırıların durdurulması ve tüm işgalci orduların geri çekilmelidir.
İdlib, Efrîn, Cerablus, Bab, Girê Spî ve Serêkaniyê'de silahlı grupların hapishanelerinde hala esir tutulan bütün kadınlar derhal serbest bırakılmalı.
Yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli bir şekilde geri dönüşü ve Suriye topraklarının işgaline son vermek için kadınların etkin katıldığı bir komite kurulmalıdır.
Demokratik bir Suriye'nin inşasında ve yeni anayasa komitesinde Suriye'nin her yerinden kadınların ve kadın örgütlerinin adil bir temsiliyetle katılımı sağlanmalıdır.
BM Güvenlik Konseyi'nin 1325 numaralı kararının gereği yapılmalı; kadınların barış süreçlerine katılmaları, çatışmaların önlenmesi, çatışma sırasında ve sonrasında kadınlara yönelik şiddetin engellenmesi konularında tedbir alınmalı, bu tedbirler alınırken de kadınların karar alma, uygulama ve hesap sorma süreçlerinde etkin olarak yer alması sağlanmalıdır.
Hakikat ve adalet komisyonları oluşturularak, tüm savaş suçları, kadın ve insan haklarına karşı suçlar araştırılıp yargılanmalıdır.
Kadınların bütün karar alma mekanizmalarına, siyaset, eğitim, bilim ve ekonomi alanlarına eşit ve özgür katılımı sağlanmalıdır.
Kadınların kendilerini savunma hakları yasal olarak tanınmalıdır.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) gibi uluslararası anlaşmalarda beyan edilen insan hakları eksiksiz uygulanmalı ve güvenceye alınmalıdır. Kadınların temel hakları ve toplumsal hakları garanti altına alınmalıdır.
Eşit temsiliyet ilkesine dayalı olarak kadınların iradesinin kamusal ve siyasal kurumlara yansıtılması için çalışma yürütecek bir komite kurulmalıdır.
Bu süreçte savaş ve şiddet ortamında psikolojik ve fiziksel zarara uğrayan çocuklar için adalet komiteleri kurulmalıdır.
Çevre tahribatını ve çevre suçlarını araştırmak, faillerini yargılamak ve gerekli tedbirleri almak üzere bir çevre komitesi kurulmalıdır."