16 Mayıs 2024 Perşembe

Türkiye Ormancılar Derneği'nden İkizdere Raporu

İkizdere'de yapılmak istenen taş ocağı çalışmalarının yaratacağı sorunlara ilişkin rapor hazırlayan Türkiye Ormancılar Derneği, dönüşü mümkün olmayan zararlara dikkat çekti ve projenin derhal sonlanmasını istedi. 

Türkiye Ormancılar Derneği, İkizdere'de iktidara yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding tarafından yapımı devam eden taş ocağı çalışmalarına ilişkin hazırladığı raporu yayımladı.

Yapılan çalışmanın tamamen yanlış bir yerde planlandığı belirtilen açıklamada, "Bu şekilde dik, sarp ve ormanlarla kaplı, köy yerleşimlerinin ortasında ve tarım alanlarına neredeyse bitişik yerlerde taş ocağı kurulması, ocak daha faaliyete başlamadan çevre ihtilaflarının oluşmasına neden olmaktadır. Öte yandan yöre insanını etkileyecek, mevcut yaşam birliklerini ve habitatları tamamen yok ederek kayalık bir ekosisteme dönuştürece bir faaliyet için 'ÇED gerekli değildir' kararı verilmiş olması da ayrı bir sorundur. Bu durum çevre, orman ve doğanın korunması ile ilgili yürürlükte olan yasalara da aykırılık teşkil ettiği gibi, telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkarmaktadır" denildi.

'PTD'Sİ REVİZE EDİLEREK VALİLİĞE SUNULDU'
Projenin tanıtım dosyasının (PTD) 21 Ağustos 2020'de hazırlanarak Rize Valiliği'ne başvurulduğu hatırlatılan açıklamada, "PTD'de hammadde üretim izni 97,88 hektar olan alanın 13,45 hektarında çalışılacağı açıklanmıştır. ÇED Yönetmeliğine göre 25 hektardan küçük maden ocaklar, Yönetmeliğin EK-2 listesinde kaldığı için ÇED raporu hazırlanmamakta ve 'ÇED gerekli değildir' kararı verilerek hızlı bir şekilde ocak faaliyetleri başlatılmaktadır. Nitekim Ocak 2021'de, İkizdere'deki bazalt ocağı PTD'si revize edilerek yeniden Rize Valiliğine sunulmuş ve 27 Ocak'ta ÇED gerekli değildir kararı verilerek ocağın faaliyete başlamasının önü açılmıştır. Hemen sonrasında ise 8 Mart'ta aynı bazalt taş ocağı için 13,45 hektar olan izin alanını 37,02 hektara çıkartacak kapasite artışı için süreci başlatılmıştır. PTD'de taş ocağının tamamen orman alanı içinde olduğu belirtilmesine rağmen, alanda tarım alanları da bulunduğu için 20 Mart tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile bazalt ocağı ve bağlantı yolu üzerindeki taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir" bilgileri yer aldı.

'YÖRE İNSANINI ETKİLEYECEK'
Yöre insanını etkileyecek, mevcut yaşam birliklerini ve habitatları tamamen yok ederek kayalığa dönüştürecek bir faaliyet için verilen "ÇED gerekli değildir" kararının ayrı bir sorun olarak ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, "Üstelik bu karar verildikten sadece kırk gün sonra 13,45 hektar olan ocak alanının 37,02 hektara ve 15.7 milyon ton olan yıllık taş üretiminin 20 milyon tona çıkarılmasına yönelik kapasite artışı için ÇED başvurusunda bulunulmuş ve başvuruda 2025 yılına kadar üretim yapılacağı açıklanmaktadır. Taş ocağının gerekçesi olarak İyidere ilçesinde yapılması planlanan lojistik merkez ve liman gösterilmektedir. Ancak bu lojistik merkez ve limanın ÇED raporunda 'Proje kapsamında herhangi bir malzeme ocağı işletilmesi veya hazır beton tesisi kurulması planlanmamaktadır' diye yazmasına rağmen İkizdere'deki taş ocağında işlemlere başlanmıştır" ifadeleri yer aldı.

'PROJE TANITIMINDAKİ TAAHHÜTLERE UYULMUYOR'
Projesinin hukuki bir temeli olmadığının altı çizilen raporda, daha ocak için kazı faaliyetleri başlamadan sadece yol genişletilmesi çalışmalarında dahi ocağın proje tanıtım dosyasındaki taahhütlere uyulmadığı vurgulandı. Orman Kanunu'nu aykırı olarak çalışmanın sürdüğünün altı çizilen raporda, "Özetle doğrudan ve dolaylı olarak dere yatağına müdahale edilmiştir. Karadeniz Bölgesindeki sellerin büyük bir çoğunluğunun nedeni dere yataklarına yapılan 2 müdahalelerdir."

'BİRÇOK TAŞ OCAĞI REHABİLİTE EDİLMEDİ'
Şimdiden bölgede sel riskinin arttığını ve derelerden akan suyun kalitesinin erozyon nedeniyle bozulduğu aktarılan açıklamada, gelecekte yaşanması olası sel ve heyelanlara karşı yetkililer uyarılarak acilen ocak faaliyetlerinin sonlanması istendi. Taş ocağının faaliyete başlamasından sonra oluşacak toz kirliliği nedeniyle vadideki ormanların, çay alanları ve bahçe bitkilerinin olumsuz etkileneceği uyarısında da bulunulan raporda şu ifadeler yer aldı: "Çok dar ve dik bir vadide yankılanacağının da hesaba katılarak, işletmeden kaynaklanan gürültünün, başta uyku bozukluğu olmak üzere insanlarda ruhsal sorunlar yaratması ve yaban hayvanlarını da olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Diğer yandan taş ocağının faaliyetin sona ermesinden sonra rehabilite edileceği de proje tanıtım dosyasında taahhüt edilmektedir. Ancak sıyrılması öngörülen toprak miktarı sadece 20 cm kalınlıktadır ve faaliyet sonrası som kayanın üzerine serilecek 20 cm toprak üzerinde ağaç yetişmesi mümkün değildir. Nitekim ülkemizde başta mermer ocakları olmak üzere birçok taş ocağının rehabilite edilemediği de ortadadır."