9 Mayıs 2024 Perşembe

Silopi'de kaybedilen 6 kişinin akıbeti soruldu

Silopi'de gördükleri yoğun işkenceden sonra katledilen 6 kişinin akıbeti için açıklama yapan İHD İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, amasız, fakatsız demokrasi ve yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla bu hafta düzenlenen eylemde Şırnak'ın Silopi ilçesi Görümlü beldesinde 6 kişinin kaybedilmesini işledi. 

Covid-19 salgını nedeniyle online düzenlenen açıklamanın metnini İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Deniz Bayrak okudu. 90'lı yıllarda Görümlü'de askerlik yapan Yusuf Özdemir'in olaydan 20 yıl sonra açılan ve güvenlik nedeniyle Ankara'ya taşınan davanın bir duruşmasında tanık olarak dinlendiğini hatırlattı. 

Özdemir'in olay gününe ilişkin, "13 Haziran 1993. Gece taburda çatışma çıktı. Sabah, Tugay Komutanı Mete Sayar, telsizle Bölük Komutanı Hasan Basri Vural'a tek tek isim vererek 'Bu 7 kişiyi tabura getirin' dedi. Köye gittik ve 7 kişiyi getirdik. Bu kişiler Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir, İbrahim Akıl, Abdurrahman Kayek'i ve Derecik mezrasından Keldani kökenli Hamdo Şimşek ve Hikmet Şimşek'ti. Mete Sayar da helikopterle tabur alanına indi. Mete Sayar, '6 askeri şehit etmişler, bunun intikamını alacağız' dedi. 7 kişi gözaltına alındı Daha sonra Abdurrahman Kayek'i serbest bıraktılar. 6 kişiye ise
işkence yaptılar, önce dizlerine ateş ettiler. Zaten çoğu ya can çekişiyordu ya da ölmüştü. Daha sonra kalabalık bir asker grubunun içerisinde 6 köylüyü kurşuna dizdiler. Orada da çok sayıda asker vardı. Ben bizzat öldürülenleri, helikopter pistinin oraya taşınırken gördüm. Oradan da başka bir yere götürdüler" şeklinde anlattığını aktardı. 

Abdurrahman Kayek'in gördüğü yoğun işkenceye rağmen konuşmadığını ve aynı gece köyünü terk ettiğini söyleyen Bayrak, şöyle devam etti: "Aileler İHD'nin dayanışmasıyla kayboldukları ve katledildikleri yer olan tabur komutanlığına ve Cumhuriyet Savcılığına başvurmuşlar ama bir sonuç alamamışlardı. 20 yıl sonra dava açıldığı zaman yanlarında bugün bir kere daha saygıyla andığımız Tahir Elçi vardı.

Mahkeme, dava dosyasında yargılanan sanıklar Mete Sayar, Hasan Basri Vural, Serdar Tekin, Murat Ali Yıldız, İbrahim Kıraç, Tansel Erok'un beraatlarına karar verdi.

Duruşmalarda dinlenen tanıklar olayı anlatmışlar, Olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra köylülerin gömüldüğü yer olduğu düşünülen alanda kazı yapılmış ''fail-i meçhul kemikler de bulunmuştu. Ama tüm sanıklar yine cezasızlık zırhı ile korundular.

Bizler; amasız, fakatsız demokrasi ve yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz. İnsan hakları savunucuları olarak bir kez daha 'kayıplar bulunsun, failler yargılansın' diyoruz."