17 Mayıs 2024 Cuma

Saygılı: Yeni 15-16 Haziranlar için militan işçi hareketine ihtiyaç var

DİSK Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, "Bugün bir bütün olarak sendikalara baktığınız zaman bu sürece öncülük edebilecek, yeniyi temsil edebilecek, geleneksel sendikal anlayışı aşacak bir hareket ortaya konulmuyor. Şimdi de sendikal harekette bir statükoculuk var. Militan bir işçi hareketine ihtiyaç var, militan bir sendikal harekete ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

15-16 Haziran büyük işçi direnişi, 51. yılında Türkiye işçi sınıfının önemli kilometre taşlarından biri olarak tarihteki yerini koruyor. Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük işçi direnişlerinden biri olan 15-16 Haziran Direnişi, pek çok yönüyle bugün öğretmeye devam ediyor. Pek çok işkolundan işçinin bugün direnişi, pandemi ile birlikte uygulanan Kod-29 ve Kod-49'a karşı işçilerin verdiği mücadelelerin kazanması için kendi tarihini yeniden hatırlamasını da zorunlu kılıyor.

15-16 Haziran, 1960’lar sonrası gelişen işçi hareketinin üzerinde şekillendi. İşçiler tabanda örgütlenerek hem sarı sendikacılık barikatını hem de sermaye ve devletin barikatlarını aştı. İşyerlerinde oluşan örgütlenmelerle büyük bir işçi inisiyatifi açığa çıkardı. 15-16 Haziran bu inisiyatiflerin örgütlü vücut bulmuş halinin alanlara yansımasıydı. Haklı, meşru ve fiili bir direniş olması nedeniyle de toplumun ezici çoğunluğunun desteğine sahipti.

15-16 HAZİRAN İŞÇİLERİN PATRONLARA VE İKTİDARA KARŞI İRADE BEYANIYDI
15-16 Haziran Bileşenleri’nden Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin patronlara ve dönemin siyasal iktidarına karşı işçilerin irade beyanı olduğunu söyledi.

13 Şubat 1967 yılında sarı sendikacılığın temsilcisi Türk-İş'ten ayrılan Petrol-İş, Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve Kristal-İş Sendikaları DİSK'i kurduğunu kaydeden Saygılı, kuruluşunun ardından DİSK'in çok ciddi bir atılım gösterdiğini vurguladı. Bu atılımı grevlerde, direnişlerde, hak alma mücadelesinde gösterdiğini söyleyen Saygılı, "Dolayısıyla işçi sınıfının yönü DİSK'e dönmeye başladı. DİSK kısa zamanda kitleselleşmeye başladı, umut olmaya başladı. Tekçiliğe alışmış olan hem sermaye hem siyasal iktidar, DİSK'in gelişmesi karşısında paniğe kapıldı. DİSK'in önünü kesmek, işlevsizleştirmek için 274 sayısı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu'nda değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslak hazırladı" dedi. 274-275 sayılı yasa tasarısına karşı kitlesel bir işçi barikatı oluşturulduğunu vurgulayan Saygılı, "Bu barikat işçi sınıfının iradesi etrafında buluşan bir emekçi iradesine dönüştü" dedi.

MİLİTAN İŞÇİ HAREKETİNE İHTİYAÇ VAR
15-16 Haziran 1970 ile günümüz koşullarının aynı olmadığına dikkat çeken Saygılı, "Bugünkü benzerlik şu; Türk-İş geleneksel, işbirlikçi, devletçi, aynı zamanda patroncu bir sendikaydı. DİSK yeniyi temsil eden bir kuvvetti. Bugün bir bütün olarak sendikalara baktığınız zaman bu sürece öncülük edebilecek, yeniyi temsil edebilecek, geleneksel sendikal anlayışı aşacak bir hareket ortaya konulmuyor. Şimdi de sendikal harekette bir statükoculuk var. Militan bir işçi hareketine ihtiyaç var, militan bir sendikal harekete ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

Tekel direnişi, tersane ve metal grevleri, Greif gibi tekstil direnişini örnek olarak gösteren Saygılı, "Aslında biriktirdiğimiz bir deneyimimiz var" dedi. Militan bir işçi hareketi ve militan bir sendikal hareket konusunda hemfikir olan örgütleri 1 Mayıs'ta gördüklerini kaydetti. Saygılı, militan bir işçi hareketinin büyüyeceğini vurguladı. Saygılı, "Gelenekselleşmiş, statükoculaşmış, konformistleşmiş, büroklatlaşmış sendikal anlayışı görürsek hiç şüphesiz işçi hareketi, yeraltı suyu misali mutlaka yolunu bulacaktır" diye kaydetti.

Saygılı, 15-16 Haziran Bileşenleri olarak 15-16 Haziran'ı örgütleme noktasında ciddi bir çaba sarf ettiklerini söyledi. Saygılı, "15-16 Haziran işçi sınıfı tarihidir ve günceldir. Bunu hatırlatmak bakımından bir mücadele yürütüyoruz" diye belirtti. Çalışmalar kapsamında sanayi sitelerinde ve tersanelerde bildirilerin dağıtılacağını, afişlerin asılacağını ve basın açıklamaları yapılacağını söyleyen Saygılı, son olarak 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yıl dönümü olan 15 Haziran günü Kadıköy İskele Meydanı'nda kitlesel bir eylem yapacaklarını söyledi.

Saygılı konuşmasını şöyle sürdürdü: "15-16 Haziran tarihe mal olmuş. Orada duran bir şey değil. Dersler çıkarılması gereken bir şey. İşçi sınıfına gereksiz övgülerden ziyade eleştirilecek yanları da ortaya kaymak gerekiyor. Ve bugün güncellemek gerekir. Bu onun ruhunu yani patronların ve siyasal iktidarın hiçbir iradesini tanımayan, bütün barikatları aşan işçi sınıfının ruhunu bugün yaşatmak, onu da kapsayan ve aşan bir hattan yürümek gerekiyor."

1967'de Petrol-İş, Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve Kristal-İş'in Türk-İş'ten ekonomik ve siyasi mücadeleyi birleştirmediği için ayrıldığını hatırlatan Saygılı, "Bugün bu unutulmuş durumda. Yani 15-16 Haziran 1970'te sonra DGM boykotları yapıldı. Faşizme ihtar eylemleri yapıldı. MESS'e karşı çok ciddi direnişler işgaller söz konusu oldu. 12 Eylül 1980'den sonra bu köprüler yıkıldı. İşçi mücadelesi geriledi" dedi.

Saygılı, 15 Haziran günü yapılacak final eylemine kadar "Herkese güvenceli iş, insanca yaşam; ekonomik krizin faturasını işçiler değil kapitalistler ödesin; işten atmalar yasaklansın, 25/2, Kod-29, Kod-46 kaldırılsın; kıdem tazminatının fona devri çalışmaları durdurulsun; ücretsiz izin ve telafi çalışma kaldırılsın; zorunlu alanlar dışında tüm işçilere ücretli idari izin verilsin; işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini gerçek anlamı ile alınsın; söz, eylem ve örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın" taleplerini dillendireceklerini söyledi.

FİİLİ MEŞRU MÜCADELE HATTINDAN MÜCADELEYİ YÜKSELTMELİYİZ
Saygılı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çete, mafya, çeteleşmiş patron, mafyalaşmış patron, patronlaşmış mafya, mafyalaşmış siyasal iktidar, iktidarlaşmış mafya. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla buradan bunu bir kişiye istemek yerine buradan fiili meşru mücadele üzerinden mücadeleyi yükseltmeyi hedefliyoruz. Zaten DİSK de  fiili meşru mücadele üzerinden kurulmuş olan bir tarihe sahiptir."

Saygılı son olarak, "İstediğimiz hedefleri ve amaçları mutlaka yakalayacağız. Bu konuda hiç bir şekilde umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Umutları büyüte büyüte yolumuza devam edeceğiz. Başaracağız. Emek harcadığımız koşullarda imkan ve fırsatları işçi sınıfının kazanımlarına dönüştürebiliriz. Haklıyız, meşruyuz, başaracağımıza inanıyorum" dedi.