Rojavalı komünistler: Tişrîn direnişi topraklarımızı savunabileceğimizin örneğidir

119 gün süren görkemli Tişrîn Barajı direnişinde yer alan TKŞ Temsilcilerinden Sîdwo, JKŞ üyesi Xanim Ibrahîm ve CKŞ Sözcüsü Ekin İsyan, Tişrîn'de devrimci halk savaşının yaşandığını, yüzlerce şehit ve yaralıya rağmen halkın bir adım geri atmadığını kaydetti. Savaşçılara destek olmak için direnişe katıldıklarını söyleyen Rojavalı komünistler, "Baraj giderse Rojava devrimi de yok olacak" sorumluluğuyla direndiklerini kaydetti. Rojavalı komünistler, halkın silahsız savaştığının altını çizerek şu vurguyu yaptı: "Bu süreç direnişimizle, mücadelemizle, devrimci öfkemizle topraklarımızı savunabileceğimizin örneğini oluşturdu."
Faşist Türk devleti ve bağlı çetelerin saldırılarına karşı Tişrîn Barajında 119 gün süren görkemli direniş kazanımla sonuçlandı. 8 Aralık 2024'te başlayan saldırıların ardından Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin çağrısıyla Kobanê, Cizîre, Tebqa, Reqa, Qamişlo, Amudê, Hesekê, Dêrik başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye ve Rojava kentlerinden yüzler nöbet alanında yerini aldı.
Özerk Yönetim, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamayla direnişin amacına ulaştığını ve nöbetin sonlandırıldığını duyurmuştu. Direnişin ilk gününden itibaren nöbette yer alan Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) Temsilcilerinden Cemil Sîdwo, Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ) üyesi Xanim Ibrahîm ve Devrimci Komünist Gençler (CKŞ) Sözcüsü Ekin İsyan ile direnişi konuştuk. Zaferle sonuçlanan Tişrîn direnişine dair ETHA'ya değerlendirmede bulunan Sîdwo, Xanim Ibrahîm ve Ekin İsyan, Rojava devrimi çizgisinin bir kez daha bu direnişle açığa çıktığını kaydetti.
'TİŞRÎN DİRENİŞİNDE DEVRİMCİ HALK SAVAŞI YAŞANDI'
Cemil Sîdwo, Baas'çı Esad rejiminin düşmesinin ardından Suriye'nin değişim sürecine girdiğini söyledi. Türk devletinin bu durumu fırsata çevirerek Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırdığını, saldırıların Qereqozax, Minbîc ve Tişrîn'de yoğunlaştırıldığını hatırlattı. Tişrîn'de tarihi bir direnişin yaratıldığını vurgulayan Sîdwo, "Tişrîn'de YPG, YPJ, QSD ve Şehit Serkan Taburu'nun sürdürdüğü büyük tarihi direnişin yanı sıra halk da Tişrîn barajında direndi. TKŞ, olarak hem askeri hem de siyasi alanda bu direnişte yer aldık. Diğer taraftan da faşist Türk devletinin şehirlerimize saldırması tehlikesine karşı kentlerde taburlarımızı kurduk, halk içeresinde hazırlıklar yapıldı. Bir nevi devrimci halkın savaşı yaşandı da diyebiliriz" dedi.
Direnişte yüzlerce şehit ve yaralı verilmesine rağmen halkın geri adım atmadığını vurgulayan Sîdwo, şöyle devam etti: "Faşist Türk devleti her ne kadar uçakları ve SİHA'larıyla halkı vurarak yıldırmaya çalıştıysa da halk askeri güçlerine sahip çıktı. Türk devleti orada bir adım bile atamadı. Bundan dolayı Tişrîn direnişi tarihi bir direniş oldu. Orada tarih kanla yazılmıştır."
Kuzey ve Doğu Suriye'de bütün uluslardan halkların faşist Türk devletinin saldırılarına karşı durduğunu ifade eden Sîdwo, "Halklar toprağına, barajına sahip çıkmıştır. Bu baraj hem suyuyla hem elektriğiyle bütün Kuzey ve Doğu Suriye'nin alt yapısıdır ve faşist Türk devleti bunu yıkmak istiyordu ama başaramadı. Halk da iradesiyle ve direnişiyle bu baraja sahip çıktı. Faşist Türk devletinin siyasetini boşa çıkardı. Direnişiyle düşmana geri adım attırdı. Nasıl Kobanê direndiyse, Tişrîn de direniş yeri oldu. Direniş nerede varsa, orada kazanım vardır" dedi.
'BARAJ GİDERSE ROJAVA DEVRİMİ DE YOK OLACAKTI'
Tişrîne, savaşçılara destek olmak için gittiklerini belirten Xanim Ibrahîm, "İlk Tişrîne doğru yola çıktığımız gün nelerle karşılaşabileceğimizi tahmin ediyorduk. Cephe hattına gidiyorduk ve önümüzde ölüm de olduğunu biliyorduk. Savaşçılarımıza destek olmaya gittik. Çünkü biliyoruz ki baraj giderse Rojava devrimi de yok olacak. Eğer Tişrîne gitmeseydik Alevilerin başına gelenler bizim de başımıza gelecekti" dedi.
Tişrîn direnişinde üzerilerine düşen görevleri yerine getirdiklerini söyleyen Xanim Ibrahîm, "TKŞ olarak ilk günden itibaren orada arkadaşlarımıza yardımcı olduk. Ne gerekiyorsa biz de onlarla birlikteydik, rolümüzü oynadık. Topraklarımızı korumak için nöbetten yemek yapmaya, silah kullanmaya... Ne gerekiyorsa yaptık" ifadelerini kullandı.
Bu süreçte Türk devletini ve onun çetelerini, Emşat'ı, Hemzat'ı boşa düşürdüklerinin altını çizen Xanim Ibrahîm, "Ne kadar çabalasalar da bize karşı tanklarını, toplarını kullansalar da yine de bir karış ileri gidemediler. Hem Tişrîn hem de Qereqozax Köprüsünde savaşçılarımız ve halkımız kahramanca direndi" vurgusu yaptı.
Tişrîn şehitlerini anan Xanim Ibrahîm, "Savaşçıların ve halkın direnişi sayesinde topraklarımız üzerinde kalmayı, yaşamayı başardık. Bugün bütün dünya bizi kabul etti, 'direnişinizi kutluyoruz' diyorlar. O da şehitlerimiz sayesindedir. Günde 10-15 şehit verdik, yaralılar verdik. Çok kahramanca bir direnişti. Burada Bavê Teyar, Menice Heyder,Eziz Ereb gibi onlarca kişi şehit düştü. Onların kanını yerde bırakmadık. Hayallerini gerçeğe dönüştürdük ve barajımızı da özgürleştirdik" dedi.
'BU DİRENİŞ DEVRİMCİ ÖFKEMİZLE TOPRAKLARIMIZI SAVUNABİLECEĞİMİZİN ÖRNEĞİDİR'
Rojava devriminin çizgisini bu direniş aracılığıyla bir kez daha gösterdiğini belirten Ekin İsyan da, "Bu süreç direnişimizle, mücadelemizle, devrimci öfkemizle topraklarımızı savunabileceğimizin örneğini oluşturdu" dedi.
Halkın askeri güçler için önemli bir dayanak olduğunu ifade eden Ekin İsyan, "Savaş mevzilerinde, Qeraqozak'da, Kobanê'de, Tişrîn'de, Der Hafir'da QSD, YPG, YPJ ve Şehit Serkan taburu savaşçıları direndi ve savaştı. Aynı zamanda Tişrîn barajına halk da savaştı. Silahsız savaştı; halaylarıyla, zılgıtlarıyla, sesleri ve sloganlarıyla, oradaki duruşlarıyla, nöbetleriyle savaştı. Faşist çetelere karşı ideolojik bir savaş yürütüldü" ifadelerini kullandı.
Emperyalist devletlerin devrimcileri yok etmek istedikleri bir dönemde devrimcilerin tarihe damgasını vurduğunu söyleyen Ekin İsyan, sosyalist yurtseverlerin sürece katılımıyla ilgili şunları söyledi: "Özellikle de sosyalist yurtseverlik çizgisi öne çıktı. Diyoruz ki varız. Var olacağız. Bizden istenen neyse bütün gücümüzle bu eylemlere katılacağız ve direneceğiz. Ve söylemimizi pratikleştirdik."
Rojava devriminin her dönemde işgal saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını belirten İsyan, şöyle devam etti: "Efrîn, Serêkanîyê, Grê Spî, Minbic'e yönelik saldırılar oldu. Her seferinde bir parça elimizden gitti bu sefer o hırs ve öfkeyle artık yeter dedik. Bu kez net biçimde 'baraj bizim barajımızdır ne olursa olsun bırakmayacağız' dedik. Zaferin bizim olacağı inancıyla direnildi ve savaşıldı. 'Efrîn, Serêkanîyê, Grê Spî işgal edildi ama baraj elimizden gitmeyecek' dedik, zafere ulaştık. Gerçekten çok farklı bir histi. Bütün arkadaşlarımıza halkımıza ve devrimimize kutlu olsun diyoruz."