Polis kurşunuyla katledilen Kurt'un mezarı başında anma

Polis kurşunuyla katledilen Şerzan Kurt'un mezarı başında yapılan açıklamada adaletin tesis edilmesi istendi. Kurt'un ölümsüzlüğünün 15. yılında "Daha önce yaşanan kaygı verici bu tür hadiseler karşısında başta siyasi iktidar olmak üzere, herkesi ve her kesimi sorumluluk almaya ve yargıyı Şerzan Kurt'un faili hakkında gerçek ve tarafsız bir yargılama yapmaya çağırıyoruz" denildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi ve 78'Liler Girişimi Batman Temsilciliği, 15 yıl önce katledilen Şerzan Kurt'u mezarı başında andı.
'ADALETİN TESİS EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR'
Kurt'un mezarı başında yapılan açıklamada, "Barış sesinin yükseldiği bu süreçte, gerçek adaletin tesis edilmesi, toplumsal bütünleşme ve helalleşmenin sağlanabilmesi için Şerzan Kurt ve daha onlarca davada adaletin tesis edilmesi ve faillere uygulanan dokunulmazlık zırhının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bizler insan hakları savunucuları olarak; 15 yıl önce polis kurşunu ile katledilen Şerzan Kurt için adalet talebinde bulunuyoruz. Daha önce yaşanan kaygı verici bu tür hadiseler karşısında başta siyasi iktidar olmak üzere, herkesi ve her kesimi sorumluluk almaya ve yargıyı Şerzan Kurt'un faili hakkında gerçek ve tarafsız bir yargılama yapmaya çağırıyoruz" denildi.
NE OLDU
12 Mayıs 2010 tarihinde Muğla'da Kürt öğrencilere yönelik saldırılarda polis kurşunuyla yaralanan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 25 Mayıs 2010 tarihinde yaşamını yitirdi.
Kurt'un katledilmesine ilişkin başlayan soruşturma neticesinde Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava güvenlik gerekçesiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesine taşındı. Katil polise 2012 yılında "olası kastla nitelikli öldürme suçuna yardım"dan 8 yıl hapis cezası verildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından, 2014 yılında "Sanığın eyleminin haksız tahrik altında kasten öldürme suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle bozuldu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda sanık polis Gültekin Şahin hakkında 16 yıl hapis cezası
verildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016 yılında ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı yaptığı itiraz sonucu Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kararı "hükmün katılma istemi reddedilen Uluslararası Baran Tursun Vakfı temsilcisine tebliğ edilmemesi" nedeniyle usulden bozdu. Bu eksikliği gideren Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018 yılında sanık polisin eyleminin "haksız tahrik altında kasten öldürme" şeklindeki görüşünden vazgeçerek suçun "TCK'nın 87/4. maddesinde ifade edilen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" olduğu gerekçesiyle dosyayı bir kez daha yerel mahkemeye göndererek tutuklu sanık polis memurunun tahliyesine karar verdi.
2019 yılında yapılan yeniden yargılamada Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın haksız tahrik altında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi de bu kararı 2021 yılında onadı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, polis eyleminin "bilinçli taksirle ölüme neden olma" iddiasıyla 18 Mayıs 2021 tarihinde yeniden Ceza Genel Kurulu'na başvurdu. Dosyayı bir kez daha inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu dosyanın bozulmasına karar vererek dosyayı yerel mahkemeye tekrardan gönderdi.
Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık polis memuruna 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. 15 yıla yakın süredir devam eden yargılama ne yazık ki her seferinde cezasızlığa doğru evrilmektedir. Kolluk güçleri eli ile işlenen yüzlerce suç gibi Şerzan Kurt'un öldürülmesi de yargı eli cezasızlık veya zamanaşımı ile sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır.