28 Mart 2024 Perşembe

Onur Yaser Can davası 3 Şubat'a ertelendi

Gözaltında gördüğü çıplak arama işkencesi nedeniyle intihara sürüklenen Onur Yaser Can'ın gözaltı evraklarında sahtecilik yaptıkları için yargılanan 4 polis ve 1 bilirkişinin duruşması görüldü. Can'ın ailesi ve avukatları, yargılamanın işkence bakımından da genişletilmesini istedi. Dava 3 Şubat 2023'e ertelendi.

İstanbul'da 2 Haziran 2010'da narkotik polisi tarafından gözaltına alınan ve gözaltında gördüğü çıplak arama işkencesi sonrası intihara sürüklenen Onur Yaser Can'ın intiharında sorumluluğu bulunan 4'ü polis 5 kişinin yargılandığı davanın 2'nci duruşması İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Dört polisin "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme" suçlamasıyla, bir bilirkişinin ise "gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme" suçlamasıyla yargılandığı davada, aile ve avukatları yargılamanın işkence yönünden genişletilmesini istedi. Evrakta sahtecilik suçlamasıyla düzenlenen iddianamede, ifade tutanağının Onur Yaser Can serbest bırakıldıktan sonra oluşturulduğu tespiti yer aldı.

NARKOTİK AMİRİ: EMRİ BEN VERMEDİM
30 Eylül tarihindeki ilk duruşmaya katılmayan dönemin Narkotik Şube Amiri Hakan Aydın, Bursa'dan SEGBİS'le bağlandı. Onur Yaser Can'ın yakalamasında yer almadığını öne süren Aydın, evrakta değişiklik yapıldığını ise soruşturma açıldığında öğrendiğini iddia etti. Aydın, "Çıplak arama kimsenin olmadığı bir odada yapıldı. Emrini ben vermedim ve odada bulunmadım" ifadelerini kullandı.

Avukat Çiğdem Şat'ın Onur Yaser Can'ın polis merkezine getirilme anına ait bir fotoğrafını göstererek, "Bu kişi siz misiniz" sorusuna Aydın, tam olarak hatırlamadığını söyledi.

AVUKAT KAPLAN: AİLESİYLE TEHDİT EDİLDİ
Tanık olarak dinlenen avukat Candan Kaplan, Onur Yaser Can'ın gözaltına alınmasına ilişkin hukuki destek için ofisine geldiğini söyledi. Kaplan, Can'ın "İfademe Hacı diye birini eklediler. Ben Hacı diye birini tanımıyorum, mecbur kaldım imzaladım" dediğini, gözaltı gerekçesine ilişkin ailesine bilgi verilmesi yönünde tehdit edildiğini aktardı.

Bu görüşmenin ardından Kaplan, vekalet çıkararak polis merkezine gittiğini belirtti ve şöyle devam etti: "Bana dosyada gizlilik kararı olduğunu ve herhangi bir evrak veremeyeceklerini söylediler. Müvekkilimin ifadesini vermediler. 'Muhammed Bey bakıyor ve giderken yanında götürmüş veremiyoruz' denildi. Tartıştık. Emniyet müdürü ile görüşmek istedim. Toplantıda olduğunu söylediler. Bayan polis memuru geldi 'İfadeyi bulduk size verelim ama müvekkilinizi ek ifade için tekrar getirmeniz gerekiyor' denildi. Şaşırdım, bireysel dosyada gizlilik kararı olmaz. İfadeyi incelediğimde Hacı isimli kişiyi ben de gördüm ve müvekkile okudum. 'İşte gördünüz mü eklemişler' dedi. Ona da ifade tutanağını istediği halde vermemişler. Arkadaşından bir telefon numarası bulduğunu ve uyuşturucuyu o yolla aldığını söyledi. Görüştüğü insanların isimlerini bilmiyordu."

Kaplan, Can'ın intihar ettiği gün ifadeye gitmeyi planladıklarını kaydetti ve polisin arayarak, neden gelmediklerini sorduğunu, intiharı öğrenince, "Biz çok üzüldük, müvekkilinizin psikolojik sorunları mı vardı" ifadelerini kullandığını aktardı. Bir süre sonra kendisinin Milliyet Gazetesi'nden olduğunu iddia eden kişilerce arandığını söyleyen Kaplan, "İntiharla ilgili işkence iddiası var bununla ilgili beyanınız nedir" diye sorulduğunu belirtti.

Kaplan, aynı numarayı tekrar aradığında bu numaranın Milliyet Gazetesi'ne ait olmadığını anladığını söyleyerek, "Arandığımda ortada işkence iddiası bile yoktu. Polisin bilgi almak için bunu yaptığını düşündüm" ifadelerini kullandı.

EZGİ SEVGİ CAN: ADALET GECİKTİRİLMESİN
Onur Yaser Can'ın kız kardeşi Ezgi Sevgi Can, "Hakan Aydın o dönemde narkotiğin imamıydı. Onun talimatı olmadan hiçbir şekilde bu işlemler yapılamaz. Annem, babam hayattayken bu mücadeleyi 12 yıl sürdürdük. Sadece evrakta sahtecilikten değil işkenceden de yargılanmaları gerektiğini defalarca söyledik. Adaletin geciktirilmemesini ve yargılamanın hızlandırılmasını talep ediyorum. Gördüğünüz gibi şu an ne annem ne babam burada" dedi.

3 ŞUBAT'A ERTELENDİ
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti sanıkların tutukluluğunun devamına karar verdi. Dava, 3 Şubat 2023 tarihine ertelendi.

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklamalarda bulunan Ezgi Sevgi Can, "Bu dava, 28 yaşındaki bir gencin polis şiddeti sonucu intihara sürüklenmesi ardından itinayla işleyen cezasızlık politikalarının annem ve babamı da katletmesi sonucu bütün ailemin katledilişinin davasıdır. Abime işkence uygulayan polisler, devran döndü 12 yıl sonra yargı önüne çıktılar. Pişkinlikle, rahatlıkla suç işleyen bu sözde polis memurlarının buna dikkatini çekmek istiyorum" dedi.