16 Mayıs 2024 Perşembe

ÖDEF Sözcüsü Turgut: Kazanılan her hak engelli sorununun çözümü için adımdır

Engellilere yönelik var olan ayrımcılığı pandemide daha sert şekilde yaşadıklarını dile getiren ÖDEF Sözcüsü Turgut, engellerin yaşadığı sorunların çözümü için demokrasinin şart olduğunu belirtti. Turgut, "Engelli vatandaşların demokrasi mücadelesi içinde yer alması gerekiyor. Çünkü kazanılan her hak engelli sorunun çözümü için de bir adım demektir" dedi.

Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkeyle aynı anda kutlanan Engelliler Haftası bugün başladı. Türkiye'de engelli vatandaşlar eğitimden istihdama, mimari yapılanmadan alt yapıya çok sayıda sorunla karşı karşıya. Engellilerin tüm çağrılarına kulak tıkayan iktidar bu sorunların giderilmesi için herhangi bir girişimde bulunmuş değil.

Ancak 10-16 Mayıs tarihleri arası kutlanan Engelliler Haftası'da devlet yetkilileri her yıl bu sorunlar hiç yaşanmıyormuş gibi temsili düzeyde törenlerle gövde gösterisi yapıyor, basın önünde vaatlerde bulunuyor, fakat kameralar kapandıktan sonra engellileri, sorunlarını ve haklarını görmezden gelmeye devam ediyorlar.

Özgürlükçü Demokratik Engelli Forumu (ÖDEF) Sözcüsü Zühtü Turgut ile özellikle pandemide engellilerin yaşadıkları sorunları ve çözüm yollarını konuştuk. Turgut, engelli vatandaşların ve bazı engelli örgütlerinin kendi aralarındaki dayanışma ve çabalarıyla bugün bazı sorunları çözdüklerini dile getirdi.

'ENGELLİLERE SADAKA KÜLTÜRÜYLE YAŞAMAK DAYATILIYOR'
Türkiye'de kesin olmayan bilgilere göre on milyonun üzerinde engelli olduğuna dikkat çeken Turgut, büyük bir kesimin çalışmadığını, eğitim alamadığını ve hayata dahil olamadığı gibi "muhtaçlık" sınırında yaşamak zorunda kaldığını ifade etti. "Çalışabilen engelliler ise ciddi ayrımcılığa maruz kalıyor" diyen Turgut, Beykent Üniversitesi Rektörü Murat Ferman'ın engellilere yönelik ayrımcı konuşmasını hatırlattı. Turgut, "Bu bir bakış açısı. Engelliler bu bakışa göre sadaka kültürüyle yaşayacak. Bir birey olarak eşit yurttaşlık temelinde sorunlarını gidererek eşitlemek değil amaç. Verilenle yetinmesini sağlamak, ötelenmiş, dışlanmış bir birey olarak sadaka kültürüyle yaşamak dayatılıyor" dedi.

'PANDEMİDE ÇOK ÇOK BÜYÜK ZORLUKLAR YAŞADIK'
Engelli bir insanın herhangi bir kişiyle günlük olarak aynı ihtiyaçlara gereksinimi olduğunun altını çizen Turgut, bir yılı aşkındır devam eden salgın sürecinde yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi: "Çok çok büyük zorluklarla karşılaştık. İktidar ve yetkililer engellileri birinci dereceden risk grubunda değerlendirdi. Dolayısıyla yasakların içerisinde engelliler de yer aldı. Sokağa çıkmamız, toplu taşıma araçlarından yararlanmamız kısıtlanmış oldu. Alışverişte, günlük yapmak zorunda kaldığımız bürokratik işlemlerde çok zorlandık. Mesela ben görme engelliyim, bankaya param yatmış günü dolmuş ve müdahale edemiyorum. Aradım ama halledemiyorum. Çünkü sesli program kullanıyorum ama kod girmem gerekiyor fakat verilen sürede giremiyorum. Psikolojik olarak çok yorulduk. En son ne olacaksa olsun diyerek sokağa attık kendimizi, ihlalden ceza yedik. Toplu taşımadan yararlanamadık."

'GÖRME ENGELLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMIZ AŞAĞILANDI'
Pandemide yaşanan online eğitime yönelik sıkıntıları iki kat yaşadıklarını belirten Turgut, "Görme engelli arkadaşlar uzaktan eğitimle ilgili büyük sıkıntı çekti. Ekran okuyucu bir programla bilgisayar okuduğumuz için EBA bize uygun değil. Görme engellilerin kullanımına uygun hale getirmediler. Devlet kurumlarının hiçbir sitesini engellilerin erişimine uygun yapmadılar. Görme engelli olan öğretmen arkadaşlarımıza, yanlarına vekil öğretmen atamayı önerdiler. Bu da arkadaşlarımızın aşağılanması demektir. EBA'nın erişilebilirliğini sağlamak yerine öğretmen arkadaşlarımızı aşağıladılar. Çözüm önerisi sunduk reddettiler" diye konuştu.

'VAR OLAN AYRIMCILIĞI PANDEMİDE DAHA SERT YAŞADIK'
Öte yandan engellilerin bulaş riskini arttırdığına yönelik antipropaganda yapıldığının altını çizen Turgut, "Engelliler temizliğe dikkat etmeyen kişiler olarak  lanse edildi. İnsanlar normal zamanda yardım ederken engellilere yardım etmez duruma geldi. Bunların bir de psikolojik etkisi oldu üzerimizde. Hijyene dikkat etmeyen, onların 'normal' dediği insanlara göre daha pis gösterip öyle yaklaşmaları bizi psikolojik olarak çok hırpaladı. Engellilere yönelik zaten var olan ayrımcılık pandemi sürecinde daha da büyük ve sert bir şekilde karşımıza çıktı" dedi.

'ENGELLİLERİN DEMOKRASİ MÜCADELESİ İÇERİSİNDE YER ALMASI GEREKİYOR'
Engellilerin yaşadığı sorunların sadakacı ve himayeci bir yaklaşımla çözülemeyeceğinin altını çizen ÖDEF Sözcüsü Zühtü Turgut, çözüme yönelik önerileri şöyle dile getirdi: "Engellilerin eğitimden istihdama, erişilebilirliğe kadar çok büyük sorunları var. Çözümü için de demokrasi gerek. Demokrasinin olmadığı bir yerde; kadınların, işçilerin, gençlerin, etnik kimliklerin, inanç gruplarının sorunları nasıl çözülmüyorsa engellilerin de yaşadığı sorunlar çözülmeyecek. Bize gerekli olan demokrasidir. Şuna inanıyoruz, halklarla birlikte engellilerin de demokrasi mücadelesinde yer alması gerekiyor. Demokrasi mücadelesi içerisinde kazanılan her hak da engellilere yaşatılan sorunların çözümü için atılmış bir adımdır. Engelli meselesinin de demokratik cumhuriyetin inşasıyla çözülebileceğine inanıyorum."