28 Mart 2024 Perşembe

Nadiye Gürbüz yazdı | İstanbul Sözleşmesi mitinginden izlenim

İstanbul Maltepe'de düzenlenen "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" mitinginde, kadınlar ve LGBTİ+'lar, HDP İzmir İl Örgütü'ne yönelik faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz'ı sahiplendi. HDP'ye yönelik katliam saldırısına tepki gösterdi. Mitinge ayrıca LGBTİ+'lar damgasını vurdu. Polisin LGBTİ bayraklarının alana alınmaması yönündeki tavrı ve saldırgan tutumuna kadınlar ve LGBTİ+'ların tepkisi güçlü oldu. Tertip komitesinin LGBTİ+ simgelerine yönelik yasakçılık karşısındaki uzlaşmacı tutumu, polisin saldırısının dozunu arttıran bir etken oldu.

İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesi kararının yürürlüğe gireceği tarihe az bir zaman kaldı. 1 Temmuz itibariyle sözleşmeden çıkılmış olacak. Sözleşmeden çıkılma tartışmalarının başladığı tarihten bugüne kadar sokakları tutan kadınlar, kararın alındığı 20 Mart  itibariyle daha örgütlü hareket etme çabası içinde.

Tabii ki bu mücadele 1 Temmuz'da bitmeyecek. 1 Temmuz'a kadar ki süreç kadar 1 Temmuz sonrası da önemli.

Bu mücadele bakımından anlam yüklenen ve 120 kadın kurumunun örgütlediği fakat her birinin aynı düzeyde sahiplenmediği "İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz" mitingi bugün İstanbul Maltepe'deki miting alanında yapıldı. Biçim, içeriğe ve mitingin yapılacağı alana dair pek çok tartışmanın sonucunda örgütlendi bu miting.

Mitinge, HDP İzmir İl Örgütü'ne yönelik faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz damgasını vurdu. Devlet eliyle işlenen bu katliamda bir kadının katledilmesi karşısında kadınlar sessiz kalmadı. Kadınlar, Deniz'i sahiplendi. HDP'ye yönelik katliam saldırısına tepki gösterdi. Halkların Demokratik Partisi Kadın Meclisi, Sosyalist Kadın Meclisleri, Emekçi Kadınlar, Özgür Kadın Hareketi'nin de aralarında bulunduğu pek çok kortejde Deniz'in fotoğrafları taşındı. Sık sık "Deniz Poyraz ölümsüzdür", "Deniz Poyraz isyanımızdır" sloganlarını attı. Miting alanında Deniz ile atılan sloganlara bütün kadınlar eşlik etti.

Sanatçı Deniz Tekin, Deniz Poyraz için "Deniz koydum adını" şarkısıyla başladı sahnedeki performansına. Rewşan da konuşmasında Deniz'i andı. Miting alanındaki sahiplenmenin ardından kürsüden katledilen kadınların adı okunduğunda en son Deniz'in adı üç kere okundu, kadınlar hep bir ağızdan "Burada" diye haykırdı.

Mitinge ayrıca "LGBTİ+'lar damgasını vurdu" diyebiliriz. Polisin LGBTİ bayraklarının alana alınmaması yönündeki tavrı ve saldırgan tutumuna kadınların tepkisi çok güçlü oldu. Arama noktalarında LGBTİ bayraklarına el koymaya çalışan polise kadınlar örgütlü yanıt verdi, bayrakları polise teslim etmedi. LGBTİ+'ların gözaltına alınmasını da engelledi. Polis barikatlarını yıkıp bayraklarını teslim etmeden geçti.

Mitingde okunan metinde, erkek egemen devletin LGBTİ+'lara yönelik saldırgan tutumuna ilişkin oldukça güçlü sözler olmasına rağmen, tertip komitesi aynı tutumu miting alanına LGBTİ bayraklarının alınması konusunda gösteremedi. Tertip komitesinin alana LGBTİ bayraklarının alınmaması yönündeki dayatmalara boyun eğmesi, arama noktalarında yaşanan gerilimin de nedeni oldu. Bundan güç alan polis LGBTİ bayraklarının yanı sıra gökkuşağı renklerinden oluşan çorap, fular vb. kıyafetlere müdahale etmeye çalıştı. Kadınlar ve LGBTİ+'lar bayraklarına sahip çıktığı gibi kıyafetlere yönelik polisin fütursuz tutumuna izin vermedi.

Miting alanında atılan "Trans cinayetleri politiktir" sloganına kürsüden müdahale edilmesi de bir süre tartışmaya neden oldu. LGBTİ+'ların bu tutuma tepki göstermesinin ardından kürsüden özür dilendi, "Trans cinayetleri politiktir" sloganı atıldı.

Mitinge katılım olması gerekenin çok altındaydı. Ancak mitinge katılıma bakarak kadınların İstanbul Sözleşmesi mücadelesine zayıf bir katılım gösterdiğini söyleyemeyiz. Keza 20 Mart günü sözleşmeden çekilme kararının alınmasının ardından 10 saat içinde örgütlenen Kadıköy'deki eylemi hatırlayalım, neredeyse 10 bin kadın katılmıştı.

Bugün yapılan mitinge yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Miting öncesinde yapılan kadın özgürlük mücadelesinin ihtiyaçlarından uzak bazı tartışmaların mitinge katılımı sınırladığını söyleyebiliriz. Bu tartışmaların başında ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu duruyor.

Her 8 Mart'ta yapılan feminist gece yürüyüşündeki hegemonyanın farklı bir biçimi bu mitingde de yaşandı. Feministlerin 8 Mart gece yürüyüşünde bayrak, logolu döviz, pankart taşınmaması yönündeki dayatmaları ne kadar yanlış ve hegemonik ise bu mitingde dayatılan femine bayraklarının taşınmaması dayatması o kadar yanlış ve hegemonik. Ayrıca LGBTİ bayraklarının getirilmemesi tartışması da politiktir. Bu tartışmaların ardından pek çok feminist örgüt ve bağımsız feministler son gün mitinge katılmama kararı aldıklarını açıkladılar.

Mitinge, politik kadın örgütlerinin katılımı ağırlıktayken, genç kadınların katılımı fazlaydı. Katılımın beklenenin çok altında olmasına rağmen, İstanbul'un dışından Isparta, Tekirdağ, Elazığ, Edremit, Bursa, Kırklareli, Konya, Antalya, Gömeç, Burhaniye, Ankara, İzmir, Kocaeli'den kadınlar, Birleşik Metal-İş Sendikası'na üye kadınlar, DİSK'li, KESK'li, İstanbul Barosu'ndan kadınlar miting alanındaydı.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Dilşat Canbaz, Oya Ersoy miting alanındaydı. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP'li kadın vekillerinden de katılım vardı. Fakat miting alanında kısa bir süre kalıp ayrıldılar. CHP mitinge kitlesel katılım sağlayacağını, hatta pek çok kentten ve ilçelerden araçlar tutarak miting alanına kadınların gelişlerini sağlayacağını söylemesine rağmen bunları yapmadı. Araçlar iptal edildi, CHP’li kadınlar bireysel katılımla sembolik düzeyde katılım sağladı.

Miting alanındaki bütün kortejlerde tek bir formülasyon vardı, "İstanbul Sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz." Kadınlar Deniz Poyraz ve İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmediklerine ilişkin sözlerini çok güçlü kurdular.

Miting alanında atılan en çok duyduğumuz sloganlar şöyle; "İstanbul sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz", "Homofobik devlet yıkacağız elbet", "Kadın cinayetleri politiktir", "Trans cinayetleri politiktir", "Hayır hayır demektir", "Deniz Poyraz ölümsüzdür", "Kararı geri çek sözleşmeyi uygula"...

HDP ve SKM kortejlerinde ise "Katillerden hesabı kadınlar soracak", "HDP kadındır, kadınlar burada", "Rojava'da direnen kadınlara bin selam", "Şehit namirin", "Erkek devlet yıkacağız elbet", "Kadınlar isyanda özgürlük sokakta",  sloganları da haykırıldı.

Miting alanında, TİP'li Kadınlar, Emekçi Kadınlar, Emek Partili Kadınlar, Ekmek ve Gül, Tuzla'dan Genç Kadınlar, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi, Üniversiteli Kadınlar, Yeni Demokrat Kadın, Sosyalist Kadın Meclisleri, Özgür Genç Kadın, Kızıl Okyanus LGBTİ, HDP Kadın Meclisi, HDK Kadın Meclisleri, Sosyalist Kadın Hareketi, Kadın Savunma Ağı, Özgür Kadın Hareketi, PSAKD'den Kadınlar, Nar Kadın Dayanışması, KESK Kadın Meclisi, Gömeç Kadın Konseyi, Burhaniyeli Kadınlar, Kocaeli Kadın Platformu, Kırmızı Biber Derneği, Datça Kadın Platformu, Deva Partili Kadınlar, CHP'li Kadınlar, Kampüs Cadıları, Birleşik Metal Kadın Komisyonu, İşçi Emekçi Kadın Komisyonları, Demir Leblebi, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu pankartları taşındı.

Kalben, Pınar Aydınlar, Deniz Tekin ve İstanbul Kadın Orkestrası'nın sahne aldığı mitingde, kadın sanatçılar mitinge uygun politik söylemleriyle öne çıktı. Kalben, kadınların hayatlarına yönelik müdahalelere tepki gösterdi, Pınar Aydınlar, Figen Yüksekdağ şahsında hapishanelerde direnen kadınlara selamlarını yolladı. Deniz Tekin ise, ilk şarkısını Deniz Poyraz için söyledi. "Deniz koydum adını" şarkısını söyledikten sonra tüm kadınlara başsağlığı dileklerini iletti.

Miting alanına girerken ikinci arama noktasında LGBTİ+'lara ve bayraklarına yönelik saldırının ardından, Sosyalist Kadın Hareketi'nin "Yel eken fırtına biçer, özgürlüğümüz için sarayınızı başınıza yıkacağız" yazılı pankartına polis saldırdı, el koydu. Miting sonunda ise pankartı taşıyan kadınlar polis tarafından gözaltına alındı. Gözaltılara tepki gösteren kadınların eylemine de polis saldırdı ve toplam 6 kadın gözaltına alındı.