4 Mayıs 2024 Cumartesi

Müsilaj tehlikesi sürüyor: Marmara'da ölüm çoktan başladı

Müsilajın senede birkaç yaşanan doğal bir olay olduğunu belirten uzmanlar, doğal olmayanın müsilajın yoğunluğu olduğunu belirtti. Marmara Denizi'e her türlü müdahalenin ölümcül etkisi olduğunu kaydeden uzmanlar, yetkililerin bir an evvel önlem alması gerektiğini söyledi. Müsilajın su altında oluştuğunu, yüzeye çıkanların ise son safhası olduğunu belirten uzmanlar, "Marmara'da ölüm çoktan başladı" dedi. 

Müsilaj tehdidi sürüyor. Marmara Denizi'nin dört bir tarafını kaplayan müsilaj Marmara'nın sonunu getiriyor. İstanbul Bostancı ve Balıkesir Erdek'te dalış yapan DW Türkçe ekibi su altının, su üstünden daha vahim durumda olduğunu gözler önüne serdi. 

Dalış ekibinde yer alan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Mustafa Sarı, denizin altındaki yaşamın tehdit altında olduğunu vurguladı. Sarı, "Müsilaj esasında suyun içinde oluşuyor. Yüzeye çıkanlar son safhası. Yüzeydeki çok az kısmını oluşturuyor. Esas tehlike suyun altında o oluşum devam ediyor" diye konuştu.

SARI: MÜSİLAJ DOĞAL BİR OLAY, DOĞAL OLMAYAN YOĞUNLUĞU
Müsilaj'ın Akdeniz havzasında sık sık oluştuğunu ve bunun son derece doğal olduğunun altını çizen Sarı, "Doğal olmayan bu kadar yoğun olması. Ege Denizi'nde de doğal şartlar altında bazı yıllar müsilaj görüyoruz. Şu anda da yüzeyden Karadeniz'in suları Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne aktığı için müsilajı daha yoğun şekilde görüyoruz. Ama Ege Denizi'nde müsilajın tetiklenmesine neden olan 3 faktörden bir tanesi yok; yoğun azot girdisi yok orada ve sirkülasyon var. Dolayısıyla büyük bir tehdit en azından bütün deniz bağlamında beklemiyoruz" ifadelerini kullandı. 

Erdek'te su altında deniz patlıcanına hiç rastlamadıklarını sadece bir tane ölü deniz patlıcanı gördüklerini söyleyen Sarı, deniz altındaki yaşamın tehlike altında olduğunu söyledi. Birçok kişinin "denize girebilecek miyiz", "balık yiyebilecek miyiz" diye sorduğunu aktaran Sarı, müsilajın organik yapı olduğu için bakterilerin kümelendiği söyledi ve kıyalarda birikmiş olanlardan uzak durulması, fiziksel temastan kaçınması uyarısında bulundu. 

DUREL: MARMARA'YA HER TÜRLÜ MÜDAHALE ÖLÜMCÜLDÜR
Çevre Mühendisleri Odası'ndan Sedat Durel, atık su arıtma yönetiminin müsilajın temel kaynağı olduğunu söyledi. Marmara Denizi'nin etrafında bulunan nüfus ile eş değer olarak atık suyunun derin deşarj sistemiyle Marmara Denizi'ne verildiğini hatırlatan Durel, bu yöntemin kirlerin halının altına süpürmek olduğunu belirtti. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un müsilajla mücadele için ilan ettiği 22 maddeye dikkat çeken Durel, "Hiçbiri acil önlem değil. Marmara Denizi'nin 3 ayda korunan alan ilan edileceği söyleniyor peki neden hemen ilan etmiyoruz? Sanayi bölgeleri neden hemen iyileştirilmiyor? Ortada acil problem varken, acil müdahale edilmeli. Marmara genç ve yeni bir deniz, dengesi 2 bin yıl önce oturdu. Her türden müdahalenin ölümcül sonuçları var; Haliç örneği mesela. Marmara'ya müdahalede bulunmanın ölümcül sonuçları hesaba katılmalı ve ciddi şekilde korunmalı" diye konuştu. 

SARUHANOĞLU: YETKİLİLER ŞOV YAPMASIN, DENİZİ KORUSUN
Türk Balıkadamlar Kulubü Başkanı Gündoğdu Saruhanoğlu, deniz salyasının sene de bir ya da iki kere derin sularda oluştuğunu dile getirdi. Ekolojik dengenin bozulmasıyla birlikte ilk kez Marmara'da çevre felaketinin oluşutğunu belirten Saruhanoğlu, "6 aydır bu felaketi izliyoruz" dedi. Saruhanoğlu, şöyle devam etti: "Esas alınması gereken tedbir denizin korunması. Denizi korumayıp ondan sonra devlet  kaynaklı bir takım şovlarla bu işi halletmek mümkün değil."