2 Mayıs 2024 Perşembe

Muğla'da 40 yıllık madencilik talanı

Akbelen Ormanı'nda bugün bilirkişi heyeti keşif için bölgeye gidecek. Muğla'da madencilik talanı 40 yıldır devam ediyor. Köylüler, yaşam alanları ve hayatları için maden şirketlerine karşı direniyor. 

Milas İkizköy yakınlarındaki Akbelen Ormanı'nın Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine kömür temini için katledilmesine karşı köylülerin mücadelesi sürüyor. Bugün bilirkişi heyeti keşif için bölgeye gidecek. 

Muğla'da 40 yıllık madencilik talanı söz konusu. Gazeteci Melis Alphan, paylaştığı twit dizisiyle bu süreci özetledi. Alphan, 40 yıllık talan sürecinin sebebini şöyle aktardı: "2014'te özelleştirildiklerinde, Yeniköy Termik Santralı ömrünü doldurmuş, Kemerköy Termik Santralı'nın ise taş çatlasa 5 yıllık ömrü kalmıştı. Hedef, 2,7 milyar dolara alınan bu 2 termik santralın ömrünün 25 yıl daha uzatılması, bölgede 25 yıl daha kömürden elektrik üretiminin sağlanması ve şirketlerin kâr etmesiydi. Bunlar Milas'tan çıkarılan kömürle işletilmiş santrallerdi ve 25 yıl daha madenler işletilecekti" dedi. 

Akbelen'in altında 30 milyon ton kömür olduğuna dikkat çeken Alphan, maden sahasının Çamköy'e kadar uzayacağını, kömür damarının oradan da güneybatı yönünde Karacahisar'a ilerlediğini söyledi. MTA'nın çalışmalarının alanda toplam 140 milyon ton kömür rezervi olduğunu belirten Alphan, planın bu alanı 25 yıl daha kömüre teslim etmek olduğunu kaydetti. 

'MEVZUATA UYGUN ALT YAPI YOK AMA ÇEVRE İZNİ VAR'
Alphan, "Ayrıca 2 termik santralde rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Bunların emisyonları sanayiden kaynaklı hava kirliliği yönetmeliğinin sınır değerini bile karşılayamamasına rağmen, 2017'de 2 santrala da çevre izni verildi. Mevzuata uygun altyapı yok ama çevre izni var. Çalışmalar sonucunda, 2 termik santralın 5 ünitesinin toplam kapasitesi 200 MW'e kapasite artışına sahip olacak. Mevcut ÇED yönetmeliğine göre, kapasite artışı da ÇED'e tabidir. Ama bu 2 termik santralde rehabilitasyonla ilgili ÇED süreci işletilmiyor" ifadelerini kullandı. 

'TERMİK SANTRALLERİNİN İLK PROJESİ 1993'TEN ÖNCE'
Söz konusu santrallere kömür sağlamak için İkizköy'de beş ayrı kömür madeninin ruhsat alanının zaman içinde birleştirilerek, 230 bin dönüm alan tek bir ruhsat altında toplandığını vurgulayan Alphan, yöre halkının yaptığı tüm bilgi edinme başvurularına "Bölge komple ÇED'den muaftır" yanıtının verildiğini belirtti. "Çünkü Yeniköy Kemerköy Termik Santrallerinin ilk projesi 1993'ten önce tarihli. Henüz çevre mevzuatı yerleşmemişti, ÇED yönetmeliği 1993'te yürürlüğe girdi. Ve tek bir maddeyle 1993 öncesi faaliyette olan işletmeler ve projeler ÇED kapsamı dışında bırakıldı" diyen Alphan, 25 yıl daha işletilsin diye bu santrallerin yenilendiğini, kapasitenin artırıldığını; kömür madenlerinin de 230 bin dönümlük arazi içinde istendiği gibi genişletildiğini ama hiçbir ÇED sürecinin de işletilmediğini, yöre halkına "Siz, 25 yıl daha kömür istiyor musunuz?" diye sorulmadığını kaydetti. 

'ARAZİNİZİ YA SATIN YA DA KAMULAŞTIRIRIZ'
İkizköy'ün; Işıkdere, Karadam, Ova ve Akbelen isimli dört mahallesi olduğunu söyleyen Alphan, "Işıkdere, 2017 yılında kömür madeni için kamulaştırıldı. Işıkdere'yi maden için yok eden bu kamulaştırma, çok büyük bir yoksulluğa, topraksızlaştırmaya, mağduriyet ve hak ihlallerine neden oldu. Maden şirketi 2019'da çalışma sahasına Karadam, Ova ve Akbelen'deki 3 bin dönümlük tarım arazisini katmak için köylülere ihbarname gönderdi; 'Arazinizi bize satın. Yoksa kamulaştırma yoluna gidilecek' dedi. Akbelen Ormanı'nı çevreleyen alanın 1/2'si zeytinlik. Haziran 2019'da köylüler bir araya geldi. 'Işıkdere'de yaşananı gördük. Akrabalarımız çok mağdur oldu. Biz artık kömür için tek bir dönüm bile arazi vermeyeceğiz' dedi. Bölgedeki yaşam savunucuları köylülere hukuki haklarını anlattı. Ve madene karşı direniş başladı" diye konuştu.

3 YENİ PROJE GÜNDEMDE
İki termik santralın devamlılığı için 3 yeni projenin gündemde olduğunu belirten Alphan, şöyle sıraladı:
* Santralın ömrünü uzatmaya yarayan 'rehabilitasyon' projesi.
* Akbelen'de 'yeni kömür ocağı' açma projesi. 
* Yeni ocaktan çıkacak kömürü santrala ulaştırmayı sağlayacak 'taşıma bandı' yapımı projesi.

'KANUNDA MADEN ŞİRKETLERİ LEHİNE DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI'
3 projenin de ÇED kapsamı dışında bırakılarak başlatıldığını belirten Alphan şöyle devam etti: "Malum son 15 yılda maden kanununda yapılan değişikliklerle Türkiye'de madencilik dokunulmaz bir alan, maden ruhsatları kutsal belgeler haline geldi. Sürekli kanunda, maden şirketleri lehine değişiklikler yapıldı. İkizköylüler, 3 proje için de entegre ÇED süreci başlatılması talebinde bulundu. Ama Muğla Valiliği bu talebi reddetti. Yerel halk da, 'ÇED süreci işletilmesine ilişkin talebin reddi kararının iptali' için dava açtı. Halkın talebi, tüm bu projelerin ÇED'e tabi tutulması.

Mahkeme, bölgede keşif için bilirkişi olarak 3 maden mühendisini görevlendirdi. Yöre halkı ile avukatları, 'Bu davada maden mühendisinin işi yok; bilirkişi heyetinde çevre, orman ve ziraat mühendisi ile iklim bilimcinin olması gerekiyor' dedi.

'ŞİRKET ORMANI ALIP MADENE KATACAK'
Mahkemenin bilirkişi olarak görevlendirdiği maden mühendislerinden birinin Yatağan Termik Santralı'nda çalıştığı tespit edilince, keşif iptal edilip ertelendi. ÇED davasında henüz keşif ve bilirkişi incelemesine yeniden karar verilmedi. Bu arada, Milas Orman İşletme Müdürlüğü Akbelen Ormanı'nda damgalama yapmaya başladı ve bir gün kesime geldi. Belli ki köylü tarım arazilerini satmadığı için, şirket önce ormanı alıp madene katacak; orada kocaman bir ölüm çukuru olacaktı.

Akbelen Ormanı maden sahasına katıldığında, yeraltı suları ve dere yok olacak, arazisini satmasa da köylünün tarım yapma şansı kalmayacaktı. 2019'da tahsis söz konusu değilken, Orman İşletme Müdürlüğü 'endüstriyel plantasyon' adıyla kesim yapıyordu."

Şüphelenen köylülerin direnişe geçtiğini ve idari başvurular neticesinde Orman Müdürlüğü'nün, "Akbelen Ormanı endüstriyel plantasyon programından çıkarıldı" açıklaması yaptığını hatırlatan Alphan, ancak 2020 sonbaharında Akbelen'de yeniden damgalama işleminin başladığını anımsattı.

BAKANLIK ONAYIYLA 780 DÖNÜM ORMAN ALANI MADEN ŞİRKETLERİNE TAHSİS EDİLDİ
Tarım ve Orman Bakanı imzasıyla, 780 dönüm orman alanının maden şirketine açık ocak maden işletme izni dahilinde tahsis edildiğinin ortaya çıktığını kaydeden Alphan, köylülerin orman kesiminin iznine ilişkin iptal davası açtığını ancak yürütme kararı çıkmadığı için sürecin oldu bittiye getirilmeye çalışıldığını kaydetti. 

Köylülerin direnişe başladığını ve alanda nöbet tuttuğunu söyleyen Alphan, bugün orman kesimine ilişkin maden izninin iptali davası için mahkeme heyeti ile bilirkişilerin bölgede keşif yapacağını söyledi. Alphan, mahkemenin bilirkişi olarak çevre, jeoloji, jeoloji yüksek ve orman yüksek mühendisleri görevlendirdi.

Alphan, "Oysa köylüler bilirkişi olarak ziraat mühendisi, halk sağlığı uzmanı ve iklim bilimci de istemişti. Zira tarım arazileri var, ziraat mühendisi şart. Yeni ocakların açılması ve termik santralın ömrünün uzatılmasıyla iklimdeki olası etkilerin de değerlendirilmesi gerekli" diye vurguladı.