19 Nisan 2024 Cuma

Mayıs'ta ölümsüzleşenler yol gösteriyor

Mayıs ayında yaşamını yitiren devrimciler anılıyor. Yapılan açıklamalarda İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtler olarak tarihe yazılan Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Necmi Öner'in mirasını zafere ulaştırmak sözü verildi,  "Onların mirasına, mücadelesine ve inancına sahip çıkmanın tek yolu da bize miras bıraktıkları mücadeleyi yükselterek zafere ulaştırmaktan geçiyor" denildi.

71 devrimci önderlerinden İbrahim Kaypakkaya ve Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin önderlerinden Haki Karer, ölüm yıldönümlerinde anılıyor. 

HDK GENÇLİK MECLİSİ: ÖZGÜRLÜK TUTKUSUNUN HARLADIĞI ATEŞİ HİÇBİR KARANLIK TUTAMAZ
"İboların, Hakilerin,‘Dörtler’in anısına bağlılığımız, aydınlattıkları yoldaki kararlı yürüyüşümüzde ifadesini bulacaktır" başlıklı mesaj yayınlayarak, Kaypakkaya, Karer ve Dörtleri anan HDK Gençlik Meclisi, "En zor koşullarda, canlarından başka verebilecekleri hiçbir şeyin kalmadığı anda ölüme gidenlerdi onlar" dedi.

HDK Gençlik Meclisi mesajında şu ifadeleri kullandı:

"İbrahimlerin, Hakilerin enternasyonalist dayanışma ruhu ve mücadele birliği kararlılığının hazırladığı devrim zeminine, NATO’dan aldığı icazetle 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirerek cevap olmaya, gelişen toplumsal bilinci de bu şekilde boğmaya çalışan faşist cunta rejiminin cezaevlerini cehenneme çevirdiği bir atmosferde faşizmin yok edici cehennem ateşiyle değil, devrimin ateşiyle küllerinden doğmak üzere kendini gerçekleştirmenin adıdır “Dörtler”. Teslimiyetin ihanete, direnişin ise zafere götüreceğini düstur olarak benimsemiş Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner, teslimiyetin ve boyun eğmenin her türlü yöntemle dayatıldığı koşullarda, dayatılan ihanetin onursuzlaştırıcı pisliğine karşı kendi bedenlerini ateşe vererek insanlığı müdafaa etmişlerdir. 18 Mayıs 1982 tarihinde gerçekleştirdikleri bu eylemle, özgürlük tutkusunun harladığı ateşin karşısında hiçbir karanlığın tutunamayacağını insanlık karşıtı tüm odaklara göstermişlerdir.

"En zor koşullarda, canlarından başka verebilecekleri hiçbir şeyin kalmadığı anda ölüme gidenlerdi onlar. Yaşamı, uğruna ölecek kadar seven bir tutkuya sahiplerdi. Varlıkları insanlık için çok büyük bir anlam ifade ediyordu. Ölümleri ise yokluğu değil, en değme destanların şairlerini, ozanlarını kıskandıracak kadar anlam yüklü şehadet gerçekliği olarak yaratıcılığı temsil ediyor. Onlar baskıların nefes aldırmayacak kadar arttığı aşamada bile hedeflerinden vazgeçmediler. Örgütlülüğümüzü büyütüp aydınlattıkları yolda yürümek, engel tanımamak bizim de boynumuzun borcudur. Sınıf mücadelesi ve sömürge halkların kurtuluş mücadelesi arasında ki özgün ilişkiselliği kararlı bir duruşun keskinleştirdiği bilinçle kavradılar. Bizler de bilincimizi diri tutacak sağlam duruşumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Halka, devrimci değerlere, mezarlıklara pervasızca saldırıların olduğu bir dönemde, faşizme karşı sözümüz örgütlülüğümüzü büyütmek olacaktır.

"18 Mayıs şehitleri şahsında, Leyla Qasımlardan Hasan Ocaklara, Deniz Gezmişlerden Şerzan Kurtlara, Mayıs şehitleri başta olmak üzere, insanlığın soylu idealleri uğruna şehadete ulaşan tüm yoldaşlarımızı saygıyla ve minnetle anıyor, anılarının yolumuzu aydınlattığını belirtiyoruz."

HDP: ANILARI FAŞİZME KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTME ÇAĞRISIDIR
HDP Merkez Yürütme Kurulu, yayınladığı anma mesajında, "Kaypakkaya'dan 4'lere: Anıları faşizme karşı mücadeleyi yükseltme çağrısıdır" ifadelerini kullandı.

HDP, 1973 yılında işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya'nın paha biçilmez bir inanç ve kararlılığı miras bıraktığını kaydederken, Haki Kareri bir komployla katleden zihneyiten ezilenlerin mücadelesinin ortaklaşmasını engellemeyi sürdürdüğüne dikkat çekildi. 

"O günlerden bugünlere mücadele eden herkes ödediği bedel ile Türkiye'de demokrasi ve özgürlük mücadelesini yürütenlere büyük bir miras ve sorumluluk bıraktı" diyen HDP mesajında Mayıs'ta ölümsüzleşenler için şu ifadelere yer verdi:

"Mayıs ayı, 1 Mayıs 1977'de emeğin özgürlüğü için mücadele edenleri, Kürt ve Türk halkının eşitliği ve kardeşliğini haykırırken darağacına yürüyen Deniz, Hüseyin ve Yusuf'u, 12 Eylül vahşetine karşı Diyarbakır zindanında özgürlük için bedenini eriten ve tarihe 4'ler olarak geçen Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Necmi Öner'i, özgürlük uğruna toprağa düşen yüzlerce isimsiz mücadele insanını yitirdiğimiz bir ay olarak mücadele tarihimizde yer aldı. O günlerden bugünlere mücadele eden herkes ödediği bedel ile Türkiye'de demokrasi ve özgürlük mücadelesini yürütenlere büyük bir miras ve sorumluluk bıraktı.

"Onlarca yıldır devrimci değerlere karşı saldırılar hiç bitmedi. Bu saldırılar bugün de Kayyım Darbesiyle, faşizan baskı ve yöntemlerle, rehine siyasetiyle, tasfiye politikalarıyla durmaksızın devam ediyor. Bütün bu saldırılara karşı, İbrahim'in, Hakki Karer'in, 4'lerin, Denizlerin ruhu bizi mücadeleyi yükseltmeye, devrime inanmaya çağırıyor. Onların mirasına, mücadelesine ve inancına sahip çıkmanın tek yolu da bize miras bıraktıkları mücadeleyi yükselterek zafere ulaştırmaktan geçiyor."

78'LİLER GİRİŞİMİ: MAYIS'TA TOPRAĞA DÜŞEN DEVRİMCİLERİ UNUTMAYALIM
78'liler Girişimi, İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer, Ferhat Kuntay, Eşref Anyık, Necmi Öner, Mahmut Zengin'i andı. Açıklamada, "İbrahim Kaypakkaya'nın Diyarbakır Cezaevinde, Haki Karer'in Gaziantep'te katledildiği günün, 18 Mayıs'ın, ölümsüzlüğe yönelme günü olarak seçilmesi manidardı. Ferhat Kuntay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Öner özgürlük için, vahşeti ve işkenceyi protesto için, bedenlerini ateşe verirlerken, Mazlum'la başlayan, Kemallerle devam edecek olan 'feda' kültürünün ilk biçimlerini geleceğin Ateşin ve Güneşin Çocuklarına miras olarak bırakıyorlardı. Onları unutmayalım. Bugünleri ısıtan direniş ve özgürlük ateşini karalım" denildi.