17 Mayıs 2024 Cuma

İstismarın önünü açacak değişiklikler planlanıyor

Çocuk istismarını evlilik yoluyla meşrulaştırmanın sinyallerini veren iktidar, son yargı paketi ile istismarın önünü açacak değişiklikler planlıyor.

Türkiye'de 2016 yılından bugüne cinsel istismar faillerinin yararlanacağı infaz paketleri, çocuk yaşta evlilik yaşının düşürülmesi ve evlilik yoluyla cinsel istismar faillerinin affı gibi konular, AKP-MHP hükümeti tarafından neredeyse her yıl gündeme getiriliyor. Bu yıl da TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu'nda sunum yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan ve Meclis Adalet Komisyonu'nda söz alan AKP milletvekili Abdullah Güler tarafından gündeme getirildi.

Jinnews'ten Sena Dolar'ın haberine göre AKP'li hükümet yetkililerin söylemleri ardından 4'üncü yargı paketi ile cinsel istismar suçunda "somut delil aranma" şartının getirileceği de belirtiliyor. 2016 yılından beri her seferinde gündeme getirilen ancak kadınların mücadelesi sonucu geri çektirilen söz konusu tasarı bugün yine kadınların gündeminde.

18 YAŞINDAN KÜÇÜKLERİN EVLENDİRİLMESİ CİNSEL İSTİSMARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR
Türk Ceza Kanunu (TCK) 103. madde ve Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye göre 18 yaşını doldurmamış her birey çocuk sayılıyor. TCK 104. maddesine göre ise "cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor. Yasal evlenme yaşının 18 olduğu Türkiye'de, 17 yaşındaki çocuklar yasal vasilerinin izni ile evlendirilebilirken, 16 yaşındaki çocuklar da "istisnai durumlarda ve hayati önem arz eden bir gerekçenin olması şartıyla" mahkemeden alınan özel izin ile evlendirilebiliyor. 18 yaşından küçük olanların evlendirilmesi cinsel istismar olaylarının önünü açıyor.

AKP'li milletvekilleri tarafından 17 Kasım 2016 tarihinde Meclis'e, "Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" başlıklı önerge sunuldu. Önergede, kanuna istismar suçu işleyenlerin istismara maruz bıraktığı kişi ile evlenmesi durumunda ceza almamasını öngören bir madde eklenmesi talebi yer aldı. Önergeye ilişkin 22 Kasım'da konuşan dönemin Başbakanı AKP'li Binalı Yıldırım, "Bizim amacımız mağduriyetleri gidermek" şeklindeki açıklamasıyla çocuk istismarını meşrulaştırdı.

Olağanüstü hale (OHAL) rağmen sokakları boş bırakmayan kadınlar, Türkiye'nin her yerinde "İstismarın affı olmaz, tecavüz meşrulaştırılamaz" şiarıyla eylemler gerçekleştirdi. Gelen yoğun tepkiler ardından önerge geri çekildi. "İstismar Yasası" olarak adlandırılan önergede "istismarı" kapsayan başlık çıkarıldı.

KADINLARIN DİRENİŞİ, İSTİSMAR FAİLLERİNE AF YASASI RAFA KALDIRILDI
13 Nisan 2020'de pandemi sürecini fırsata çevirmek için her yolu deneyen AKP, infaz yasası teklifini gündeme getirdi. Şiddet faillerinin serbest bırakılmasının önünü açan, ancak siyasi ve hasta tutsakların tahliyesinin engellendiği yasa AKP-MHP oylarıyla kabul edildi. Çocuk yaşta evliliklerin de bu infaz yasasına dahil edilmesi konusu gündeme getirildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri cinsel istismar suçlarına af getirecek düzenlemeye karşı Meclis'te bulunan odalarının kapılarına, "İstismarın affı olmaz", "Kadın mücadelesi her yerde" yazılı afişler astı. Aynı dönem TCK 103 Kadın Platformu "çocuk istismarı faillerine evlilikle af düzenlemesine" tepki gösterdi. 215 kadın örgütünden oluşan Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu, "Çocuk istismarı faillerine yönelik af girişimlerine son verilsin" çağrısı yaptı. 30 kentte kadınlar pandemiye rağmen alanlara çıkarak eylemler düzenledi. Kadınların direnişteki ısrarı sonucu istismar faillerine af yasası rafa kaldırıldı.

ÇOCUK YAŞTA EVLİLİĞİN YASALLAŞMASININ TEMELLERİ ATILMAK İSTENİYOR
2021 yılında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, Meclis'te yaptığı bir sunumda, "15 yaşındaki nikahsız cinsel ilişkiler yasal iken nikahlı birlikteliklerin suç olması insan hakları ve eşitlik ilkesine aykırıdır" diyerek çocuk evliliklerini savundu. Geçtiğimiz haftalarda, ceza infaz kanunu görüşmeleri sırasında Meclis Adalet Komisyonu'nda söz alan AKP Milletvekili Abdullah Güler tarafından af konusu tekrar gündeme getirilirken, Meclis Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu'nda sunum yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise 16 yaşından büyük çocukların evlendirilmelerinin suç olmadığını söylemişti. Meclis çatısı altında sarf edilen bu söylemler, çocuk yaşta evliliğin yasalaşmasının temellerinin atılmak istendiğinin sinyallerini de veriyor.
 
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayıs 2019'da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi çerçevesinde hazırlanan dördüncü yargı paketi çalışması 3 Haziran'da tamamladı. Yargı paketinde, çocuğun cinsel istismara maruz bırakılmasında "somut delil aranmasını" öngören bir madde de bulunuyor.
 
'İNFAZ AFFI İÇİNE İSTİSMARCILARA AF KONUSUNU YERLEŞTİRME ÇABASI'
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü konuya ilişkin Sena Dolar'a değerlendirmede bulundu. İktidarın kadın politikasını "siyasi argüman" olarak kullandığını kaydeden Güllü, "Aslında iktidara geldiklerinde 2006 yılında şiddetin önlenmesi adına yayınlanan genelge ile hastalığı teşhis etmiş ve tedavi başlatan hekim görüntüsü vardı. Kürtaja yasal engel getirme, boşanma komisyonu kurulması, tecavüz önergesi ve Covid-19 döneminde çıkarılan infaz affı içine istismarcılara af konusunu yerleştirme çabası, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildikten sonra TBMM'de Şiddet Komisyonu kurulması, aslında ayan beyan iktidarda kalma adına seçmenine mesaj verme stratejisi olduğunu ispatlıyor. Sözleşme sonrası kurulan komisyona gelen tüm kamu temsilcileri ülkeyi demokratik, çağdaş ve eşitlikçi iyi yönetilen bir profil çizmeye çalışıyorlar. Ama o profili çizenler hepsi görevdeyken önlemleri almayan ve almamakta direnirken üstüne failleri güçlendiren söylemler kullanan kişiler" dedi.

'KAÇINILMAZ SONA GELDİK'
AKP hükümetinin cinsel istismar faillerine af getirmesindeki ısrarını "hukuksuzluk" olarak nitelendiren Güllü, milletvekillerinin cinsel istismar faillerine af konusunu gündeme getirmesine tepki gösterdi. Güllü, "Şayet bu kişilere, bu söylemleri dile getirirken bulundukları koltuğun devlet temsiliyeti olduğu yargı yolu ile hatırlatılsaydı bugün bu şekil konuşamayacaklardı. Tıpkı faillere istismar ve cinsel şiddet gibi konuların cezai müeyyideler hukuken gösterilebilseydi bugün bu kadar rahat olmayacaktı ortam. Ama biz 'Kızını dövmeyen dizini döver' zihniyet yapısını yaygınlaştırdıkça kaçınılmaz sona geldik ve hiç uğruna ölümleri, istismarları tasvip ettik" şeklinde konuştu.

"Biz tahammül sınırlarımızın son durağındayız. Bugüne kadar geldiğimiz bu süreç hepimiz için son duraktır. İktidar, iktidar etmenin son durağında" diyen Güllü, herkesin tüm gücü ile "kırmızı çizgi" olan cinsel istismara af konusunda alınacak her karara karşı mücadeleyi devam ettirmesi çağrısında bulundu.

Güllü, süreç karşısında hukuki mücadele vereceklerinin altını çizdi ve ekledi: "Bu ülkenin çocuklarına tecavüz edilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir."