29 Mart 2024 Cuma

HDP, Halvori Gözeleri'ne otel projesine tepki gösterdi

HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, "Mutlak Koruma Zonu"nda yer alan ve Dersim halkının kutsal inanç mekanlarından olan Halvori Gözeleri'nin turizme açılması Meclis gündemine getirdi.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü XV. Bölge Müdürlüğü, Dersim halkının kutsal inanç mekanlarından olan Halvori Gözeleri'nin turizme açılması ve ev tipi otel işletmeciliği için resmi süreç başlattı. Dersim halkı projeye tepki gösterirken, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un yanıtlaması üzerine soru önergesi veren Önlü, Halvori Gözeleri'nin Dersim halkının tarihsel hafızası olduğuna dikkat çekti. Önlü önergesinde şunları kaydetti:

"Dersim’in Kürt Alevi halkının kutsal inanç mekanlarından biri olan ve Çewres Çime (Kırk Göze) olarak da adlandırılan Halvori Gözeleri aynı zamanda Dersim 37-38 katliamından dolayı tarihsel bir öneme sahiptir. Halvori gözeleri 37-38 soykırımında Seyit Rıza önderliğinde, Dersim aşiret reislerinin toplanıp ortak hareket etme kararı aldıkları yerdir. Sınırları içerisinde üç tane ziyaret bulunan mekan aynı zamanda 37-38’de Dersim halkının kadın, yaşlı, çocuk demeden kurşuna dizildiği ve katledildiği yerdir. Yine 37-38 soykırımında Dersimin onurlu kadınlarının, tecavüze uğramamak için uçurumlardan kendilerini attıkları yerdir. Dersim halkının tarihsel hafızasıdır Halvori."

Turizm adı altında asimilasyon ve kimliksizleştirme politikalarının uygulandığının altını çizen Önlü, "Dersim doğası uzun zamandır 'güvenlik' amaçlı yapılan ve yapılması planlanan baraj ve HES projeleriyle, orman yangınlarıyla, maden ve taş ocaklarıyla, özel güvelik bölgeleriyle büyük bir saldırı altındadır. Bu projenin de Vali ve AKP’nin ortak projesi olduğu çok açıktır. Nerede Dersim halkına ait bir değer varsa onu yok etmek için bu kişiler çalışmaktadır" tepkisinde bulundu. 

Önlü Munzur Vadisi içerisinde yer alan Halvori Gözelerinin, 2872 sayılı Millî Parklar Kanunu ile Millî Parklar Yönetmeliğine göre Mutlak Koruma Zonu’nda yer aldığını hatırlattı. Önlü önergesinde şu bilgileri paylaştı. 

"Türkiye’nin en zengin biyolojik çeşitlilik alanlarından birini oluşturan Munzur vadisi Milli Park alanında 1600 bitki türü tespit edilerek kayıt altına alınmış olup, bu bitkilerden 293 çeşidi Türkiye’ye ve 55 bitki türünün ise Munzur dağlarına özgü olduğu kayıtlara geçmiştir. Munzur Vadisi Milli Parkı aynı zamanda Türkiye’nin en önemli yaban hayatı sahasını oluşturduğu gibi Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşamlarını Koruma Sözleşmesine göre koruma altında olan pek çok türe de ev sahipliği yapmaktadır. (Kurt, tilki, ayı, kınalı keklik gibi türlerin yanında dağ keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, su samuru, çil keklik, keklik, kaya kartalı, Kırmızı Benekli Munzur Alabalığı gibi). Milli Park statüsü ve doğal yaşamdan dolayı bu alanda insan kaynaklı hiçbir faaliyetin yapılmaması gerekmektedir."

"Munzur Vadisi ve Halvori gözelerine yapılacak herhangi bir tesis ya da otel doğal yaşama geri dönüşü olmayan zararlar verecektir. Dersim’de bulunan siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve Dersim halkının hiçbir şekilde onayı olmayan bu projelerin ısrarla dayatılması ve yapılması hukuka, akla ve vicdana aykırıdır" denilen açıklamada bakanın yanıtlaması için verilen önergede yer alan bazı sorular şöyle:

"-Dersim halkı için tarihsel, inançsal ve kültürel öneme sahip bir alanı turizme açmakla ne amaçlanmaktadır? 
- Yapılması planlanan tesisle ilgili Dersim halkının rızası ve oluru alınmış mıdır? bu konuda herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
- Halvori Gözelerine yapılması planlanan tesis için ÇED raporu hazırlanmış mıdır? 
- 2872 sayılı Millî Parklar Kanunu ile Millî Parklar Yönetmeliğine göre Mutlak Koruma Zonu’nda bulunan Halvori gözelerine yapılması planlanan Bungalow tipi evler için gerekli yasal izinler kim tarafından ne zaman alınmıştır?
- Birleşmiş Milletler Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi hükümlerine göre koruma altında bulunan alana yapılması planlanan tesisin doğal yaşama vereceği zararlar araştırılmış mıdır? Bu konuda hangi çalışmalar yapılmıştır?"