25 Nisan 2024 Perşembe

HDK Adalet Komisyonu: Kayıp yakınlarının adalet talebi yanıtlansın

17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası'na ilişkin yaptığı açıklamada, kayıp yakınlarının sevdiklerini aradığı meydanların buluşma ve hafıza mekanı olduğunu vurgulayan HDK Adalet Komisyonu, bu mekanların ailelere yasaklanmasından vazgeçilmesini ve Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulmasını istedi. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Adalet Komisyonu, 17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası'na ilişkin yaptığı açıklamada, toplumsal barış ve adalet için Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulmasını istedi.

Cumhuriyet'ten önce ve sonrasında bu topraklarda gözaltına kaybetmelerin bir devlet politikası olduğu hatırlatılan açıklamada, 12 Eylül ve sonrası yıllarda 15 civarında olan gözaltında kayıp sayısının 1990'lı yıllarda yüzlerle ifade edildiği belirtildi. "1990 sonrası tablo Türkiye'nin Kürt politikasının doğrudan sonucuydu ve sistematik bir hale geldi" denilen açıklamada, 1994 yılında İHD'ye 328 başvuru yapıldığı söylendi.

Açıklamada, "1995 yılına kadar cenazelerine ulaşılamayan ve gözaltında kaybedildikleri inkar edilen kayıplardan sonra, ilk defa ailelerin ısrarlı takibi ile İstanbul'da gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un cenazeleri kimsesizler mezarlığında bulundu. Aileler faillerin bulunması ve cezalandırılması için ne kadar çaba harcamış olsa da adalet arayışları takipsizlikle sonuçlandı. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un işkence ile katledilmesi, bir araya gelen kayıp aileleri ve İHD'nin bugüne değin süren 25 yıllık adalet arayışının başlangıcı oldu. 27 Mayıs 1995'te, İstanbul İstiklal Caddesi'nde yer alan Galatasaray Lisesi'nin önünde 30 kadar insan gözaltında kaybedilenler için oturdu. 25 yıldır her hafta cumartesi günü saat 12.00'de Galatasaray Meydanı'nda bir kaybın akıbetini soran Cumartesi İnsanları/Cumartesi Anneleri, yerlerde de sürüklendi, dayak da yedi, biber gazına da maruz kaldı, gözaltına da alındı" denildi.

'MEYDANLAR KAYIP AİLELERİNİN SEVDİKLERİYLE BULUŞMA VE HAFIZA MEKANIDIR'
15 Temmuz sonrası kayıp vakalarında bir artış yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, Cumartesi Annelerine ise 700. haftadan itibaren Galatasaray Meydanının yasaklandığı belirtildi. Açıklamada, "Bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) ulaştığı verilere göre Türkiye'de 1990-2011 yılları arasında toplam 2 bin 872 faili meçhul cinayet meydana geldi. İnsan Hakları Derneği'nin ulaşabildiği kayıp sayısı da 940 olarak açıklanıyor. Dernek, tespit ettikleri 253 toplu mezarda 4 binden fazla kişinin gömülü olduğunu tahmin ediyor. Türkiye'de kaybedilenlerin kimliğini belirlemek amacıyla bu toplu mezarların açılması çalışmalarında kemiklere zarar veriliyor. Uluslararası Minnesota Protokolü, toplu mezarların nasıl açılacağını gösterirken, bu protokolü onaylamayan Türkiye, protokol kurallarına uymadığı, iş makineleri ile toplu mezarları açarak kemiklere zarar verdiği için kayıpların kimlik tespiti zorlaşıyor. Arıca bu yöntemle deliller de karartılmaya çalışılıyor. Adalet ve hak mücadelesi ile eşit, özgür, barış içinde yaşanacak yeni bir yaşam perspektifine sahip olan HDK olarak, 19 Mayıs 1996' da İstanbul'da gerçekleştirilen '1. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı'nda kayıpların bulunması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması için ilan edilen '17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası'nda bir kez daha yineliyoruz; adalet arayan kayıp aileleri için, Batman, Diyarbakır, Cizre, Yüksekova başta olmak üzere Kürdistan'da meydanlar, İstanbul'da Galatasaray Meydanı kayıp ailelerinin sevdikleri ile buluşma ve hafıza mekanıdır. Ailelerin acılarını ortaklaştırdığı ve birbirinden güç aldığı, adalet arayışlarını görünür kıldığı bu mekanların ailelere yasaklanmasından vazgeçilmelidir" ifadeleri yer aldı.

Henüz yüzlerce bulunmayan kayıp, yargılanmayan failler olduğu için sistematik olarak devam eden bu kaybetme ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmesini isteyen HDK Adalet Komisyonu, "Toplumsal barış ve adalet için 'Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu' kurulmalı ve ailelerin adalet taleplerine cevap olunmalıdır" dedi.