19 Nisan 2024 Cuma

'Hani Jandarma Karakolu'nda işkence var'

"Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü" 155'inci defa kuruldu ve Hani Jandarma Karakolu'nda itirafçılığa zorlanan kişilerin gördüğü işkenceyi anlattı.
Diyarbakır Barosu, katledilen başkanları Tahir Elçi dosyasında adalet talebiyle Diyarbakır Adliyesi önünde her cuma yaptığı oturma eyleminin 155'incisini gerçekleştirdi.
 
Sokağa çıkma yasakları sırasında tarihi Dört Ayaklı Minare'nin tahrip edilmesini protesto eden Elçi, katledilmişti. 155 haftadır katledilen başkanları için adalet arayan Diyarbakır Barosu'nun bu haftaki eylemine Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği'de katıldı.
 
Her hafta yapılan eyleme "Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü" adının verildiği etkinlikte Baro Başkan Yardımcısı Avukat Gazal Bayram Koluman konuştu. Koluman, Tahir Elçi soruşturma dosyasına sundukları Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bürosunun hazırladığı olay yerine ait görüntülere değindi.
 
Koluman, 17 Aralık'ta Hani İlçe Jandarma Karakolu görevlilerince 4 sivil vatandaşın evlerinden ayrı ayrı alınarak, tenha bir yerde 10-15 kişilik jandarma tarafından darp edilerek gözaltına alındığını hatırlattı. Koluman, jandarmanın baro üyesi avukatların gözaltına alınan müvekkilleri ile görüşmesine izin vermediğini ve bu durumun hukuksuzluk olduğunu belirtti.
 
İTİRAFÇILIK İÇİN İŞKENCE YAPTILAR
 
Ertesi gün ısrarla karakola giderek müvekkilleri ile görüşmek isteyen avukatların telefonuna el konulduğunu ve kamera eşliğinde sadece 5 dakika görüşme yapmalarına izin verildiğini ifade eden Koluman, avukatların aktardığına göre gözaltına alınanların kaba dayak işkencesine maruz kaldığını, yüzlerinde ekimoz-şişlik-yırtılmaların olduğu, bazılarının ayakta durmakta bile güçlük çektiğini, korku ve can güvenliği kaygısı yaşadıklarını ifade etti.
 
Koluman ayrıca jandarmanın işlemedikleri suçu üstlenmeye zorladığı bu kişilerin, itirafçı olmaları için de baskı uyguladığı bilgisini verdi.
 
Gözaltından sonra hastanede alınması gereken sağlık raporunun hekimin karakola çağrılması ile alındığını belirten Koluman, hekimin görevini kötüye kullanarak işkence suçuna ortak olduğunu söyledi.
 
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında İstanbul 37.Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği hapis cezasına değinen Koluman, verilen kararın insan haklarına ve ifade özgürlüğüne darbe vurmak olduğunu kaydetti.
 
FİNCANCI'NIN DOSYASI HUKUSUZ
 
Koluman'ın ardından TİHV Diyarbakır Temsilcilisi Avukat Barış Yavuz söz aldı. Yavuz, barış bildisini imzalayan akademisyenleri "İnsan hakları savunuculuğunun akademideki karşılığı" olarak tarif etti.
 
Yavuz, barış akademisyenlerinin karşılaştığı suçlamalar ve baskılara değinerek Fincancı'ye verilen cezanın insan hakları savunuculuğuna yönelik büyük bir saldırı olduğunu söyledi. Yavuz, davanın usulsüzlükle dolu olduğunu belirterek dosyaya konulan evrakların bilgisinin Fincancı'ya verilmediğini, Şebnem Fincancı'nın reddi hakim talebinde bulunduğunu, mahkemenin bu talebe itiraz ettiğini ve mahkeme kararına yapılacak itirazın süresinin dolmasını bile beklemeden ceza verdiğini aktardı.
 
KARAR KAYGI VERİCİ
 
"Yapılan yargılama ve verilen karar ile birlikte, hak ihlallerinin tespit ve belgelenmesi faaliyeti, yani hak savunuculuğunun kriminalize edilmeye çalışılması hiçbir şekilde kabul edilemez" diyen Yavuz, kararın kaygı verici olduğunu söyledi.
 
Fincancı'ya verilen cezanın "varlık nedeniniz olan tüm işlev ve sorumluluklarınızı yerine getirmeyin" denildiğini aktaran Yavuz, "Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının kullanılması insan hakları savunucularının insan haklarını geliştirmeye ve korumaya yönelik faaliyetleri için vazgeçilmezdir" dedi.