6 Mayıs 2024 Pazartesi

Gümüştaş: Seçimin belirleyeni özgürlük ve demokrasi mücadelesi

31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendiren ESP Genel Başkanvekili Özlem Gümüştaş, "Toplamda 2019 yerel seçimleri Türkiye ve Kürdistan'da demokrasi ve özgürlük mücadelesi, arayışı ve tekçiliğe karşı duruş damgasını vurmuştur. Seçimlerden sonrasına siyasal iktidarın yürüteceği politik hattın da belirleyici unsuru olmuştur" dedi.
31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendiren ESP Genel Başkanvekili Avukat Özlem Gümüştaş, 2019 yerel seçim sonuçlarını ilk veriler ışığında AKP'nin siyasi yenilgi aldığını ifade etti "demokrasi ve özgürlük isteği kazandı" dedi.
 
Seçim sonuçlarında belirginleşenin AKP karşıtlığı olduğunu söyleyen Gümüştaş, "Bu karşıtlığı 'her türden' bir karşıtlık ve bu karşıtlığı yaratan politik öznelerin seçim sathındaki duruşlarını ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Toplam tablo içindeki verilere baktığımızda görünen AKP'nin bu seçimlerde bir yenilgi aldığıdır. Beka sorunu olarak ortaya koyduğu İstanbul ve Ankara başta olmak üzere genel bir seçim yenilgisinden bahsetmek mümkün" dedi.
 
TEKÇİLİĞE İTİRAZDIR
 
"Elbette bu yenilgiyi ortaya koyan esas dinamiğin Kürt özgürlük hareketi ve HDP olduğunu söyleyebiliriz. Ancak esas olarak Türkiye ve Kürdistan toplumunun ayrıştırıcı dile, siyaset tarzına ve tekçi rejime karşıtlığı, demokrasi ve özgürlük arayışı bunun güçlendirilmesindeki buluşma azmidir" diyen Gümüştaş, toplam tablonun iller bazında değerlendirilmesine de ihtiyaç olduğunu söyledi.
 
Seçmenin partiler arasındaki dağılımını siyasi partilerin ittifak politikasının yarattığını ifade eden Gümüştaş, "Buradan A veya B partisini seçimin kesin kazananı olarak ilan etmek mümkün değil" dedi. Gümüştaş, seçmenin değişik partilere verdiği emanet oylarla bu tabloyu açığa çıkardığını kaydetti.
 
EKONOMİK KRİZ BELİRLEYİCİ OLDU
 
Gümüştaş, "Seçim sonuçlarının bir diğer verisi ise seçimlere beka sorunu olarak yaklaşmayan, ekonomik krizi gerçek bir seçim göstergesi olarak değerlendiren yoksullardır. Onlarda bu seçimin belirleyenleri arasında yer almıştır. Bu meselenin de önümüzdeki günlerin temel politik gerilim konularından biri olacağını söyleyebiliriz" diye belirtti.
 
Gümüştaş, değerlendirmesine şöyle devam etti:
 
ERDOĞAN İŞGAL PLANI HAZIRLIĞINA DEVAM EDECEKTİR
 
"2019 yerel seçimlerine Türkiye ve Kürdistan'da demokrasi ve özgürlük mücadelesi, arayışı ve tekçiliğe karşı duruş damgasını vurmuştur. Seçimlerden sonrasına siyasal iktidarın yürüteceği politik hattın da belirleyici unsuru olmuştur. Erdoğan'ın balkon konuşmasını seçim yenilgisinin bir çeşit kabulu görmekle birlikte aynı zamanda önümüzdeki dönemin politik hattının ilk adımları olarak okuyabiliriz. Erdoğan, bu yenilgi karşısında başkanlık rejimini 'merkezde kaybetmiş ilçelerde sürdürülen' bir tablo ile birlikte krizli bir şekilde inşa etmeyi sürdüreceğini, Rojava'yı işgale dayanan savaş stratejinin bu plana eşlik edeceğini ifade etmiştir.
 
HDP DAHA ÖZGÜVENLİ VE İNİSİYATİFLİ OLMALI
 
"Doğal olarak bu tabloda moral ve başarıyı sahiplenen demokratik kitle hareketinin, emekçi sol hareketimizin daha güçlü inisiyatife ve sokak buluşmalarına ihtiyacı var. Türkiye siyasetinde seçimlerin siyasal demokrasinin kazanılmasındaki rolü siyasi iktidarın seçim okuması ve savaş politikaları ile ortadan kalkmıştır. 2019 yerel seçimlerinde AKP'yi yenilgiye uğratan siyasi tablonun yarattığı imkanlar ve üreteceği politik gerilim karşısında daha fazla direniş ve sokak yine başat belirleyicidir. Bu seçimin de kilit partisi olan HDP'nin, HDP/HDK zemininde ortaya konulan, özgürlük ve demokrasi güçlerinde de verili olan siyasetin daha özgüvenli ve insiyatifli hareket tarzı dönemi belirleyecektir."
 
HALK KAYYUM POLİTİKASINA KARŞI DİRENİŞİ SEÇTİ
 
Gümüştaş, "Bu seçimlerde Türkiye ve Kürdistan'da kritik bir rol oynayan HDP ve seçmenidir. Demokrasi ve özgürlük, direniş ve demokratik siyaset tavrından yana olan seçmenin, bundan sonraki süreçte oynayacağı rol, yürüteceği antifaşist mücadele, Leyla Güven ve tecit karşıtı sokak hareketi yürünecek temel yolu işaret etmektedir" dedi.
 
"Kürdistan bakımından tablo bir yerel seçim olarak okunamaz. Siyasi iktidarın kayyum politikasına karşı direniş biçiminde gelişti. Seçimlerin son döngüsünde ise tecrit karşıtlığı ile birleşen bu mücadelede, kararlılığını Newroz alanlarında ortaya koyan halk iradesi ile gösterdi. Kürt halkı kayyum politikasına hem Newroz alanlarındaki direnişle hem de sandıkta yanıt verdi. Dolayısıyla seçim sonuçlarını, seçim öncesinden başlayarak bu mücadelenin kazancı olarak okuyabiliriz" diyen Gümüştaş, Diyarbakır, Batman, Cizre, Diyarbakır E Tipi Hapishanesi önündeki ve diğer illerdeki kutlamaların bu mücadelenin sonucu olduğunu belirtti.